Sevgili okurlar,
ABD’yi vuran 11 Eylül saldırısını hatırlatarak yazıma başlamak istiyorum. Ama öncesinde ‘teröre lanet olsun’ demekten kendimi alamıyorum!
Evet,ABD’yi vuran 11 Eylül saldırısı!
Vurulmaz,edilmez,yapılmaz,inanılmaz denileni hepimiz televizyon ekranlarından,sosyal medyadan izlerken,dilimiz,nutkumuz tutulmuştu ya,aynen öyle bir vahşette Fransa’da gerçekleştirildi..
Fransa’ya geçmiş olsun!
Paris’e geçmiş olsun!
Fransa’nın ve tüm insanlığın başı sağ olsun!
Hangi birini yazalım?
Bu sayfanın takipçileri bilirler, teröre tanıklık yapmış bir gazeteci olarak ‘terör ‘ ile ilgili çokça yazıyı kaleme aldım..
Hep çıkış noktamız insanlık adına, gelecek adına, kardeşlik adına oldu!
Terörden çok çekmiş bir milletin evlatları olarak, bu acıyı ancak biz anlarız!
Bir de o terör vahşetini yaşayanlar, ocağına ateş düşenler..
Kısacası hep deriz ya ‘ ateş düştüğü yeri yakar’ diye!
Aynen öyle!
Terörün ırkı, dini, mezhebi olmaz!
Terör terördür!..
Kimden gelirse, gelsin insanlık adına teröre karşı birleşmeliyiz..
Güçlü birliktelikler oluşturmalıyız!
Türkiye’nin 30 Yıldır çektiğini bir bilseler!
Şehit cenazelerini bir anlasalar..
Gözü yaşlı annelere, babalara, kardeşlere bir sorsalar..
Yetim kalan yavrulara, dul kalan gelinlere, acılı eşlere bir kulak verseler..
Terörü daha iyi anlayacaklar diyeceğim ama, o bile fayda etmedi!
Ekranlara kesilen başların gölgesi düştü..
İnsanlık dramları Akdeniz, Ege kıyılarına vurdu..
Yine kimse tınlamadı!
Birileri inadına, sistem, rejim, sözde demokrasi ihraç etmeye, ülkeleri karıştırmaya, uyuyan insanları uyandırmaya kalktı?
Yani  ülkeleri dizayn etmeye, evet o ülkede yaşayanlara ve mevcut yapıya rağmen o ülkelere şekil vermeye kalktı!?..
Ne oldu sahi?
O ülkelere insanlık mı geldi?
O ülkelere demokrasi mi getirildi?
O ülkelere getirilen yönetimlerde hürriyet, refah şarkıları mı söyleniyor?
Hani Saddam’ın topları, bombaları?
Bu ‘Arap Baharı’ denilen ayaklanmalarda hayatlarını kaybedenleri hatırladınız mı?
Ya şu Afganistan?
Şu Irak?
Ve diğer ülkelerde estirilen teröre ne demeli?
Elbette haklı çıkmak, bir tarafı da haklı çıkarmak için bunları söylemiyorum!
Ama, terörün kaynağına ineceksek, Paris’in, Avrupa’nın, ABD’nin gözyaşlarını iyi anlayacaksak, terör denilen illeti iyi anlamamız, okumamız gerek!
Bakınız, tüm dünyaya ‘terör’ kelimesi Fransa’dan yayıldı..
Biliyor muydunuz?
Fransa’da bir ara kurulan bir ara rejimin estirdiği şiddet ve kaostan kaynaklanan yönetim anlayışına ‘ terör’ denildi..
sonra bu ‘terör’ silahını eline alanların sayısı çoğaldı..
Kimi, bir dava, kimi bağımsızlık, kimi hürriyet, kimi şiddet ve kimi de bir ucube bayrak için silah alıp yollara, dağlara, kentlere yürüdü!
O kadar terör örgütü oldu ki?
O kadar!
İnsanlar, terörün kurbanı olmaya başladı..
Teröre kurban gidenlerin sayısı gittikçe arttı..
Refah ve bolluk içinde olanlar ilk zamanlar terörü anlayamadılar, kanıksamadılar!
Hani ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ ya!
İşte bu defa da terör ateşi Paris’e düştü!
İnsanlar, bir kahvehanede, bir konser salonunda, bir maç anında kıstırıldı..
Canlı bombalar son görevlerini terör adına yaptılar..
Silahlar, terör adına masum insanların üzerine ateş yağdırdı..
Paris, Paris olalı böyle acı görmedi..
İnsanlık, bir kere daha Paris’te vuruldu!
Ne olup bittiğini anlamaya çalışanlar var elbet?
Ne olup bittiğini?
Ama sen, insanlarının, kardeşlerinin, bacılarının, oğullarının, milletinin, vatanının, bayrağının adına yıllardır dağlarda nöbet tutan Mehmet’e sor terörü!
Silvan’da Cizre’de, Şırnak’ta şehit düşeni!?
Hakkari’de yol kesen, çukur kazan, yediği kapa pisleyeni..?
Özyönetim ilan edeni, devlete başkaldıranı?
Yalanlarla gençleri kandırıp, dağ kaldıranı, masum genç körpe beyinleri yıkayıp, ele silah tutuşturanı?
Şantiye basıp, işçiyi kaçıranı, makineleri, okulları ateşe vereni?
Sizi de birkaç tabut gönderirim diyeni?
Eşitlikte, haktan, hukuktan, demokrasiden söz edip, insanları acımasızca katledenleri?
Terörü iyi anlamak gerekiyorsa, Paris’i iyi okumak gerekiyorsa, biraz empati yapmasını bilmek gerektiğini nasıl anlatsak?
‘Terör gün gelir sizi de vurur ‘ dediğimizde kıs kıs gülenleri?
Teröre lojistik sağlayanları?
Teröristleri himaye edenleri?
Sözde Ermeni soykırım matavalları sıkanları?
Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Batman’da terör estirenleri?…
İşte Paris terörün şifrelerini okumak  için geriye gitmek gerekir..
Kimin yaptığı, neden yaptığı çok mu önemli?
Önemli olan bunların ağa babaları, terörü azdıranlar, bu şiddet kuyusuna taş atılmasını sağlayanlar, bu işi finanse edenler, kısacası terör silahını kullanan ülkeler  çok önemli?..
Bir daha, bir daha söylüyorum:
Günümüz teröre gebe!
Bu terör silahı kimi, nerede ve nasıl vuracağı belli olmaz!
Vakit geçmeden tüm insanlık ayağa kalkmalı!
Teröre karşı ortak ses oluşturmalı!..
Tüm dünyada barışı egemen kılmalıyız!..
Hedefimiz, ilkemiz, yurtta barış, dünyada barış olmalı!..
Sevgi çiçekleri açtırmalıyız barış adına!
Birbirimizi ezmeden, vurmadan, incitmeden paylaşmalıyız evrensel değerleri..
İşte Silvan’da da manzara ortada!
Bu durumu nasıl izah edeceğiz?
Unutmayınız ki, terörün hedefi korku salmak, şiddeti dayatmak, kaos ortamı oluşturmak ve ardından taleplerde bulunarak hedefe varmaktır..
Bakalım Paris’i kana gölüne çeviren bu terör belasının altından kim ve kimler çıkacak?
Terörü şiddetle kınıyorum ve bir daha teröre bin lanet olsun!
Nice terörsüz ve sağlıklı günler dileği ile pazarınız güzelliklere vesile olsun!