Sağlık sigortası primleri, geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 40 ile yüzde 100 arasında artış gösterdi. Özellikle tedavi hizmetlerinden yararlanarak sigortasını aktif kullanan vatandaşlar için prim maliyetleri daha da yükseldi. Özel sağlık sigortasını tercih eden bireyler, her yıl artan prim yüküyle karşı karşıya kalırken, kullanım oranı arttıkça primlerin iki katına çıktığı dikkat çekiyor.
Nefes Gazetesi'nden Emel Yiğit’in haberine göre, Grup Sigorta yöneticisi Cem Tan, “Hasar/prim oranı yüksek olan poliçelerde artış oranı yüzde 100’ü buluyor. Bu artışı yalnızca enflasyonla açıklamak mümkün değil. Özel hastanelerin kâr odaklı politikaları ve devletin muayene katkı paylarına yaptığı zamlar da bu artışta etkili.” değerlendirmesinde bulundu.
Kullanılmayan Poliçelerde Bile Yüzde 40 Zam
Hiç kullanım yapılmayan poliçelerde dahi yüzde 40’a varan artış yaşanıyor. Örneğin, geçen yıl 8.200 TL olan 47 yaşındaki bir erkek için tamamlayıcı sağlık sigortası primi, bu yıl yüzde 123 artarak 18.300 TL’ye yükseldi. Üç kişilik bir ailenin özel sağlık sigortası ise geçen yıl 104.000 TL iken, bu yıl yüzde 75 artışla 181.600 TL’ye ulaştı.
Tamamlayıcı Sağlık Sigortasında Ek Ücret Problemi
Cem Tan, tamamlayıcı sağlık sigortalarında sık karşılaşılan sorunlara dikkat çekerek, özel hastanelerin SGK tarafından karşılanmayan işlemleri önererek hastalardan ek ücret talep ettiğini belirtti. Tan, “Basit bir şikayetle özel hastaneye giden kişiler, gereksiz tetkik ve tahlillere yönlendiriliyor. Bunların önemli bir kısmı sigorta kapsamına girmediğinden, hastalar bu ücretleri cebinden ödemek zorunda kalıyor.” dedi.
Sektörde Prim Üretimi Hız Kesmiyor
Sigorta sektöründe prim üretimi 2025 yılının ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51.6 artarak 576.8 milyar TL’ye ulaştı. Hastalık-sağlık branşındaki prim üretimi ise yüzde 21.5 artışla 107.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise altı aylık prim üretimi 38.9 milyar TL oldu.
Uzmanlar, önümüzdeki dönemde prim artışlarının devam edebileceğini, sağlık sigortası yaptırırken kapsam, muafiyetler ve hastane anlaşmalarının dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguluyor.