TBMM Genel Kurulu’nda söz alan CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, Türkiye’de kadın cinayetlerinin her geçen yıl arttığını vurgulayarak iktidarın politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Taşkent, yalnızca bu yılın ilk on ayında 400’den fazla kadının öldürüldüğünü hatırlatarak, “Bu tablo kader değil, siyasi tercihlerinizin sonucudur” dedi.

Koruma Mekanizmaları İşlemiyor

Kadınların yalnızca şiddet uygulayan erkekler tarafından değil, devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Taşkent, koruma kararı olmasına rağmen öldürülen kadınlara dikkat çekti. Taşkent, “İçişleri Bakanının açıklamasına göre geçen yıl 30’dan fazla kadın koruma kararı varken öldürüldü. Bu, sistemin iflasıdır. Siz koruma kararı altındaki kadınları bile koruyamıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

6284 Sayılı Kanun ve Sığınma Evlerinde Geri Adım

6284 sayılı Kanun’un uygulanmasında ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Taşkent, uzaklaştırma kararlarının geciktiğini, kolluğun şikâyetleri ciddiye almadığını ve elektronik kelepçe kapasitesinin yetersiz kaldığını dile getirdi. Sığınma evi politikalarındaki gerilemeye de dikkat çeken Taşkent, 2024’te 174 olarak açıklanan hedefin 2026’da 152’ye düşürüldüğünü hatırlattı.

Taşkent, “Şiddet artarken sığınma evi hedefini düşüren bir bakanlık var karşımızda. Yer yok, kaynak yok, koruma yok, hesap soran yok” diyerek sorunun doğrudan siyasal bir mesele olduğunun altını çizdi. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın milyonlarca kadının yaşam hakkına yönelik büyük bir geri adım olduğunu belirtti.

CHP’nin Çözüm Önerileri

Taşkent, kadına yönelik şiddeti önlemek için CHP’nin taleplerini şöyle sıraladı:

  • Kadınlar için bağımsız bir bütçe kalemi oluşturulması

  • ŞÖNİM ve sığınma evlerinin nüfusa göre artırılması

  • 6284 sayılı Kanun’un tüm hükümleriyle etkin uygulanması

  • İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi

  • Kadına yönelik şiddet verilerinin düzenli ve şeffaf açıklanması

  • Kolluk kuvveti uygulamalarının etkin denetlenmesi

“Bu Meclis Hayatı Savunmalıdır”

Konuşmasını kadın cinayetlerinde hayatını kaybedenleri anarak sürdüren Taşkent, “Rojin’i, Emine’yi, Şule’yi, Özgecan’ı ve ismi kayıtlara bile geçmeyen yüzlerce kadını hatırlıyoruz. Onların ortak bir talebi vardı: yaşamak. Bizim de ortak sorumluluğumuz var: onları yaşatmak” dedi.

TBMM’ye sundukları araştırma önergesine destek isteyen Taşkent, “Kadına yönelik şiddeti önlemek bir tercih değil, devletin anayasal yükümlülüğüdür. Bugün burada alınacak karar bu ülkenin kadınlarına verilecek bir sözdür” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ