Ebû Müslim Abd-ur Rahman bin Müslim El-Horasanî.
Köleymiş ihtilal lideri olmuş.
Horasan’ın Spartaküs’ü diyenler var.
Hem Türkler hem Farisiler hem de Araplar onu kahraman sayıyor.
“Ebu Müslim ölmemiş, ak güvercin donuna bürünüp gökkuşağında gezer olmuş. Alevi tarihinin kılavuzluğunu yapmış. Ona türlü türlü adlar verilmiş: Köle İbrahim, İbrahim bin Osman, Heyyakan, Hetkan, Abdurrahman bin Müslim, Bihzadan, Horasan Teberdarı...” Rivayet muhtelif.
Şu kesin, Ebû Müslim El-Horasanî, bir komutan ve hakim.
Horasan’da dini ve siyasi hareketin başına geçiyor.
Emevileri yenilgiye uğratıyor. Abbasileri tahta çıkarıyor.
Neden öldürüldüğünü, nasıl öldürüldüğünü uzun uzun anlatıyor kaynaklar. İlginç bulacağınızdan eminim.
Biz, Horasani’nin meşhur sözüne kulak verelim:

“Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular.
Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde düşmanlarını yakınlaştırdılar.
Yakınlaştırılan düşman dost olmadı.
Fakat uzaklaştırılan dost düşman oldu.
Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”
“Tarih tekerrürden ibarettir diyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” diye soran Akif’e nazire ben de diyeyim ki: “Hiç tefekkür edilseydi tarih tekerrür mü ederdi?”
2014, hatalarımızı tekerrür değil tefekkür ettiğimiz bir yıl olsun.