Prof. Dr. Oruçoğlu, yaptığı açıklamada “Dişin iç dokusu ölmüş, enfeksiyon çene kemiğine yayılmış, hatta bazı hastalarda yan dişlere bile zarar vermişti. Bu durumda kanal tedavisi artık yeterli olmuyor; dişi çekmek ve yerine implant uygulamak zorunlu hale geliyor” dedi.

“Erken başvurulsa diş yıllarca kullanılabilirdi”

Oruçoğlu, erken teşhis ile basit bir tedaviyle dişin ömrünün yıllarca uzatılabileceğini belirterek, “Geç kalınan her gün sadece dişi değil sağlığınızı da riske atabilir. Kanal tedavisi enfekte dokuların temizlenerek dişin ağızda fonksiyonel şekilde kalmasını sağlar. Ancak bu işlem zamanında başvurulduğunda başarılıdır. Gecikme halinde tek çözüm dişin çekilmesi ve implanttır” ifadelerini kullandı.

“Ağrı geçmesi, iyileşme demek değil”

Diş ağrısının geçmesinin çoğu zaman sinirin öldüğüne ve enfeksiyonun derinlere yayıldığına işaret ettiğini kaydeden Oruçoğlu, “Hasta rahatladığını zannediyor ama enfeksiyon çene kemiğine yayılabilir. Bu da hem genel sağlığı hem de komşu dişleri tehdit eder” dedi.

Geç kalan hastaları bekleyen riskler

Prof. Dr. Oruçoğlu, geç kalındığında kök ucunda kist veya apselerin oluşabileceğini, dişin restore edilemez hale gelebileceğini ve büyük madde kayıplarında dişin kırılabileceğini söyledi. “Erken teşhisle basit bir kanal tedavisi yeterli olurdu. Bu şekilde hem doğal diş yapısı korunur hem de implant gibi ileri tedavilere gerek kalmaz. Unutmayın, hiçbir implant doğal dişin yerini tutmaz. En kıymetlisi kendi dişinizdir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA