Sakarya Üniversitesi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu (ICOMS), iletişim, medya ve teknoloji alanlarında uzman akademisyenleri bir araya getirmeye devam ediyor. Sempozyumun ikinci gününde konuşan Prof. Dr. Alan Shapiro, “Kültürel Mi Yoksa Teknolojik Bir Simülasyonda Mı Yaşıyoruz?” başlıklı sunumunda dijital çağın toplumsal ve kültürel etkilerini değerlendirdi.
Sakarya Üniversitesi Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen oturumda Shapiro, dijital medyanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda toplumsal yapının, kimliğin ve ekonominin dönüşümünde belirleyici bir güç haline geldiğini vurguladı.
McLuhan, Baudrillard ve Haraway’in teorilerinden yola çıkan Shapiro, hipergerçeklik kavramına dikkat çekerek, “Gerçeklik ile imge arasındaki sınır her geçen gün daha da bulanıklaşıyor. İnsan, teknolojiyle birlikte evrim geçiriyor ve bu durum yeni bir kültürel simülasyon biçimi yaratıyor.” dedi.
Ünlü Matrix filmi üzerinden yaptığı değerlendirmede Shapiro, “mavi hap/kırmızı hap” metaforunu kullanarak bireyin farkındalık, seçim ve hakikat kavramlarının dijital çağda yeniden tanımlandığını belirtti. Baudrillard’ın Simulacra and Simulation eserine de atıfta bulunan Shapiro, dijital ortamda inşa edilen yeni gerçekliklerin toplumsal bilinç üzerinde güçlü etkiler yarattığını ifade etti.
Konuşmasında Truman Show filmine de değinen Shapiro, “Bu film bireyin farkında olmadan bir simülasyon içinde yaşama olasılığını gösteriyor. Bugün sosyal medya algoritmaları da benzer şekilde kullanıcıları kendi gerçeklik balonlarına hapsediyor.” ifadelerini kullandı.
Yapay zeka ve ekonomi ilişkisini de ele alan Shapiro, Silikon Vadisi liderlerinin Matrix’i yalnızca teknolojik bir hikaye olarak görmesinin eksik bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Yapay zeka aynı zamanda ekonomik bir model ve güç ilişkisi biçimidir. Bu nedenle teknolojik gelişmelerin etik ve kültürel yönleri mutlaka tartışılmalıdır.” dedi.
Sunumunun sonunda Shapiro, teknolojik simülasyonları anlamak için kültürel bilgi, sosyoloji, medya teorisi ve tarih perspektiflerinin bir arada değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Alan Shapiro’nun etkileyici sunumu, katılımcılara dijital çağın gerçeklik kavramını yeniden düşünme fırsatı sunarak iletişim çalışmalarına yeni bir bakış açısı kazandırdı.
