Gençlik döneminde yaşanan psikolojik sorunlar, çoğu zaman sessizce büyüyor. 2025 yılı itibarıyla kamuoyuna yansıyan son sağlık verileri; anksiyete, özgüven eksikliği ve gelecek kaygısı nedeniyle uzman kapısını çalan gençlerin sayısında belirgin bir artış olduğunu kanıtlıyor. Uzman Psikolog Uğurcan Yeşildağ, ailelerin ve toplumun bu tablo karşısında nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini çarpıcı bir dille anlattı.

Ekran Resmi 2026 12 30 10.15.45

"Çocuklar Birer Proje Değildir"

Gençlik döneminde en sık karşılaşılan sorunların başında özgüven eksikliği ve gelecek kaygısının geldiğini belirten Yeşildağ, aile baskısının bu süreci nasıl körüklediğine dikkat çekti. Birçok gencin kendini toplumda ve evde "görünmez" hissettiğini ifade eden Yeşildağ, şunları söyledi:

"Kimse beni anlamıyor düşüncesi gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Ailelerin çocuklarını kendi hayalleri doğrultusunda; zorla avukat veya doktor olmaya yönlendirmesi, gencin birey olma sürecini zedeliyor. Oysa bir çocuk, anne babanın projesi değildir."

Aile Tutumları ve Kimlik Sorunları

Parçalanmış ailelerde sürecin yönetilememesinin çocuklarda "duygusal bölünme" yarattığını vurgulayan Yeşildağ, ebeveynler arasındaki tutarsızlıkların (aşırı tolerans ya da aşırı disiplin) gençlerde sınır ve kimlik sorunlarını tetiklediğini belirtti. Yeşildağ’a göre asıl sorun, gencin duygu ve düşüncelerinin yeterince ciddiye alınmaması. Bu değersizlik hissi, genci "Neden söz hakkım yok?" sorusuna ve uzun vadeli ciddi psikolojik sorunlara sürüklüyor.

Sosyal Medya ve Artan Riskler

2025 verileri, sosyal medyanın yarattığı kıyas ortamının intihar eğilimi ve kendine zarar verme davranışları üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor. Sosyal medyadaki "kusursuz hayat" algısının gençlerde yetersizlik hissini beslediğini söyleyen Yeşildağ, şu uyarıda bulundu:

"Gençler sosyal medyada olmak istedikleri kimliği görüyor, ancak gerçek hayatla kıyasladıklarında büyük bir umutsuzluğa kapılıyorlar. 'Neden benim hayatım böyle değil?' sorusu bu sürecin en tehlikeli noktasıdır. Sosyal medya kullanımının azaltılması ve gerçek hayatla temasın artırılması koruyucu bir adımdır."

Çözüm: Yargılamadan Dinlemek Yeşildağ, gençleri korumanın yolunun onları suçlamak ya da etiketlemekten değil, yargılamadan dinlemekten geçtiğini belirtti. Özellikle sınav sisteminin yarattığı akademik baskının gencin özdeğerini sadece başarıya indirgediğini hatırlatan Yeşildağ, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

• Rehberlik Hizmetleri: Okullardaki rehberlik servisleri mutlaka güçlendirilmeli.

• Ücretsiz Destek: Belediyeler, sınav kaygısı ve stres yaşayan gençler için ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştırmalı.

• Profesyonel Yardım: "Ergenliktendir geçer" demek yerine; "Kime anlatacağım?" diyen gencin sesine kulak verilmeli ve mutlaka profesyonel destek alınmalı.

Yeşildağ, son olarak yeni nesli etiketlemenin onları daha da yalnızlaştırdığını, asıl ihtiyacın samimi bir destek ve anlaşılma duygusu olduğunu belirterek sözlerini noktaladı.

Kaynak: Rabia Hüda Terzioğlu

Kaynak: Basın Bülteni