Çıkarından gayri hiçbir şey düşünmeyen, gücünü sahip oldukları silahlardan alan devletlerin, İslam ülkeleri ve Ortadoğu’nun yer altı ve üstü doğal zenginliklerine sahip olma yarışından kaynaklanan çatışmaların odağında yer alıyor ülkemiz...

Bir zamanlar esas duruşa geçtikleri Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı ve emellerinin önündeki en büyük tehlike, “aşılması en zor engel” olarak gördükleri Türkiye’ye karşı aleni ve gizli ittifaklar halinde saldırıya geçen ülkeler, bu defa ateşi elle kavramak yerine taşeron gruplar oluşturarak, hain ve menfur arzularına kavuşmak istiyor...

Pkk işte böyle taşeron bir örgüt olarak, kalkınmasından korkulan ülkemizin önüne konulan eli kanlı bir terör örgütüdür…

Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgeyi hastane, postane, cami, okul, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden yakıp yıkarken taşeron terör örgütü pkk, gözü kara bir şekilde bindiği dalı kesiyor; bunun faturasını ağır bir şekilde ödeyeceğini düşünmeden…

Devletle çarpışan terör odaklı grupların sonu, daima hüsran olmuştur…

Her gün şehit haberleri gelse de Türk ve Kürt kardeşliğini bozacak tuzakların sahibi terör örgütlerini bitirmeye kararlı, sarsılmaz bir güç var bugün bölgede…

Canı-kanı pahasına, harabeye dönmüş şehirlerin cadde ve sokaklarında kahramanca mücadele ediyor güvenlik güçlerimiz…

Gözü yaşlı şehit aileleri ve elleri semaya açılmış yaralı gönüllerden dökülen dualarla desteklenen, yılların sorunu terör belasını bu defa kökten bitirmeye azimli ve kararlı bir anlayışla hareket ediliyor…

Ülkemize karşı iyi gözle bakmayan dış güçlerin ve onlar için çatışanların sonu gelmek üzere…

Yurdumuza sığınan mültecilerin anlattığından yola çıkarak, ne denli korkunç bir tuzakla karşı karşıya olduğumuzun, farkına varmalıyız artık…

Bilinir ki “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,

Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

İstedikleri her konuya olumlu ve ılımlı bir şekilde yaklaşıp kardeşlik adına bu güne değin hiçbir dönemde kazanamadıkları hakları sağlayan, iyi niyetli ve barış adına “zehir olsa içerim” diyen bir devlet anlayışına karşı koymaya kalkmak, intihar değil de nedir!

Hak aramayı, Meclis’e giren temsilcileri yoluyla yürütmek yerine; silaha sarılan terör gruplarına havale etmek, bölge halkının bir anlamda tarihi ve en büyük yanılgısıdır…

Bu anlayıştan hızla geri dönülmesi, mücadelenin başarıyla sonuçlanacağına yönelik ilk işaretler olsa gerek…

Ortadoğu’yu kan gölüne çevirip doymak bilmez emperyalist ülkelerin tuzağına düşerek, kardeşi kardeşe kırdıran çatışmanın galibi, hiç kuşku yok ki topyekûn devletimiz olacaktır, eninde sonunda…

Terör olaylarının bir an önce bitirilip ülkemizin huzurlu günlere kavuşması adına, elini değil tümüyle gövdesini taşın altına koyan herkese ve her kesime, başta kahraman güvenlik güçlerimize, Bizim Bahçe’den “Dua çiçeği” gitsin istedik… 

KIZILAY VE KAN

Son yıllarda bir yandan terör olayları, diğer taraftan ülkemizin çeşitli yerlerinde cereyan eden kazalar ve cinayetlerden kaynaklanan bir hayati sıkıntı haline geldi “Kan” temini…

Kızılay bu konuda elinden geleni yapıyor ancak yine de yeterli kan bağışı toplayamıyor...

İşte öyle sıkıntılı bir döneme girilmiş bulunuyor.

Kızılay Sakarya Şube Başkanı Ahmet İşgüzar, İşadamı Saadettin Özcan ve Kan Bağış Koordinatörü Ceyda Topaloğlu ile geldi gazeteye ziyarete…

“Kan stoklarımız azaldı.

Halka duyuralım.

Hem halkımız kan vererek sağlığını artırsın, hem ihtiyacı olana kan vermekle büyük bir sevap işlesin” diyen İşgüzar’ın çağrısı, isteriz ki beklenen sonuca götürsün kurumu…

Gümrükönü’ne kurulan kan bağışı TIR’ına ilgi her geçen gün artsa da bağış istenilen oranlara henüz ulaşabilmiş değil...

Kan vermenin yaşı ve mevsimi olmaz...

Son derece yararlı ve bir o kadar da önemli bir hizmettir kan vermek…

Olaya bu açıdan bakıldığında, yapılan iş adeta “ibadet” anlamı taşır...

“Kan verin, sıhhat bulun”

Bu ulvi davranışla, hastalıklardan kurtulan nice insanımız vardır…

Azalan kan stoklarını artırmayı hedef haline getiren Başkan Ahmet İşgüzar ve ekibine, kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Vişne çiçeği” gönderelim istedik...