Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için Ramazan gecelerini ibadetle geçiren (teravih namazını kılan) kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." Teravih namazı Ramazan gecelerine mahsus bir namazdır. Orucun değil Ramazanın sünnetidir. Hastalık, yolculuk gibi mazeretleri sebebiyle oruç tutmayanların da teravih namazını kılmaları sünnettir. Hem erkekler, hem de kadınlar için sünnet-i müekkededir. Cemaatle kılınması sünnet-i kifâyedir ve sevabı çoktur. Evde de, tek başına veya cemaatle kılınabilir. Ramazanda teravih namazında Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, yani hatimle teravih namazı kılmak da sünnettir. Peygamber Efendimiz: Cemaatle kılınan namazın faziletinin tek başına kılınan namazdan yirmiyedi kat fazla olduğunu" bildirmiştir. Teravih namazını evde cemaatle kılanlar cemaatin sevabını kazanırlar, ancak camideki cemaatın faziletini elde edemezler.
TERAVİH NAMAZI NASIL KILINIR
Teravih namazı yatsı namazından sonra kılınır. Yatsıdan önce kılınması caiz değildir. Vitir namazı teravihten sonra kılınır. Yirmi rek'at olan teravih namazı her iki rek'atın sonunda selâm verilerek kılındığı gibi, dört rek'atta bir selâm verilerek de kılınır. Her iki durumda da namaza devam edilir ve yirmi rek'at tamamlanır. İki Rek'atın Sonunda Selâm Verilerek Teravihin Cemaatle Kılınışı; Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır.
Namazı kıldıracak imam: "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp ellerini bağlar. İmamın arkasında kılan cemaat de "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, uydum imama" diyerek niyet eder ve imamın tekbirinden sonra "Allahü Ekber" diyerek tekbir alır ve ellerini bağlar.
Bundan sonra imam ve cemaat gizlice "Sübhaneke"yi okur. Sübhaneke'nin okunması bitince (cemaat ayakta başka bir şey okumaz, sadece imam Fatiha'yı bitirince gizlice "amin" der.) İmam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okur. Cemaatle birlikte rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rek'ata kalkılır.
Burada yine imam gizlice besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup cemaatle birlikte rükû ve secdeleri yaparak oturulur. Bu oturuşta imam ve cemaat Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme bârik ile Rabbena âtina... duasını okuyarak selâm verirler. Böylece iki rek'at kılınmış olur. Ayağa kalkılarak tarif ettiğimiz şekilde ikişer rek'at kılınmaya devam edilerek yirmi rek'at teravih namazı tamamlanmış olur. Bundan sonra üç rek'atli vitir namazı da cemaatle kılınır.
İki Rek'atın Sonunda Selâm Verilerek Teravihin Tek Başına Kılınışı;
"Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya" diyerek niyet edilir ve aynen sabah namazının iki rek'at sünneti gibi kılınır. Yirmi rek'at tamamlanıncaya kadar ikişer rek'at kılınmaya devam edilir, teravih bitince de vitir namazı kılınır.
Dört Rek'atın Sonunda Selâm Verilerek Teravihin Cemaatle Kılınışı
Namazı kıldıracak imam ve cemaat yukarıda tarif ettiğimiz gibi niyet ederek iftitah tekbirini alır ve ellerini bağlar. İmam ve cemaat gizlice Sübhaneke'yi okuduktan sonra (Cemaat başka bir şey okumaz) İmam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeler yapılarak ikinci rek'ata kalkılır.
Burada imam gizlice Besmele'yi, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeleri yapar ve otururlar. İkinci rek'atın sonundaki bu ilk oturuşta imam ve cemaat Ettehıyyatü, Allahümme salli ve Allahümme bârik'i okur ve üçüncü rek'ata kalkarlar.
Üçüncü rek'atın başında hem imam, hem de cemaat gizlice sübhaneke'yi okur. Sonra imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sûre okur. Sonra rükû ve secdeleri yaparak dördüncü rek'ata kalkarlar. İmam gizlice Besmele'yi, açıktan da fatiha ve bir sûre okuyarak yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur. Bu oturuşta da imam ve cemaat Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme bârik ile Rabbenâ âtina... duasını okuduktan sonra selâm verirler. Böylece teravih namazının ilk dört rek'atı kılınmış olur. Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rek'at kılınmaya devam edilir. Beş defa dört rek'at kılınınca yirmi rek'at teravih namazı tamamlanır.
Sonra da yine cemaatle vitir namazı kılınır. Dört Rek'atın Sonunda Selâm Verilerek Teravihin Tek Başına Kılınışı , "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya" diye niyet edilir ve aynen ikindi namazının sünneti gibi kılınır. Aradaki fark sadece niyetin değişik olmasıdır. Böylece dörder rek'at kılınarak yirmi rek'at tamamlanır. Bunun peşinden de vitir namazı kılınır.

İTİKÂF
İtikâf, bir camide ibadet niyyetiyle durmak demektir. Ramazanın son on gününde itikâf, kifâye olarak sünnet-i müekkede'dir. Cemaatten biri itikâfa girince bu görev diğerlerinden düşmüş olur. İtikâfın şartları, niyet etmek, oruçlu olmak, itikâfı beş vakit cemaatle kılınan camide yapmak ve kadının ayhalî ve lohusa halinde olmamasıdır. Kadın, camide değil, evinde namaz kıldığı odada itikâf yapar.
İtikâfın adabı:
1. Câmilerin en faziletlisinde ve Ramazanın son on gününde itikâfa girmek.
2. İtikâf esnasında sadece hayırlı şeyler konuşmak.
3. Kur'an okumak, hadis-i şerif, peygamberlerin hayatına ait kitaplar okumak.
4. Temiz elbise giymek, güzel koku sürünmek. İtikâfa giren kimse camide yer, içer, uyur ve lâzım olan şeyleri camide alır. Bunlar için dışarı çıkarsa itikâfı bozulur.
Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli ise gusûl yapmak gibi tabiî ihtiyaçları için camiden dışarı çıkar. Cuma namazı aynı yerde değil de başka yerde kılınıyorsa cuma için bulunduğu yerden çıkıp oraya gidebilir. Cenaze namazı için dışarı çıkamaz. Kendisine ve malına bir zarar geleceği korkusu ile ve zorla camiden çıkarılması durumunda başka bir camiye geçmek üzere camiden çıkabilir. Bu zorunlu haller dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulur. İtikâfda olan kimsenin eşi ile cinsel ilişkide bulunması itikâfı bozduğu gibi dokunmak ve öpmekle bir boşalma olursa yine bozulur. İhtilâm olmak (uyku halinde cünüplük meydana gelmesi) itikâfı bozmaz. İtikâfa giren kimse hayırlı ve iyi işler söylemeli, kötü sözlerden sakınmalıdır.
İhlas ile itikâf yapan mü'min, bir süre dünya işlerinden ayrılarak Allah'a yönelir. Düşmanı olan şeytanın şerrinden en sağlam kaleye sığınmış, Allah'ın evi olan camide onun sonsuz rahmetine iltica etmiş olur. Bu durumda olan bir mü'min, Allah'ın evinde onun misafiridir. Ev sahibine lâyık olan da misafirine ikramda bulunmaktır. Peygamber Efendimiz, vefat edinceye kadar Ramazanın son on günü itikâfa devam etmişlerdir.
ORUCUN DERİN ANLAMI
Dünyada gerçek mutluluk diye bir şey var mı? (…)./… Sıradan insanlar ne yapar, neden mutlu olurlar? Sonuçta onların mutluluğunun gerçekten mutluluk olup olmadığını bilmiyorum. Sıradan insanları mutlu eden, çılgınca can attıkları, durdurulamayacak biçimde çevresinde yarıştıkları şeylere bakıyorum: Hepsi bu şeylerden mutlu olduklarını söylüyor. Ben onlarla mutlu değilim, mutsuz değilim. Sonuçta gerçek mutluluk diye bir şey var mı, yok mu?/ Ben eylemsizliği gerçek mutluluk sayıyorum.(…) Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna halk karar veremez. Ancak eylemsizlik karar verebilir buna. Yetkin mutluluğa, canınızı korumağa sizi yalnızca eylemsizlik yaklaştırır./… Gök’ün eylemsizliği onun saflığıdır. Yeryüzünün eylemsizliği onun barışıdır. Dolayısıyla iki eylemsizlik bir araya gelince bütün şeyleri dönüştürür, doğurur. Harika bir biçimde, gizemli bir biçimde onlar bir şeylerden ortaya çıkmazlar, bir imleri yoktur. Her biri kendi işine bakar, eylemsizlikten gelişir. Bu yüzden, “yer ile Gök bir şey yapmaz, gene de yapılmamış hiçbir şey kalmaz” diyorum. İnsanlar arasında bu eylemsizliğe kim sarılabilir? (Chuang Tzu’nun Kitabı, çev: L. Özşar, Biblos Y. S.107 vd.).