Kurumsal firmalarda uzun yıllar insan kaynakları müdürü olarak görev yapan Aldemir, 4 yıl önce tatil için gittiği Bodrum’un Gümüşlük beldesinde karşılaştığı ışıklı su kabaklarından ilham alarak yeni bir yola adım attı.
Eski Ahır, Şimdi Hayal Gücünün Merkezi
İlk kez Bodrum’da gördüğü süslemeleri kendi elleriyle yapmaya karar veren Aldemir, evinin yanında bulunan eski bir ahırı atölyeye dönüştürdü. Taşlarını dereden topladığı, harcını kendi hazırladığı bu atölye artık onun huzur bulduğu, üretim yaptığı özel bir alan.
“Burayı yaşam alanı haline getirdim. Kendi emeğimle güzelleştirdim. Benim için çok değerli bir yer,” diyen Aldemir, ışıklı su kabağı süslemelerini burada hayata geçiriyor.
"İlk Denemem Başarılı Olmadı Ama Vazgeçmedim"
Hobisine başlarken ilk denemesinin başarısız olduğunu dile getiren Aldemir, “Ama sonra babam bahçesinde su kabakları yetiştirmeye başladı. Malzeme bulmak zordu ama yılmadım. Boncukları Türkiye'de bulmak kolay değil, özel matkaplar gerekiyor. Tüm eksikleri tamamladım ve bu işi severek yapmaya başladım,” ifadelerini kullandı.
Hayal Gücüyle Şekillenen Sanat
Su kabağını işleme sürecinin tamamen hayal gücüne dayandığını anlatan Aldemir, “Önce kabağın dışındaki koruyucu tabakayı temizliyorum, ardından desen çiziyorum ve matkapla deliyorum. Işığını ve boncuklarını da ekledikten sonra ürün tamamlanıyor. Bazılarını boyuyorum, bazılarını doğal haliyle bırakıyorum,” dedi.
Satış Yok, Sadece Hediye Ediyor
Ürünlerini kesinlikle ticari amaçla yapmadığını vurgulayan Aldemir, “Ben bu işi keyif almak için yapıyorum. Eserlerimi sadece sevdiklerime hediye ediyorum. Kuzenime, kardeşime, arkadaşlarımın çocuklarına... Şu an bir kuru kafa tasarımı üzerinde çalışıyorum,” şeklinde konuştu.
"Fiziksel Yorgunluk Beni Rahatlatıyor"
Hobisinin kendisi için adeta bir terapi olduğunu dile getiren Aldemir, “Fiziksel olarak yoruldukça zihinsel stresim azalıyor. İş hayatının baskısını böyle atıyorum. Elimle bir şeyler yapmak beni rahatlatıyor. Bu lambalar, el işleri… İnsanın yapmak istediklerini denemesi gerek. ‘Ben yapamam’ demek yerine denemeli,” dedi.