İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Başkaptanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde uzun yıllar görev yaparak emekli olmuş olan Mesut Kaptan, deniz sevdalısı bir isim olarak Türk denizciliğinin önemli figürlerinden biri.

Yazar, Mesut Kaptan ile tanışmasını on küsur yıl öncesine dayandırıyor. Tanışmalarının ardından kısa sürede kardeş gibi bir bağ kurmuşlar ve zaman zaman denizcilik üzerine sohbetler etmek için bir araya gelmişler. Geçtiğimiz günlerde, Mesut Kaptan'ın davetiyle İstanbul Beykoz'a giden yazar, burada ilginç ve öğretici bir deneyim yaşamış. Mesut Kaptan’ın mezun olduğu denizcilik lisesi olan Beykoz Barbaros Hayrettin Paşa Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi'ni ziyaret etme fırsatı bulan yazar, okulun gelişmiş altyapısı ve eğitime verdiği önem karşısında büyük bir hayranlık duymuş.

Okulun kampüsü, adeta bir denizcilik üssü gibi; burada öğrenciler hem teorik hem de pratik eğitimler alıyorlar. Beykoz’daki denizcilik lisesinin, yıllar önce bizzat Mesut Kaptan’ın da kaptanlık yaptığı “Köprüler 1” isimli gemiye ev sahipliği yapması, yazar için özel bir anlam taşıyor. Bu gemi, öğrencilerin pratik eğitim aldığı ve Türk denizciliğine katkı sağlayacak genç kaptanlar yetiştirdiği bir eğitim platformu olarak önemli bir yer tutuyor.

Okulun müdür yardımcılarından ve okulda görevli öğretmenlerden aldığı bilgilerle de okula duyduğu ilgisi artmış olan yazar, okulun sadece denizcilik eğitimiyle değil, aynı zamanda dünyanın beş örneğinden biri olan Deniz Balıkları Müzesi ile de gurur verici bir yere sahip olduğunu belirtiyor. Okulun eğitimdeki özverili yaklaşımı, müdür başyardımcısı Sevil Cebecioğlu’nun gayretleri ve okuldaki diğer öğretmenlerin katkıları takdir ediliyor.

Osman Karataş, yazısında, denizcilik alanında büyük bir gelişme gösteren bu okulun, Türkiye genelinde örnek teşkil etmesi gerektiğini vurguluyor. Okulun başarılarının yanı sıra, Sakarya ilinin denizcilik alanındaki potansiyeline de dikkat çekiyor. Özellikle Karasu ilçesindeki limanın büyümesi ve Türk denizciliği açısından taşıdığı önemi anlatan yazar, Sakarya’nın sahil şeridinin uzunluğu ve bölgedeki denizcilik altyapısının daha da güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Sakarya'da, denizcilik alanında eğitim veren bir meslek lisesinin olmaması ise önemli bir eksiklik olarak görülüyor. Yazar, şehrin yetkililerine seslenerek, bu ihtiyacın bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtiyor ve denizcilik lisesinin şehre kazandırılmasının Sakarya'nın geleceği için önemli bir adım olacağını ifade ediyor.

Mesut Kaptan gibi isimlerin, Türk denizciliğine katkılarının sadece meslek yaşamlarıyla sınırlı kalmayıp, genç nesillere ilham kaynağı olmasının altı çiziliyor. Türk denizciliği için büyük bir umut ışığı olan bu okul ve benzeri girişimler, denizcilik sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanları yetiştirerek, ülkemizin denizcilik alanındaki rekabet gücünü artırmaya büyük katkı sağlayacak.

Karataş, yazısının sonunda, "Şehrimize borcumuzu ödediğimizde, ne zaman insan oluruz?" diyerek, eğitim ve gençlere yapılan yatırımların uzun vadede topluma kazandırılacak en değerli miras olduğunu vurguluyor.

Beykoz’daki denizcilik okulunun başarısı, Sakarya ve benzeri iller için örnek alınması gereken bir model.

Zira denizcilik sektörü, Türkiye'nin gelişimi için kritik önemde bir alan ve bu alanda güçlü bir eğitim altyapısına sahip olmak, ülkemizin uluslararası denizcilik sahasında daha güçlü bir konum elde etmesini sağlayacaktır.

Köşe yazısını okumak için tıklayın! 

Fotoğraflar: Osman Karataş 

Kaynak: Haber Merkezi