Yazısında, Gazze’de yaşanan insanlık dramı ile refah içinde yaşayanların iman sınavını karşılaştıran Karagüzel, “Bu ne biçim iman?” diyerek vicdanları harekete geçirdi.
Gazze’de Enkaz Altında Sabır, Burada Konfor İçinde İsyan
Karagüzel, yazısının girişinde Gazze’de çocuklarını toprağa veren annelerden, taşsız savunmasız kalan babalardan ve “Elhamdülillah” diyerek sabreden gençlerden bahsederek şu ifadeleri kullandı:
“Kadınlar çocuklarını kendi elleriyle gömüyor. Erkekler ellerinde taş kalmasa da onurlarıyla dimdik duruyor. Ve dudaklarından hep aynı söz dökülüyor: Elhamdülillah!”
Bu sözleriyle imanın bir teslimiyet ve sadakat meselesi olduğunu vurgulayan Karagüzel, gerçek inancın musibet anında ortaya çıktığını ifade etti.
Konfor Müslümanları: “Dua Ettim, Olmadı” Diyenler!
Osman Karagüzel, yazısının devamında rahat yaşam şartlarında bile Allah’a isyan edenleri sert bir dille eleştirdi. “Bu da mı başıma gelecekti Allah’ım?” diyerek sitem edenlere karşı şu ifadeleri kullandı:
“Telefonu çalınınca Allah’ın adaletini sorgulayan, işi bozulan ya da bir ilişkisi bitince dinden çıkan gibi davranan bir topluluk türedi. Bu insanlar Allah’a kulluk etmiyor, O’nu dilek kutusu zannediyor.”
Gazze’nin Harabelerinde Yükselen Tevhid, Bizde Nerede?
Karagüzel, Gazze’deki direnişi ve tevekkülü, sosyal medya bağımlısı, anlık tatminsizlikle isyan eden bireylerle karşılaştırarak sert bir toplumsal eleştiride bulundu:
“Günde üç cenaze kaldıranlar Allah’a küsmezken, burada story’sine cevap alamayan genç Allah’a sitem ediyor. Orada açlıktan ölen çocukların anneleri secdede, burada elektrik faturasına öfkelenen adam dinden çıkıyor.”
21. Yüzyılın Kerbelası: Gazze
Gazze’nin sadece bir savaş alanı değil, imanın sınandığı bir laboratuvar olduğunu söyleyen Karagüzel, yazısını şu çarpıcı sorularla sürdürdü:
“Sen Gazze’de doğsaydın sabredebilir miydin? İlk bomba düştüğünde Allah’a isyan mı ederdin? Çünkü sabır, sadece musibetle değil; sabırsızlıkla da sınanır.”
Gerçek İman Nerede? Kendimize Bakma Vakti!
Yazının sonunda Karagüzel, imanın gerçek ölçüsünü Gazze’de yaşananlardan yola çıkarak sorgulattı. Şu sözlerle yazısını sonlandırdı:
“Onlar aç, çıplak ve yalnız ama Allah’a yakın… Biz tok, giyinik ve kalabalık ama Allah’tan uzak. Gazze sadece direnişin değil, imanın da son kalesidir.”
Yazının sonunda Gökhan Dihkan’dan alınan şu cümleye de yer verildi:
“Orası göklere açık bir secdegâh, bizimkisi sisteme entegre olmuş bir kulis dindarlığıdır.”
Fotoğraf: AA Arşiv
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın!





