"Barışın yeni adresi Anadolu’dan yükselen umut" cümlesiyle başlayan yazıda, son yıllarda küresel çapta artan siyasi krizler ve savaş ortamında Türkiye’nin barışa aç toplumlar için umut ışığı olduğuna dikkat çekildi.

“Türkiye, barış denince akla gelen ilk ülkelerden biri”

Karataş yazısında, Türkiye’nin Doğu ile Batı’nın kesişim noktasındaki eşsiz coğrafi konumunun ve çok kültürlü yapısının tarih boyunca barışın taşıyıcısı olduğuna vurgu yaptı. Anadolu topraklarının farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmasının Türkiye’ye “hoşgörü ve denge kurma” yeteneği kazandırdığı belirtildi.

Türkiye'nin diplomatik başarısı örneklerle anlatıldı

Yazıda Türkiye’nin Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar ve Afrika gibi kritik bölgelerde yürüttüğü çok yönlü dış politikanın, ülkeyi barışta arabulucu ve güvenilir bir aktör haline getirdiği ifade edildi. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki tahıl koridoru anlaşması ve İsrail-Filistin krizine yönelik yapıcı tutumu, Türkiye’nin diplomatik başarısına örnek olarak gösterildi.

Kültürel diplomasiye de vurgu yapıldı

Osman Karataş, barışın sadece silahların susmasıyla değil, halklar arası anlayış ve etkileşimle sağlanabileceğini ifade ederek, Türkiye’nin TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı gibi kurumlar aracılığıyla yürüttüğü yumuşak güç politikalarına da dikkat çekti. Türk dizileri, mutfağı, sanatı ve misafirperverliğinin dünyada olumlu Türkiye imajı oluşturduğu belirtildi.

“Türkiye barışın coğrafyasıdır”

Yazının sonunda ise Karataş, Türkiye’nin artık sadece bölgesel bir aktör değil, küresel barış mimarisinin bir oyuncusu olduğunu vurguladı. Türkiye’nin İstanbul ve Ankara gibi şehirleriyle barış zirvelerine ev sahipliği yaparak dünya kamuoyunda güçlü bir imaj kazandığını ifade etti.

Karataş yazısını, “Türkiye sadece haritada bir ülke değil; barışın coğrafyasıdır” ifadesiyle bitirdi.

Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın!

Fotoğraf: Sosyal Medya

Kaynak: Haber Merkezi