Etkinliğin konuşmacısı, Türkiye Cumhuriyeti Pretorya Büyükelçisi K. Nilvana Darama Yıldırımgeç oldu. Moderatörlüğünü İletişim Koordinatörlüğü’nden Öğretim Görevlisi Ömer Çiçek’in üstlendiği söyleşide, Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasındaki diplomatik, ekonomik ve kültürel ilişkiler ele alındı.

Türkiye’nin Afrika kıtasındaki varlığı güçleniyor

Büyükelçi Yıldırımgeç, Türkiye’nin Afrika’daki etkinliğinin son 20 yılda önemli bir dönüşüm geçirdiğini belirtti. “İlk büyükelçiliklerimiz 1960’lı yıllarda kuruldu ancak uzun süre sayı artmadı. 1998’de hazırlanan Afrika Açılım Eylem Planı ve 2005’in Afrika Yılı ilan edilmesiyle ilişkilerimiz çok boyutlu bir ivme kazandı. Bugün kıta genelinde 44 büyükelçiliğimiz var. Türk Hava Yolları 60 farklı yere uçuyor ve Türkiye-Afrika İş Konseyleri 41’e ulaştı. Ticaret hacmimiz 37 milyar dolar civarında seyrediyor” dedi.

Hedef 5 milyar dolarlık ticaret hacmi

Yıldırımgeç, Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ilişkilerde güven ve eşitlik anlayışının ön planda olduğunu vurgulayarak, “Sömürge geçmişimiz yok, her zaman eşit ortaklıkla hareket ettik. Güney Afrika ile ilişkiler Apartheid’in sona ermesinin ardından başladı. Büyükelçiliklerimiz 1993 ve 1994’te açıldı. 2020’de Başkonsolosluk ile diplomatik temsilimiz güçlendi. Bu yıl Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Paul Mashatile’nin katılımıyla ‘İki Uluslu Komisyon’un ilk toplantısını gerçekleştirdik. Hedefimiz ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmak ve yerel firmalarla ortak yatırımları desteklemek” ifadelerini kullandı.

Türk STK’ları sahada güçlü

Güney Afrika’daki Türk kurumlarının etkin çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Yıldırımgeç, “TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Diyanet Vakfı ve Kızılay eğitim, insani yardım ve kalkınma projeleriyle sahada güçlü görünürlük sağlıyor. Türkiye ve Güney Afrika, barış, istikrar ve kalkınma hedeflerinde benzer vizyonlara sahip. Ekonomilerimiz birbirini tamamlıyor ve ortaklığı daha sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Gençlere tavsiyeler

Büyükelçi, gençlere dünyaya geniş bir perspektifle bakmalarını tavsiye ederek, “Dünyaya Güney’den bakmak zenginleştirici bir deneyim. 360 derece dış politika perspektifini tamamlıyor. Akademimizin ve öğrencilerimizin sadece klasik coğrafyalara değil, Güney Afrika gibi hızla gelişen bölgelere de ilgi göstermesini önemsiyorum. Dünyanın farklı kıtalarında ekonomik ve sosyal anlamda hızlı bir kalkınma ve güçlenme hamlesi var. Gençler ihtiyaç duyarsa bilgi ve belgeler konusunda her zaman destek olmaya hazırım” diye konuştu.

Kaynak: SUBÜ