Yerel seçimlere 5 ay gibi bir süre kaldı…

Tahminimce 15-20 güne kadar aday adaylık başvuruları yapılmaya başlanacak…

Aday adayları ortaya çıktığında da daha net analizler yapma şansımız olacak…

Şu anda haliyle sadece ismi geçenler üzerinden değerlendirmeler yapıyoruz…

Sürekli yazıp çizdiğimiz adamlar belki aday adayı bile olmayacak…

Hiç ismini zikretmediğimiz kişiler belki aday adayı olarak ortaya çıkacak…

Falanca belediyeye aday olur diye düşündüklerimiz belki hiç ummadığımız bir belediye için başvurusunu yapacak…

Hepsini önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde göreceğiz…

 

AK PARTİ

Hem bütün belediye başkanlarının AK Partili olması, hem de AK Parti’nin ülke genelinde en güçlü ve iddialı siyasi parti olması nedeniyle ağırlıklı olarak AK Parti adayları üzerinde duruyorum…

Zaten sokağa çıkıp kime sorsanız en çok AK Parti adaylarını merak ettiğini söyler size…

Sakarya kamuoyundaki genel kanı yerel seçimlerin AK Parti aday adayları arasında geçeceği, aday olanın belediye başkanı seçileceği yönünde…

Daha önce de yazdığım gibi ben şahsen AK Parti’nin tüm belediyeleri kazanabileceğini, yani tekrar 17-0 yapabileceğini düşünmüyorum…

Bu düşüncemin tabii ki bir altyapısı var…

Bir kere uzun yıllardır şehri AK Partili başkanlar yönetiyor…

Belli bir yıpranmışlık söz konusu…

Ortada çok büyük belediyecilik başarılarından da söz etmek mümkün değil…

Bazı bölgelerde AK Parti’nin doğru adayı bulması da zor…

Muhtelif zamanlarda yazdığım gibi bazı bölgeler gerçekten çok sıkıntılı…

Öyle yerler var ki halkta karşılığı olanın partide karşılığı yok, partide karşılığı olanın halkta karşılığı yok…

İnsanlardaki değişim arzusu dizginlenemez boyutlarda…

Sakarya’daki bütün belediye başkanları değişse kimse çıkıp “Siz ne yaptınız” diye hesap sormaz AK Parti’ye…

O derece bir bıkkınlık var anlayacağınız…

Tabii böyle bir değişikliğin pek mümkün olduğunu da söyleyemeyiz…

Zira hala kamuoyu anketlerinde halkın büyük teveccühüne mazhar olan belediye başkanları mevcut…

Ayrıca ülkemizde sebebi ne olursa olsun ciddi bir ekonomik kriz de söz konusu…

Bu krizin de seçmen tercihlerinde etkili olacağını düşünüyorum…

 

BÜYÜKŞEHİR

Adayı en çok merak edilen belediye hiç kuşkusuz Büyükşehir Belediyesi…

An itibariyle mevcut başkan Zeki Toçoğlu yeni dönem için de en güçlü isim…

İsmi geçen aday adayları arasında onu ciddi manada zorlayabilecek ve kendisine alternatif olabilecek birisini görmüyorum…

Şayet anketlerde durumu iyiyse, yani vatandaş kendisinden memnunsa Zeki Toçoğlu’nun bir dönem daha başkanlık yapmasının önünde bir engel bulunmuyor…

Anketler haricindeki kriterlerde Zeki başkanın sorun yaşayacağını düşünmüyorum…

Anketler tersini söylüyor ve vatandaş artık Toçoğlu’nu istemiyorsa da kendisinin en büyük halefi olarak Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ı görüyorum…

Partinin uzun yıllar il başkanlığını yapmış, beğenirsiniz beğenmezsiniz 10 sene boyunca şehrin en gözde ilçesinin belediye başkanlığını üstlenmiş bir isim olarak ilk önce akıllara Yusuf Alemdar geliyor…

Her seçim döneminde iddiasını ortaya koyan ve gerek kamuoyunda, gerekse teşkilatta ciddi bir karşılığı bulunan Ali İnci de güçlü bir isim olarak hafızalarda yerini koruyor…

Alemdar ve İnci’yi bu manada ayrı bir yere koyuyorum…

Yine kamuoyunda ismi geçen eski bakan Ersin Taranoğlu’na partide bir geçmişi olmaması ve teşkilatta hoş karşılanmayacağı düşüncesi ile şans tanımıyorum…

Ancak Taranoğlu’nun açıkladığı projelerle siyasetin çıtasını yükselttiğini düşünüyorum…

Yine zaman zaman adı zikredilen ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde daire başkanı olan Rıdvan Duran’ın da yeterli tecrübeye sahip olmadığı için tercih edilebileceğini düşünmüyorum…

Eski milletvekili Hasan Ali Çelik ile Geyve Belediye Başkanı Murat Kaya’nın Taranoğlu ve Duran’a nispeten daha ciddi adaylar olduğunu söyleyebilirim…

Ancak bu iki ismi de Alemdar ve İnci kadar iddialı görmüyorum…

Hiçbir şekilde gündeme gelmeyen, kimsenin tahmin etmediği bir ismin Büyükşehir adayı olarak açıklanması ihtimalini ise dışlamamakla birlikte çok zayıf olarak değerlendiriyorum…

ADAPAZARI

Adapazarı Belediye başkan adaylığı için en fazla şans tanıdığım isim İl Başkanı Fevzi Kılıç…

Şayet istifa eder ve Adapazarı’na müracaat ederse çok büyük ihtimalle aday gösterileceğini düşünüyorum…

Fevzi Kılıç müracaatını Büyükşehir’e yapsa dahi Adapazarı adayı olarak gösterilme ihtimalini yüksek görüyorum…

Adapazarı için en fazla şans tanıdığım diğer iki isim ise Mutlu Işıksu ile Mustafa Ak…

Ben bu üç isim dışında başka bir isme şu an itibariyle şans tanımıyorum…

DİĞER BELEDİYELER

Mevcut belediyeler arasında devam etme olasılığını en yüksek gördüğüm belediyeler Arifiye, Kocaali ve Karapürçek…

Bu üç belediyenin dışında kalan her belediyede değişim yaşanabilir…

Üç dönemini dolduran belediye başkanlarının tekrar aday gösterilme şanslarının olmadığını düşünüyorum…

İstisna olarak Taraklı Belediyesi’ni zikredebilirim…

Çok küçük bir ihtimal de olsa Tacettin Özkaraman 4. kez aday gösterilebilir…

AK Parti’nin bu sefer mutlaka bir bayan adaya yer verme gayretinde olduğunu görüyorum…

“Henüz birinci dönemini tamamlayan belediye başkanları değişmez” tezi de kimseyi aldatmasın…

İlk döneminde büyük hayal kırıklığı yaratan ve değişmesi hemen hemen garanti olan bir belediyenin olduğunu duyuyorum…

Onun haricinde bilhassa bazı kuzey ilçelerinde değişimin kaçınılmaz olduğunu tahmin ediyorum…

NEREDEN BİLİYORUM?

Peki, bütün bu yazdıklarımı nereden biliyorum…

Tabii ki kesin bir bilgim yok, ben sadece tahminlerimi ve gözlemlerimi paylaşıyorum…

Tahminde bulunurken de birçok veriden ve kaynaktan faydalanıyorum…

Gerek ilçelerdeki hatırı sayılır kişiler, gerekse siyasetteki bilgisine güvendiğim insanlarla sık sık istişarelerde bulunuyorum…

Bizzat kendim gidip gözlemler ve araştırmalar yapıyorum…

Bunun başka bir yolu ve yöntemi de yok zaten…

Yeryüzündeki bütün gazeteciler köşe yazarken bu yöntemlerden faydalanıyor…

Muhakkak ki birçok insanı kızdırıyor, hatta istemeden bazı insanları da üzebiliyorum…

Takdir de ediliyorum, tenkit de…

Çok seven de çıkıyor, nefret eden de, çekemeyen de…

Herkesi memnun etmek tabii ki mümkün değil…

Ama sonuçta adımla sanımla, ismimle cismimle kalem oynatıyorum…

Lafı eveleyip gevelemeden her şeyi olduğu gibi yazıyorum…

Kimsenin arkasından iş çevirmiyorum…

O darılır, şu gücenir, falanca kızar, filanca küser diye dert etmiyorum…

Aman şunu eleştirmeyeyim, aman şuna dokunmayayım benzeri kaygılar taşımıyorum…

Köşeme gölge resim koymuyorum, mahlas kullanmıyorum, takma isimle yazmıyorum…

Oturduğu yerden çakma bir isim bulup haysiyetsizce ve vicdansızca yorumlar yapılan klavye mücahitliğine de soyunmuyorum…

İsmimi gizleyecek kadar korkak, takma isimle ona buna çamur atacak kadar şerefsiz değilim!

Allah’a şükür kimseyle bir sorunum, kimseyle bir problemim, kimseden de bir korkum, çekincem yok…

Her partiden her insanla rahatça oturup kalkıyor, herkesle en üst seviyede insani ilişkilerimi sürdürüyorum…

Tek bir partinin gazetecisi (doğrusu şakşakçısı) değil her partiye eşit mesafede bir gazeteci olmaya çalışıyorum…

Ve buradan altını çizerek bir kez daha vurguluyorum:

Birtakım yönlendirmelerle hareket ediyorsam, algı yaratmaya çalışıyorsam, sevdiğim insanlar koltuk sahibi olsun diye uğraşıyorsam, birtakım kişilerden birtakım menfaatler sağlıyorsam ve kaos çıkarıp ortalığı bulandırmak amacıyla yazılar yazıyorsam, Allah bana bir daha köşe yazmayı nasip etmesin…

Diğer partilerin durumunu da bir sonraki yazıya bırakıyorum…

Sevgi ve saygılarımı sunuyorum…