Bizim dünyamızda mübarek günler olduğu gibi, günaha vesile olan günler de vardır. Yarın akşam bu günlerden biridir. Kolaya kaçmayacağım ama işin esası bu geceye dayanmaz. Temel nokta ise anlayış ve sistem değişikliği olmalıdır. Bu gecelerde işlenen günahlar gerçekten önemlidir. Bilhassa toplumsal günahlar ise zirve yapmaktadır.
Bura da günahları tek tek saymak yakışık almaz. Ülkemizin problemi bilgi eksikliğinden çok, gerçek ilme imanın zafiyetindedir. Bu, ilim imandır. İman ise küfrü reddetmektir. Salih ameli talep etmektir.
Mesele sadece günah meselesi değildir. Takvim meselesi de değildir. Mesele “tercih ve tavır” meselesidir. Bu tavır günahların önünü açmak, günahları savunmak, günahları korumaktır. Ülkemizde günahların artıp eksilmesi, kimin meselesi olmalıdır. Alınması gereken yola göre gidilen mesele ise karınca adımlarıyla olmuştur.
Güller açan ülkemin topraklarında solmuş fidanları görmek maalesef bizi üzmektedir. Her günah bir üzüntü değil de ya nedir?
İŞTE BİR DEMET GÜNAH
 " Allah'a şirk koşmak, içki içmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yükümlü olduğu yetimin malını kendi malına katarak O'nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; İsra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi çocuğunu öldürmek (İsra, 17/31); insanlar arasında fitne çıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah'tan başkasına ibadet etmek (İsra,17/23); ana-babaya isyan etmek (İsra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; İsra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (İsra, 17/27); zina yapmak (İsra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam öldürmek (İsra, 17/33); ölçü ve tartıyı tam yapmamak (İsra, 17/35); kibirlenmek (İsra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesettüre riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber'e (s.a.s.) yalan hadis uydurmak (Peygamber'e yalan yere hadis uydurmak, büyük günah olmanın ötesinde, küfür sayılabilir. Çünkü şerîat'ın temel kaynaklarından ikincisi "sünnettir". Sünnete yalan isnat etmek; bazı konularda İslâm'ı temelinden yıkabilir); insanları diliyle çekiştirmek; kaş göz hareketleriyle alay etmek (Hümeze, 104/1 ).
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
DEVİR
BU kelime cenazelerde yapılan “devir” meselesi değildir. Ki o “devirde” güvence veren kaynağa sahip değildir. Belki iyi niyetle yola çıkılan bir fetvadır. Neyse biz konumuza dönelim. Evet, yine devir taptık. Neyi mi?. Şahsi ve toplumsal günah ve kusurlarımızı. Ha unutmadan yazayım “şike” konusunu devretmeden hallettik maşallah!!!!
Ülkemizin önünde en çok bu yıla (2012), devrettiğimiz konu; “dini yaşam özgürlüğüdür”. Dini yaşam konusu, kişinin din anlayışına göre farklılık arz edebilir. İmanının Salih amellerini icra etmeyenler için bu konu pek fark etmez. Aslında her iman sahibi için bu mesele önemli olmalıdır. Zira iman, taraf olmaktır. Taraf olmayan zıp zıp denen, müzebzebdir ki ona da literatürümüz de münafık denir. Yani “gizli kâfirdir”.
Ülkemin itikadı, ahlaki, hukuki ve farklılık meselesine dair onlarca konuyu bu seneye devrettik. Kısacası ülkemiz bu yıla da manevi borçlu olarak girdik. Bunlarında temelinde “eğitim ve esasları” problemleri vardır. Ülkemizin problemlerini çözmekle sorumlu her mükellef, problemi bir başka “bahara” türlü bahanelerle devretmektedir.
Ülkemin hapishanelerinde ki insanların %70’ i tutukludur. %30’u ise suçludur. Benim buradan anladığım ise, ülkemin özgürlüğünün de %70 fikri tutuklu olduğudur. %30 ise kendi adına özgürdür. Problemi çözülmeyen insan ise, kendi ülkesinde kelepçesiz ve hapishanesiz olarak tutukludur. Görünüş de özgür, hakikatte ise tutukludur.
- “Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin ve adalet numunesi şahitler olun. Bir topluluğa karşı, içinizde beslediğiniz kin ve öfke, sizi adaletsizliğe sürüklemesin..Âdil davranın, takvâya en uygun hareket budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.”(Maide suresi)

BÜYÜK GÜNAHDAN KAÇINANIN MÜKÂFATI
"Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız. " (en-Nisâ, 4/31)
"Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler." (eş-Şurâ, 42/37)
"O (Muhsin ola)nlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar işleyebilirler... " (en-Necm, 53/32).
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
İRİ GÜNAHLAR
"Yedi helâk edici Şeyden kaçının." Bunlar nedir Ya Rasûlallah diye sorulunca: "Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır" buyurdular.
Diğer bir hadiste ise: "Büyük günahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; müslüman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir. "
Diğer hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap içmek de ilâve edilmiştir. (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141-146; Ebû Davûd, Vasâya 10)
Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: Rasûlullah'a "Allah indinde en büyük günah nedir?" dedim. "Seni yaratan Allah'a Şirk koşmandır." buyurdu.
"Bu gerçekten pek büyük, bundan sonra nedir?" dedim. "Seninle beraber yemek yemesinden, tüketici olmasından korkarak evlâdını öldürmendir. " dedi. "Ondan sonra nedir?" dedim. "Ondan sonra komşunun hanımı ile zina etmendir" buyurdu.
Yine Abdullah b. Mesud'dan değişik bir senetle aynı hadis rivayet edildikten sonra şu ayetin nazil olduğu ilâve edilmiştir.
"Allah'ın (halis) kulları o kimselerdir ki, Allah'tan başka ilâha dua etmezler; Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmezler; meğerki hakla ola. Zina da etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarptırılır. " (el-Furkan, 25/68).
AİLECE TELEVİZYON SEYRETME FİTNESİ?
Ne var bunda diyeceksiniz. Televizyon seyretmek günah mı değil mi konusu bahsimiz değil. O öncelikle RTÜK’ün konusu. Cumhuriyet ve demokrasi rejimlerinin televizyon fıkhı öncelikle RTÜK’ün yetki alanına girmektedir.
Ailece TV seyretmenin bir kısım sakıncaları var mı yok mu az sonra anlatacağım olayla anlaşılmış olur.
Sevdiğine kaçarak evlenen biri eşiyle TV seyretmektedir. İzledikleri film esnasında oyun sebebiyle üstünü çıkaran çıplaklaşınca, evin erkeği eşinin gözlerine bakar. Eşi ise mahcubiyetten gözünü kapatır. Bir müddet sonra ise bayan gözünü açınca sahnenin devam ettiğini görür ve tekrar gözlerini kapatır. Kıskançlıkla eşinin gözlerini takip eden adam, sinirli bir şekilde eşine ağza alınmayacak iftira ve küfürlerle konuşmaya ve tartışmaya başlar.
Bu kıskançlık krizi o dereceye varır ki çok büyük şiddet ve darp sonrasın da kadın kocasını boğarak öldürür. Ve bir film, bir sahne ve sonun da bir katil kadın. Üzerinde psikologların çok düşünecekleri bir olay.
Sağlıklı bir din anlayışı ve hikmetli bir toplum oluşturamayan bu cemiyet suçlular mı üretmektedir acep? Bir dokun bin ah işit. Ey mahremiyet nerdesin?
Ali Seyar beyin araştırmasında “İşyerin de pornografik posterlerin ve resimlerin bulundurulması (%73)” taciz sebebi araştırmalarından kabul görmüştür. Soyunan erkeği aileye tacizci kabul eden adam eşine iftira ve şiddet uygulamıştır. Adam asla haklı değil, ama böyle bir seyrin sonucunu nasıl anlamak ve anlamlandırmak gerekir.