Sevgili okurlar,
Hep söylerim ya, bu dijital dünyada baş döndüren gelişmeler yaşanıyor diye! İşte ajanslara bomba gibi düşen son haberi de sizlerle paylaşarak, bu Pazar ki sohbetimizi edelim diyorum. Gelin hep birlikte haberi okuyalım:
‘ABD'de New York Federal Mahkemesi'nin, İran'ı 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin aileleri için toplam 10,5 milyar dolar tazminat ödemeye mahkûm ettiği bildirildi.

İran'ın yarı resmi haber ajansı Tasnim'in haberine göre, Newyork kentindeki federal mahkemede görülen davada Yargıç George Daniels, Tahran yönetiminin 11 Eylül saldırılarında sorumluluğu bulunduğuna hükmetti.

Kararda İran, hayatını kaybedenlerin ailelerine toplam 7,5 milyar dolar ödemeye mahkûm edildi.

Tahran yönetimi ayrıca sigorta şirketlerinin zararlarının karşılanması için de 3 milyar dolar ödeyecek.

Saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından açılan 100 milyar dolarlık tazminat davasında davacıların avukatları daha önce, İran'ın saldırıları düzenleyen hava korsanlarına etkin destek verdiği yönündeki iddialara ilişkin delilleri mahkemeye sunmuştu.

Saldırıda sorumluluğu olduğu öne sürülen Suudi Arabistan ise davadan çıkarılmıştı.

El Kaide'ye bağlı kişiler 11 Eylül 2001'de kaçırdıkları üç yolcu uçağıyla, New York'ta Dünya Ticaret Merkezinin bulunduğu iki kule ile Washigton'da ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binalarını hedef almıştı. Saldırılarda yaklaşık 3 bin kişi hayatını kaybetmişti.’
 

***
Vay anasını sayın seyirciler!
İnsanın aklı ile oynamak, alay etmek, seni hiç yerine koymak gibi bir durum bu!
Diyelim ki, ABD ve ABD mahkemesi haklı!..İran’da bu tazminatı ödemeli..
Sıkı durunuz, ey Amerika!
‘Size demokrasi getireceğiz’ diyerek, Afganistan’ın içine eden, Irak, Mısır, Tunus, Libya, Cezayir ve sonunda Suriye’nin ırzına geçen kim?
Milyonlarca masum insanın evinden, yurdundan, küçücük bebeklerin annesinden, babasından edilmesine, sahillerde can çekişmesine, yollarda, izlerde kurda kuşa yem olmasına neden olan, Ege sularındaki boğulmaların, Yunan adalarında ve Makedonya, Macaristan ve diğer Avrupa ülkelerindeki rezilliğin baş sorumlusu kim?
Ey Amerika!
Hani Saddam’ın cehennem topları vardı? Hani Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin sizi tehdit eden ordularına, ajanlarına ne oldu?
Irak’ta ve Suriye’de işlediğiniz cinayetlerin, ırzına geçtiğiniz insanların sorumlusu kim?
Ey Amerika!
Bize deyiniz ki,’ biz şu ülkeye demokrasi getirdik’ size sonuna kadar hak verelim!
Siz bu ülkelere, şiddeti, yıkımı, rezilliği, sefaleti, esareti, barbarlığı, mahkumiyeti ve eski çağın zilleti köleliği getirdiniz..
Kan gölüne çevirdiğiniz bu ülkelerden kirli elinizi çekiniz! 
Söylermisiniz, sizi hangi mahkemelerde yargılayalım!?
Hangi mahkemelerde?

***
Sevgili okurlar,
Dedim ya bu dijital dünyada yazılacak, irdelenecek konu çok. Uzaklardan, yani Brüksel’den ara sıra ‘kabağın tadı bile değişti’ desem de, bakın dünyanın gidişine?
İnsan ürkmeden, korkmadan, düşünmeden edemiyor!
Hani deriz ya hep,’ Bunlara daha iyi günlerimiz. Bu daha başlangıç’ diye!
İnsan bu noktada nasıl ürkmesin, korkmasın?
Şu Diyarbakır Sur’da, Silopi’de, Cizre’de ve diğer kentlerde olup biteni anladınız mı ki?
Şu Adapazarı’nda dolaşan Suriyeli mülteci kardeşlerimiz size neyi hatırlatıyor?
Hani hep konu ettiğim,  o ‘ B Planınızı’ ne alemde?
Gidişat iyi değil, gelecekte ise hiç ümit ışığı gözükmüyor!.. Belli ki canlar, zayıflar, beceriksizler, nemelazımcılar için çalıyor..
O sözünü ettiğimiz ‘ birlik ve beraberliğin de içine çoktan ettiler!
Siz, siz olun, yarına, o büyük tsunamiye hazır olun!
Hani o 1999 depreminde yediğimiz yıkım gibi yıkımlar kapıda!
Kimsenin, kimseye eyvallahının olmaması, bu tsunaminin habercisidir!.
Siyasi beceriksizlerin faturası, halka çıkarılmak üzeredir!..
Bölünmüşlük, tahammülsüzlük, sürekli dayatılan şiddet, siyasi görevlendirmelerle etkisiz hale getirilen bu toplum yapısı, hat safhaya çıkan bu sen-ben kavgası, genlerimiz ile oynamalar, milli raydan çıkarılmalar, yeni dayatmalar, birilerinin kendilerini hukukun yerine koymaları, ben bilirimler, Laz’ı, Çerkez’i, Arnavut’u, Kürd’ü, Türk’ü söylemleri, sevgilerimizi, saygılarımız, sevdalarımızı, türkülerimizi, şarkılarımızı, hayallerimizi, rüyalarımızı, gerçeklerimizi alıp götürdü!..
Geriye kalanla yetinmek, artık çok zor olacak gibi!
Bu ‘Yeni Türkiye’ söylemlerinin geldiği noktanın özeti bu!
Bakalım daha ne günler göreceğiz?
Eğer sizler, bizler bir çıkış yolu bulamazsak, yeniden dağları eritip o aydınlık, ışıklı, kutsal yolu bulamazsak, geçmiş olsun!
Telefonları elimizden düşürmediğimiz, dizilere,siyasete,yeni söylemlere ipnotize edildiğimiz, selamlaşmayı bile ihmal ettiğimiz şu günlerde, en iyisi ıslık çalıp,karanlıkta korkuları yenmektir..
İşin vahametinin farkına varanlara selam olsun!..
GÜNÜN SON HABERİ: iki gün gecikme ile Türk Jetleri Kandil ve çevresini vurdu. Bilmem ne kadar PKK’lı öldürüldü!’