Türkiye seçim sath-ı mailine girmiş durumda…

Seçim erkene de çekilse, zamanında da yapılsa durum bu…

Öyle ki milletvekili adayı olmak isteyenler bu günlerde çarşı pazar gezmeye, aylardır ortalıkta görünmeyen isimler hemen her düğün ve cenazede arz-ı endam etmeye, Sakarya ve Ankara’da kulisler derinleşmeye başladı…

Şimdiden elde kâğıt kalem çeteleler tutuluyor, “Hangi parti ne kadar milletvekili çıkarır”ın hesabı yapılıyor…

İktidar partisinde milletvekilliği rüyası gören birçok isim var…

Milletvekilliği yanında belediye başkanlığı rüyası gören isimler de var…

“Önce milletvekili adaylığını bir zorlayayım. Olmazsa belediye başkan adayı olurum” diye düşünenler de var…

Düşünülmeyen ve hesap edilmeyen tek şey ise AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumunun ne olacağı…

Zira hala AK Parti’yi eski AK Parti, Sakarya’yı eski Sakarya zannediyorlar…

“Ne yaparsak yapalım, ne hata işlersek işleyelim bu millet bize oy verir” diye düşünüyorlar…

“Reis’in bileği bükülmez, Sakarya kalesi düşmez. Yine rekorlar kırarız” zannediyorlar…

Büyük yanılgı işte burada başlıyor…

***

Sakarya şehri kurulduğundan beri AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olağanüstü destek verdi…

Her zaman Türkiye ortalamasının üstünde oy elde ettiler ilimizden…

Ama her ne kadar aksini iddia etseler de şehir bu olağanüstü desteğin karşılığını göremedi…

Hemen her ilde olan yatırımlar bizim ilimize gelemedi…

Şehir büyük bir kasaba görüntüsünden bir türlü kurtulamadı…

Hal böyle olunca ilk seçimde tulum çıkarılan ilimizde AK Parti’nin milletvekili sayısı gitgide düştü…

İlk seçimde 6’da 6 idi, sonra 6’da 5 oldu, daha sonra 7’de 5, en sonunda da 7’de 4…

Hemen her seçimde AK Parti’nin milletvekili sayısı azaldı…

AK Parti ve Erdoğan’ın oyunda öyle aman aman bir düşme olmaz iken milletvekili sayıları neden azaldı peki?

Bunun en büyük nedeni şehrin verdiği oyun karşılığını alamaması ve bir türlü sınıf atlayamamasıdır…

Bir diğer nedeni de milletvekili adayları belirlenirken gereken özenin gösterilmemesidir…

Her seçim öncesi yapılan temayül yoklamalarının lafta kalmasıdır…

Sakarya’da tabanı olan değil, Ankara’da gücü olanların aday yapılmasıdır…

Partiye katkısı ve emeği olan, şehirde karşılığı bulunan isimlere değer verilmemesidir…

Yukarıda da bahsettiğim gibi, “Sakarya ne de olsa çantada keklik. Kimi aday göstersek seçilir. Ceketimizi assak bile seçim kazanırız” anlayışı ile hareket edilmesidir…

Her seçimde sayı azalsa da Erdoğan’ın hatırı için verilen oylarla şehirde en çok milletvekilini AK Parti kazandı…

Bir nevi Erdoğan’ın oyuyla milletvekili oldu insanlar…

Ama gelinen noktada durum değişti…

Şimdi milletvekili adaylarının Erdoğan’ın oyuna değil, Erdoğan’ın milletvekili adaylarının oyuna ihtiyacı var…

***

Bilhassa ekonomik problemler insanları öyle bir duruma getirdi ki gözleri hiçbir şeyi ve hiç kimseyi görmez oldu…

Ülkenin içinde bulunduğu durum vatandaşı adeta canından bezdirdi…

Bunu ajitasyon olsun diye söylemiyorum; insanlar gelinen noktada sadece karınlarını doyurmanın derdindeler…

Sadece ekonomik sorunlar değil, hemen her alandaki haksız uygulamalar, adam kayırmalar, torpil ve iltimaslar da adalet duygusunu zedeledi…

“Din-iman, vatan-millet” edebiyatından bıktı usandı artık insanlar…

AK Parti’nin kendi tabanı bile duruma isyan etmeye başladı…

Hemen her seçimde milletvekili listesinde yapılan yanlış seçimler tabanın Erdoğan’a olan bakışını değiştirdi…

Taban artık kendilerini gerçekten en iyi şekilde temsil edecek, şehrin sorunlarına çözüm üretebilecek, insanların derdiyle dertlenecek milletvekilleri istiyor…

Genel merkezin kendilerine dayattığı isimleri değil, şehrin ve tabanın arzu ettiği kişileri listede görmek istiyor…

Örneğin şu anki mevcut dört milletvekilinden konuştuğum hiç kimse memnun değil…

“Hepsi değişmeli. Listede yepyeni yüzler olmalı” diyor, her kiminle konuştuysam…

“Yahu en azından biri listede kalsa” desem de şiddetle itiraz ediyorlar…

Muhalif seçmende zaten karşılığı olmayan bu isimlerin AK Parti tabanında da kredisini yitirdiğini söylüyorlar…

Önce milletvekillerinin, sonra da belediye başkanlarının değişmesini istiyorlar…

Belediye başkanlarından da memnun değil parti tabanı…

Özellikle bu dönemin belediye başkanları ne şehre, ne partiye, ne de Erdoğan’a hiçbir katkı sağlayamadı…

İncir çekirdeğini doldurmayacak işler büyük yatırımlar gibi lanse edildi…

Akıllara durgunluk veren projeler, büyük bir aklın ürünüymüş gibi servis edildi…

Şehrin temel hiçbir problemine çözüm üretilemedi…

Sosyal medya üzerinden yapılan algı operasyonlarıyla taban ve kamuoyu uyutulmaya çalışıldı…

Lakin tüm bu çabalara ve gösteriş budalalığına rağmen güneş balçıkla sıvanmıyor…

AK Parti ve Erdoğan’ın oy kaybetmesinde belediye başkanlarının da büyük payı var…

Seçimlerin üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen şehir hala yerinde sayıyor…

Vatandaş artık gerçekten bilgi sahibi, vizyon sahibi, ehliyet ve liyakat sahibi başkanlar görmek istiyor…

Onun bunun himmetiyle tepeden inme gelen ve kendi çevresinden gayrısına faydası dokunmayan başkanları değil!

***

Velhasılı kelam AK Parti açısından hikâyenin özeti budur!

Gel zaman git zaman büyük bir mirası el birliğiyle tükettiler ve şimdi uçurumdan aşağı baş aşağı inişteler…

Teşhis belli, tedavi belli…

Her şeyden önce ülkenin ve de vatandaşın ekonomisini düzeltecekler…

İşsizliğe ve hayat pahalılığına çare bulacaklar…

Sonra da bu ülkenin her insanına eşit ve adil davranacaklar…

Adalet sadece lafta ve partinin adında kalmayacak…

Daha sonra da seçmene dokunacak ve şehre sınıf atlatacak milletvekili ve başkan adayları belirleyecekler…

Daha yapılacak çok şey var ama öncelikle bu konulara eğilecekler…

Ve de her zaman aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemekten vazgeçecekler…