Millet bahçesi projesiyle ilin gündeminden kaldırılan, ilk adı “şehir” son adı “Atatürk” olan stadın toprak zemininde İstanbul liginde yer alan üç büyük kulüpten (Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş) biri geldi mi şehrimizde adeta yer yerinden oynardı, 1950-60 ve 70’li yıllarda…

Sakaryaspor’un ilk kulüp başkanı olan tüccar-terzi rahmetli Ethem Boran’ın ilk takımıydı, siyah beyazlı Güneşspor…

Adapazarı Ticaret Lisesi (Bugünkü Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi) bahçesinde oynanan bir maçta izlettirmişti beni…

HÂLÂ SAKLARIM O FOTOĞRAFI…

Transfer teklifinde bulundular…
16 yaşında formasını giydiğim Güneşspor büyük bir fedakarlık yaparak Fenerbahçe’yi şehrimize getirme başarısı göstermişti, 1958 yılının bir Eylül gününde…

İşte o tarihi ve benim adıma unutulmaz, kayda değer maçın en önemli anı, karşılaşma öncesi iki takım halinde çekilen ve o gün bugündür özenle sakladığım fotoğraf oldu…

Karıştırırken arşivi yakaladım ve dalıp gittim o yıllara…

Stadın kapalı tribünü günler öncesinden rezerve edilmiş, yer bulmak mümkün değildi…

FENERBAHÇE ÜNLÜ FUTBOLCULARDAN OLUŞUYORDU

Yağmurlu ve yer yer çamur sahada karşımızdaki takım Fenerbahçe’de, Türk futbol tarihinde unutulmaz izler bırakan hepsi birbirinden ünlü oyuncular yer almıştı…

Kalesinde, Vefa’dan transfer edilip daha sonra Almanya’da bir takıma büyük para karşılığı giden dev kaleci Özcan Arkoç vardı…

Savunmasının sağ kanadında, yıllar sonra Bandırmaspor ile şehrimize gelen, Sakaryaspor’un 3-0 kazandığı maçta da rakibimiz olan dev yapılı Seracettin; sol kanadından ise Türk futbolunun Mehmetçiği olarak bilinen daha sonra bir ara Sakaryaspor’a da teknik direktörlük yapan Basri Dirimlili…

Orta saha ise Osman-Naci-Avni üçlüsünden oluşuyordu…

Forvet yani bugünkü ifadeyle hücum hattı Mikro Mustafa, Şeref, Yüksel, Lefter ve Niyazi’den ibaretti…

Hemen çoğu o yıllarda ünlü Macar Milli Takımını, İstanbul Dolmabahçe stadında 3-1’lik skorla dize getiren Milli Takımın iskeletini oluşturuyordu…

LEFTER İLE YENİDEN BULUŞUNCA

Buna karşın Güneşspor; daha sonraları Sakaryaspor’da birlikte forma giydiğimiz kaleci Sadettin Tuzlakoğlu (Sado), ile önündeki savunmada sağbek Pala Erdoğan ve kendisi gibi terzi olan K. Erdoğan, orta sahada Kezzap İbrahim, Faruk ve Zeki; hücumda ise Tazı Ekrem, Reşit Çeker, Tank Aluş, Cevdet Yünüak ve Baba Fazıl’dan oluşan kadrosu ile sahada yerini almıştı…

Maç açık farkla Fenerbahçe lehine sona ermişti…

“Türk futbolunun ordinaryüsü” ilan edilen Lefter Küçükandonyadis’i markaj görevi bana verilmişti…

Bir pozisyonda sertçe müdahale edince, kulağıma yapışıp kendine has şivesiyle “Sozuk bana bak, döverim seni ha!” deyişi hala çınlar kulaklarımda…

Daha sonra Sakaryaspor’dan Feriköy’e transfer olunca o yıl teknik direktör olarak hizmet eden Lefter hocayla yeniden buluşunca, o maçtaki hatırayı nakledip gülüşmüştük…

ALİ İYİSOY (TANK ALUŞ)

O gün çamur sahada Güneşspor takımının “Tank” lakaplı oyuncusu Ali İyisoy, Fenerbahçe savunmasını hayli yıpratmıştı…

Tank Aluş bir maçta kararını beğenmediği orta hakeme itiraz etmiş, karşılığında sert bir cevap alınca maçın hakemini hayli hırpalamış ve iki yıl ceza almıştı…

Dönüp geldiğinde kendisi gibi ünlü bir futbolcu olan Deve İhsan ile birlikte, Donatımspor’u şampiyon yapan o güçlü ekip içerisinde yer almıştı…

O günün Fenerbahçe’sinden bugün bildiğim kadarıyla çoğu vefat edip yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katıldı…

UNUTULMAZ YÖNETİM ÜÇLÜSÜ

Bizim takımda ise o yıllarda Güneşspor’u ayakta tutan Başkan Ethem Boran, İhsan Ayhan ve Didon İbrahim’den oluşan yönetim kadrosu ile arkadaşlarının çoğu vefat edip aramızdan ayrılmış bulunuyor…

Bu üçlünün futbola hizmeti, asla unutulmaz…

O dönem birlikte forma giydiğimiz, zamanın en tanınmış futbolcuları olarak bilinen Kaleci Sadettin, küçük ve büyük Erdoğan, Kıl Faruk, Kezzap İbrahim, Baba Fazıl, Tank Aluş, Tazı Ekrem, Cevdet Yünüak bugün ne yazık ki yaşamıyor…

Onlara rahmet dilerken, geride kalan Reşit Çeker’e ise sağlıklı yaşam dileğiyle boşaltalım istedik filemizi sizler için, nostaljik duygularla bir kez daha…