İkimizin ortak noktası Sapanca’dır...
Kendisi senelerdir Sapanca’da ikamet eder, ben de 100 yılı aşkın bir süredir Mahmudiye Köyü’nü mesken tutmuş bir ailenin ferdiyim.
Birbirimizi ismen tanırdık, ta ki 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesine kadar.
Asker dönüşü Engin Özkoç’un danışmanlığına gelince haliyle milletvekili adaylarından biri olan Ecevit Keleş’le de tanışma fırsatım oldu.
Sapanca’ya yaptığımız seçim ziyaretlerinde kendisiyle ilgili daha fazla fikir sahibi olma şansını elde ettim.
Yerinde duramayan, oraya buraya koşuşturan, herkesin kapısını çalan, elini sıkan, inanılmaz enerjiye sahip bir insan çıktı karşıma.
Ağzım açık, nutkum tutulmuş bir halde izledim kendisini.
Kendisindeki hırs, azim ve enerji beni gerçekten çok etkiledi.
“5. sıra milletvekili adayı, niye bu kadar efor sarf eder” diye de kendi kendime sormadan edemedim.
Gel zaman git zaman, aynı soruyu 2012 Nisan ayındaki CHP İl Başkanlığı seçimi öncesinde de sordum; zira bu sefer de il başkan adayıydı kendisi.
“Yahu Yaşar Erdem seçime en az 100-0 önde başlıyor. Kazanması imkansız bir seçim için bu adam niye bu kadar efor sarf ediyor” diye sordum kendi kendime.
Milletvekilleri seçiminde CHP Sapanca’dan çok iyi bir oy aldı.
Ve İl Başkanlığı seçimini de Ecevit Keleş kazandı, hem de mucize bir şekilde.
İşte o zaman anladım ki insan inanır ve çalışırsa aşamayacağı engel yok.
Hiçbir şeyin ama hiçbir şeyin imkânsız olmadığını öğretti bana Ecevit Keleş.

Aynı Ecevit Keleş, şimdi başka bir yolculuğa, başka bir maceraya, başka bir müsabakaya hazırlanıyor: Büyükşehir Belediye başkanlığı…
AK Parti’nin bu denli kuvvetli olduğu bir yerde, Sakarya gibi muhafazakâr bir yerde, hem de CHP’den Büyükşehir Belediye başkanı seçilmek için ter dökecek.
Adaylık için ismi geçmeye başladığında hemen başladılar hep bir ağızdan, “Kazanamaz, nasıl olur, hadi canım sen de” demelere…
Kendisini tanısalar, ondaki azmi ve hırsı bir bilseler böyle konuşmazlardı.
En azından bu denli peşin hükümlü olmazlardı.
Ecevit Keleş halkın dilini bu şehirde en iyi konuşan siyasetçidir.
Çünkü köy çocuğudur, çünkü iyi bir eş ve iyi bir babadır, iyi bir evlattır, iyi bir Türk vatandaşı ve iyi bir Müslümandır.
İşinde bir hayli başarılı, ikili ilişkilerinde hayli sıcak ve içten ve hedefe kitlenme hususunda son derece profesyonel bir insandır.
Klasik CHP çizgilerinde ve kalıplarında biri değildir Ecevit Keleş.
Onda şeytan tüyü mü desem başka bir hava, başka bir tavır vardır; acayip ve bir o kadar gizemli bir adamdır Ecevit Keleş.
Ben şimdiden kendisinin adaylık düşüncesinin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Ve adaylığının kesinleşmesi halinde seçimlerin büyük sürprizlere gebe olacağını düşünüyorum.
Zira seçim sandıkta kazanılır veya kaybedilir; gazete sütunlarında değil.