Açıklamada, 1999 depreminden bu yana geçen 26 yılda, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’nde deprem tehlikesinin devam ettiği ve son olarak 23 Nisan 2025’te Silivri açıklarında meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin endişeleri yeniden artırdığı ifade edildi.

İMO, deprem tartışmalarının yalnızca “nerede, ne zaman ve kaç büyüklüğünde” olacağına indirgenmesini eleştirerek, asıl sorunun kentlerin ve yapı stokunun güvenli hale getirilmemesi olduğunu vurguladı.

6 Milyon Riskli Yapı, Yüzde 4’lük Dönüşüm

Yetkililerin açıklamalarına göre Türkiye’de 6 milyon yapının riskli olduğu hatırlatılan açıklamada, bugüne kadar yalnızca yüzde 4’ünün dönüştürülebildiği belirtildi. Kentsel dönüşümün rant değeri yüksek bölgelerde yoğunlaştığı, riskli bölgelerde ise ilerleme kaydedilmediği ifade edildi.

“Toplanan Vergiler Nerede?”

17 Ağustos Depremi sonrası kalıcı hale gelen Özel İletişim Vergisi kapsamında 40,2 milyar dolar toplandığına dikkat çeken İMO, buna rağmen deprem hazırlıkları için yeterli bütçe ayrılmadığını, 2012’den bu yana kentsel dönüşüme sadece 480 milyar TL harcandığını açıkladı.

6 Şubat Depremleri: Verilen Sözler Tutulmadı

6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 30 ay geçmesine rağmen vaat edilen 650 bin konuttan yalnızca yaklaşık yüzde 32’sinin teslim edildiği belirtildi. Deprem bölgesinde hâlâ geçici yaşam alanları, altyapı eksiklikleri ve eğitim–sağlık hizmetlerinde yetersizliklerin sürdüğü ifade edildi.

“Afetler Önlenebilir”

İMO Sakarya, depremin doğal bir olay, afetin ise insan kaynaklı olduğunun altını çizerek şu çağrıyı yaptı:

“Rantı önceleyen değil, insanı önceleyen bir kentleşme anlayışı derhal hayata geçirilmeli. Yapı denetimi kamusal bir hizmet olarak yeniden örgütlenmeli, meslek odalarının bilgi birikimi sürece dahil edilmeli. Daha fazla can kaybetmeden bilimin rehberliğinde harekete geçilmeli.”

Kaynak: basın bülteni