Sevgili okurlar,
Bir pazar daha geldi çattı.. Neyi konuşalım, neyi konuşmayalım? Konular o kadar çok ki?
Takdir edersiniz ki, önce bizden başlayalım, yani Türkiye’den.. Türkiye’de siyaset makamı, yeni anayasa değişikliklerini görüştü ve onadı.. Şimdi top Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a havale edilecek.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına göre ise kapıda referandum var..
Haydi hayırlısı!
Fakat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki görüntüler hiçte gelecek için iyi işaretler vermiyor!?
Üzülerek ifade edelim ki, TBMM’nde sergilenen iradenin temsiliyeti gelecek için ürküntü verdi, korku saçtı!..
Yine güç gösterilerinde bulunuldu, saç, baş yolundu, tekmeler ve tokatlar havada uçuştu!..
Daha da önemlisi tatsızlık pankartlara yansıtıldı.. ’Köpekler giremez’ levhası taşındı, bazı vekillerin odalarının kapılarına ‘Köpek’ resimleri asıldı..
Söz verilenler, söz verilmeyenler, bir oyunun figüranı olarak orada çaresiz vekiller rolünü oynadı.. Biri vardı ki, bu oyuna daha fazla dayanamadı ve meclis mikrofonlarına kendini kelepçeledi..
Sonrası malum!
Saçlar, başlar yolundu ve engelli vekili bile devirdiler!
Anlamış değilim, bu vekiller bu Gazi Meclis’e bu güç gösterisi için mi seçildiler?
Fikirlerini yarıştırmasını nasılda unuttular?
Bu görüşmeler sırasında en çok tartışma ise, MHP(Milliyetçi Hareket Partisi) üzerine oldu.  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise bu görüşmelerde sahneye çıkmadı. Oturduğu yerden tartışmaları izlemekle yetindi. Hatırda kalan tek şey ise ‘gülücükleri’ oldu!
Keşke,bu yeni anayasa değişiklikleri konusunda ‘ Hayır’dan, Evet’ten ‘ öte görüşlerini  öğrenebilseydik..
Neden mi?
Zira, MHP daha önceki söylemlerinin tersine, bir manevra ile bu yeni anayasa değişikliklerinin TBMM’ne taşınmasına vesile oldu..
Kısacası dünden, bugüne ne değişmişti?
Ne değişmişti ki, MHP, AKParti ipine sarılmıştı?
Şu an konuşulanlara bakılırsa, MHP, yeni oluşumda önemli görevler üstlenebilecek. Devlet Bahçeli’yi ‘Devlet Sekreterliği’ görevi sunuluyor.. Bazı milletvekilleri de ‘bakan’ olası.. MHP yandaşlarının devlet kadrolarında yeri daha da sağlamlaştırılacak.. MHP’li işadamlarına kamu ihalelerinde iş imkanları sağlanacak…
Bunlar elbette iddialar..
İnanılması zor tabii..
Türk Milliyetçilerinin böyle bir süreçte, öncelikleri bunlarsa, pes doğrusu!
Eh, bu da bir siyaset diyenler olabilir!
Elbette!
Ama, tarih bu siyasi duruşu, nasıl yazacak, ona bakmak gerek!
Son olarak, nezaketten, sevgi ve saygıdan, uzlaşıdan uzak  bir Meclis çalışmalarını sıkılarak, üzülerek, dudağımızı ısırarak izledik.. Bu koca, koca adamlara nasıl da vekalet görevi vermişiz?!
Meclis başkanlarının ise ‘Kraldan fazla, Kralcı tutumlarını’ hiç ama hiç tasvip etmedim..
İnsan, daha hoşgörülü, daha sevecen, daha kucaklayıcı, daha iyi yönlendirici olabilir..
Ne aceleleri vardı, anlamadım!
Neyin ve kimin malını, kimden kaçırıyorlardı ki?
Yani bu alel-acelenin altında ne vardı?
Öğreneceğiz elbet!
Son olarak, CHP’li Hatip Özgür Özel, eski siyasi liderlerden Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alpaslan Türkeş’in(Allah her ikisine de rahmet eylesin!) ‘ Başkanlık sistemi’ ile ilgili görüşlerini, Meclis kürsüsüne taşıması, çok güzel bir an ve hatıra oldu..
Doğru ya, dün dünde kaldı cancağızım!..
Bugüne yeni şeyler söylemek lazım!..
Umursandı mı?
Sanmam!
Keşke, dikkate alınsa!
***
Sevgili okurlar,
ABD’de de(Amerika Birleşik Devletleri) önemli bir başkanlık değişimi gerçekleştirildi.
Artık Obama yok!
ABD’de artık Donald Trump dönemi resmen başladı.. İşadamı ve yöneticilikten ‘ABD Başkanlığı’ koltuğuna oturmayı başaran Donald Trump ile ‘barış’ umutları biraz daha filizlenmiştir..
Başkanlık görevini üstlenen Donald Trump’un, vatandaşlarına verdiği mesajlar çok önemlidir..
İnşallah Başkan Donald Trump söylediklerini hayatı geçirir ve ABD, ülke dışında yıkımın, gözyaşının, acının, parçalamanın, dağıtmanın mimarı olmaz!..
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada siyaset makamı güvenini yetirmiştir..
İnsanlar, kime güveneceğini şaşırmış durumdadır..
Artık yapılan yanlışları saymanın bile bir faydası olmuyor!
‘Vekalet’ görevini üstlenenler, ‘vekaleti’ kötüye, bir çakır için, bir zümrenin geleceği için, kendi aile efradı için kullanmayı tercihi yeğlemiştir!
Bundan da bir başka vesayet anlayışı doğmuş, yaratılmıştır!
Bakınız ABD’nin dibinde, yani Fidel Kastro’nun ülkesi Küba’da, insanlar bağımsızlıklarını, onurlarını, hayatlarını sabırla, inatla idame ettirdiler.. Evet, birçok teknolojik gelişmeden yoksun, AVM’lere gitmeden, lüks otomobillere binmeden, marka tekstil ürünlerinden uzak, lüks tatiller yapmadan bugünlere geldiler..
Yoksul ama onurlu bir halk!
Özgürlüğünün de bir bedeli var!
Hele de yaşamak, aile bireyleri ile hayata tutunmak!
Küba halkından, darmadağın edilen Irak, Suriye halklarının, Ege kıyılarına vuran cansız bedenlerinden alacağımız çok ders olmalı..
hani Irak’a Saddam sonrası ‘demokrasi’ gelecekti?
Ne oldu o, ‘cehennem toplarına?’
Uyuma ey halkım!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yükselen bayrağını, daha yükseklere taşımak hedefimiz olmalı..
Yıkımda yer almak, yıkımı desteklemek, ağır bedelleri de beraberinde getirir..
Bu noktada, mevcut siyasilere hiç ama hiç güvenim yok!
Zira, ülkeyi bu hale bunlar getirmedi mi?
Bir ülkede, ’çalıyor ama, çalışıyor’ anlayışı pirim yapıyorsa, geçmiş olsun!
Güvenim mi?
Evet, halkımızda!
İnşallah halkımızın sağduyulu kararı, ülke lehine, birliktelikten, gelecekten yana olur!
Zira ülkede, doğruları söyleyen çok az insan kalmışsa, işimiz daha da zor demektir..
Bu zoru, halkın birlikteliği ve kararı bozacaktır..
Temenni ederim ki, ‘Kendim ettim, kendim buldum’ sonrası, sizler de ‘Allah’ım bizi af et’ demezsiniz!
Dememek için oyunu bozmak gerek!
Pazarınız sağlıklı güzelliklere vesile olsun!