Resulüllah (sav) şöyle buyurmuştur:’’Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında (yaralamadan, kaba yerlerine hafifçe ) dövün.(Tirmizi).          Yine Resulullah (sav) şöyle buyurur:’’Yüce Allah Kur’an okuyan her çocuğun anne ve babasının günahlarını bağışlar.’’

Farklı dönem aralıklarında farklı davranışlarla karşılaşılması çok normal bir durumdur aslında. Ebeveynler bazen ne yapacaklarını bilemezler ve sorunun sürekli olacağı düşüncesi onları kaygılandırır. Aslında yaşa göre incelendiğinde çok normal olan davranışların birçoğu ebeveynler tarafından bilinemediği için evladının o davranışı sürekli yapacağını düşünerek umutsuzluğa düşmesine sebep olur. Oysa gelişim dönemlerindeki birçok eksi davranışın süresi bir yılı aşmaz. Bizler bu dönemlerdeki sorunlu gördüğümüz davranışların üzerine gitmek yerine yumuşak bir dil kullanarak ve genci anlamaya çalışarak yapıcı davranışlar sergileyebilirsek bu kötü dönemleri hasarsız atlatmamız kolaylaşır.

Kızlarda: 10-12,  erkeklerde: 12,14 yaş aralığında hem fiziksel hem de psikolojik olarak pek çok değişikliğin olduğu bir çağdır. Bu dönemlerde çocuk çevresinin takdirini kazanma çabasındadır. Eğer takdir kazanabileceği bir başarı yakalayamazsa yetersizlik düşüncesi ile içe kapanma görülebilir. Utangaçlık ve dikkat çekme korkusu yaşar. Sık olarak endişeli ve umutsuzluk yaşar. Kutuplaşarak bir gruba aitlik duygusu oluşur. Kıskançlık, alınganlık, düşünmeden tepkide bulunma, çabuk öfkelenme ve ön planda olma arzusu belirgin olarak ortaya çıkar. Kendi düşüncelerinin doğru da olsa yanlış da olsa haklılığını kanıtlamak için farklı mantık kurallarına başvurması yanında tartışmacı olurlar. Bu dönemlerde başarısızlıklarının sebebi olarak okuldan veya öğretmenlerden şikayetleri artar. Sevgi ve şefkat beklentileri, ilgilenilme istekleri artar.

Bu dönemleri en kolay atlatmanın yolu ona İslami yaşam sunmaktır. Çocuğun artık büyüdüğünü kanıtlama isteği başlamıştır. Ona küçük çocuk muamelesi göstermek onun öfkelenmesine sebep olacaktır. Hatta bu dönemlerde sigara vb. alışkanlıklara yönelmesinin sebepleri de büyüdüğünü kanıtlama düşüncesinden gelir. Eğer bu dönemlerde çocuğa büyük olmanın nasıl bir davranışla kanıtlanabileceği gösterilirse çocuk yanlış davranışlara girmeyecektir. Bu dönemlerdeki öğrencilerime söylediğim şey şu:’’İnsan bir birey oldum, artık büyüdüm diyorsa, bunu sigara içerek kanıtlayamaz. Çünkü sigara içmek kişiyi büyük göstermez. Hatta sigara vb yanlış davranışlar akıllı olan bir bireyin yapacağı davranışlar değildir. Büyümüş ve akıllı olan kişiler sigara içmezler. Çünkü sigara hem zararlı hem de Allah tarafından bize yasaklanmış bir şeydir. Eğer büyüdüğünüzü kanıtlamak istiyorsanız alın abdestinizi durun Yaratıcı’nızın huzuruna. Verdiği nimetler için şükretmeyi akıl etmek  gerekir. Rabbimiz akıl baliğ olanı yani büyümüş olanı huzuruna bekler. Büyümüş olduğunuz ancak sorumluluklarınızı yerine getirdiğinizde anlaşılır. Akıllı olmak, büyük olmak: akıllıca davranışlarda bulunmak demektir. Yanlış davranışlar yapanın bedeni büyüse de aklı büyümemiştir.’’Bu sözleri duyan öğrencilerim dikkat kesilerek anlattıklarımı dinlerler. Bazen birbirlerine bakışır bazen de çevresindeki büyüklerin kötü alışkanlıklarından bahsederler. Ben de onların küçük yaşlarda yaptıkları hatalı alışkanlıklardan kurtulmalarının ne kadar zor bir durum olduğunu, aslında kurtulmayı çok istediklerini fakat bunu başaramadıklarını söylerim. Bu akılsız işlerden uzak durmalarını, aksi takdirde dışarıdan görenlerin sizi akılsız olarak düşüneceğini, zira benim öyle düşündüğümü söylerim. B u şekilde konuştuğumuzda masum kuzularımızın artık sigarayı büyüme aracı olarak görme düşüncesi bitmiştir. Sempati ile bakan kuzularımız böyle konuşmalar sonunda sigarayı kötüler hale gelmektedir. Bu duruma çok fazla şahit olduğum için rahatlıkla söyleyebiliyorum.

Bu yaşlarda namaz alışkanlığı kazandırılan evlatlarımız hem büyüdüğünü kanıtlama isteğine kavuşmuş olur ve boşluk hissinden kurtulur. Hem zamanını nasıl programlayacağını öğrenerek yaşamını düzenleyebilir hem de boşluk hissetmediği için başka yanlış davranışlar içine girmeyerek zarardan kurtulur. Zira beş vakit namaz için Rabbi’nin huzuruna çıkan kişinin ahlakı güzelleşir. Günde beş kez Yaratıcı’sının huzuruna çıkacak olan bir kişi yanlış yapmaktan korkar.

Evladınızın nerde ve kimlerle olduğunu bilmek istemiyorsanız ona Rabbinin huzuruna çıkmayı öğretmeyin.