Asrın illeti ile mücadele devam ediyor, son günlerde vaka sayısında göze çarpan bir azalma var. Yerel ölçekte aldığımız ve güvenilir sonuçlar.

Üzerinde kelime oyunu yapılmaksızın, pozitif vaka sayısı, yatan hasta, takipli hasta vs. tarzı verilerle meşgul olmadan, tüm kategorilerde bir azalmadan söz edilmekte.

Ki veri paylaşımına ilişkin güven kaybı yaratıldı, yurttaş hangi bilgiye inanacağını şaşırdı.

Tedbirleri azaltmalı ya da gevşetmeli gibi bir sonuç çıkartmadan, içinden geçtiğimiz durumun vahametini bilerek yola devam etmeli.

Sağlıklı kalmak, yaşama tutunmak hiç kuşku yok ki hangi şart altında olursak olalım, tartışmasız vazgeçemeyeceğimiz ve ödün veremeyeceğimiz bir durum.

Ancak unutulmamalı ki yaşamak içinde, yaşama tutunmak içinde ekonomik desteğe ihtiyaç var. Kuru ekmek içinde paraya ihtiyaç var.

TBMM’de 2021 yılı bütçe görüşmelerinde özellikle pandemi sürecinde birçok yurttaşın işini kaybettiği ve yoksulluk yaşandığı ifade edilirken,” kuru ekmek” yemekteler sözüne verilen çarpıcı cevap;

Akp sıralarından bir milletvekili kuru ekmek yeniyorsa demek ki yurttaş aç ve yoksul değil diye bir cevap vermişti. 2021 bütçesinin adı “kuru ekmek” bütçesi olarak tarihe geçmiş oldu.

Kuru ekmek almak içinde paraya ihtiyaç var.

Lokanta, kafe, kahvehane ve hizmet kuruluşları paket servis hariç uzunca zamandır kapalı. Son ay itibariyle simgesel kira yardımı hesaplarını yattı ki ödenen kira bedellerinin yarısına dahi tekabül etmeyecek tutar.

Geçtiğimiz günlerde destek paketi adı altında bir açıklama yapıldı, geçmiş yıl ciroları dikkate alınarak asgari 2 bin liradan başlamak üzere yardım yapılacağı duyurulurdu.

Almanya’nın bizi kıskanacağı kadar tutar bile değil!

Unutulmamalı ki kafe, lokanta vb. işyerlerinde çalıştığı gün kadar ücret alan ve maalesef kayıt dışı istihdamın yoğun yaşandığı sektörlerde, çalışana sunulan hiçbir katkı olmadı bu güne dek.

11 Mart 2020 ilk vakanın göründüğü tarih ve o günden bugüne iktisadi yaşam birçok alanda durdu. Mücadele devlet desteği görmeden bugünlere kadar geldi, resmi veriler ilgili kurumlarda açık birçok işyeri kapandı, birçoğu iflasla karşı karşıya.

En ihtiyaç duyulan anda dahi sosyal devleti yanında görememiş, kendi kaderi ile baş başa bırakılmış esnaf her geçen gün daha da ağır yük altında ezilmekte.

Son günlerin ortak tartışma konusu; Kayak merkezlerinde konaklamak, spor yapmak serbest, lokantada ve kahvede oturmak yasak. Anlaşılması güç ve çifte standart uygulamalar.

Asrın illetinden kurtulacağız belki ama iktisadi yaşamın zorlukları altında ezilip, öleceğiz diye feryadı her alanda duymak mümkün.

Merkezi bütçeden, yerel bütçeden destek sağlanamadığına göre kontrollü Hes kodu ile işyerlerinin açılışına izin verilmeli.

Kredi borcu olmayan işyeri sanırım yok denecek kadar azdır ve içinden geçtiğimiz bu zor günler içerisinde dahi kredi ertelenesi yaşanmadı.

2020 yılı sonu itibariyle gecikmeye giren kredilerin takip hesaplarına aktarılma süresi 30Haziran 2021 tarihine uzatıldı. İcra takibi bu süre içerisinde yapılmayacak, hepsi bu!

Vergi ve sgk borçları için çıkarılan 7256 sayılı yasa ile borç yapılandırma ödeme bir aylık süre ile ertelenmiş olsa da kapalı ve hiçbir geliri olmayan esnaf nasıl ödemesini gerçekleştirecek.

Sağlık ve yaşama konforunu temin etmek sosyal devletin, anayasa ile güvence altına aldığı en önemli koşulu.

Kuru ekmek bile alınamayacak günler yaşanmakta, basit bir çevre kontrolü ile böylesi vahim manzaraları görmek mümkün.

Yerel esnafın desteklenmesi, mahalle bakkalından alış-veriş yapılması çağrısı ve kampanyaları yapıldı, biz bize yetelim çabaları.

Olmadı, olmuyor.

Devlet desteği olmadan biz bize yetmiyoruz.

İhtiyaç olunan karşılıksız yani yeni borç kapası açılmadan sunulacak destek, kredi borçları başta olmak üzere, vergi ve sgk borçlarının pandemi bitene kadar ertelenmesi.

Aksi halde yapılacak hiçbir düzenleme sorunu çözmeyeceği gibi daha da derinleştirecektir.