Yöntemler Adapazarı’nın en köklü beş - on ailesinden biri. Siz de Yöntemlerin günümüzdeki temsilcisisiniz. Sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz Mehmet Bey?

1926 Adapazarı Küçükhamam Caddesi doğumluyum. 1943 Depreminde eğrilen evimizde –düşünün- 7 tane tuvalet vardı. Adeta konaktı. Odaları çok büyüktü. Yedi odalıydı. Adapazarı’nda Numanbeyler diye bilinen ailenin konağıydı bu ev. Babamın adı İsmail, Emirdağ mezarlığının karşısındaki bin dönümlük çiftliğimizi işletirdi. Dede mesleği zahirecilik. Annemin adı Muhsine. O da aynı aileden. 1913-14 Adapazarı Belediye Başkanlığı yapan Salih Yöntem’in kızı annem. Annemle babam Cumhuriyetin kuruluşundan birkaç sene önce evleniyorlar. 1923’de Sadi ağbim, 1924’de Süeda ablam doğuyor. 1926’da da ben doğuyorum. 1928’de de küçük kız kardeşim Saide doğuyor.

YÖNTEMLERDEN İKİ BELEDİYE BAŞKANI VAR:

TAHİR EFENDİ VE SALİH YÖNTEM

Adapazarı’nın en eski ve köklü tüccarlarından Numanbey ailesinden birçok tüccar, belediye başkanı, sanat adamları çıkmış. Biraz anlatır mısınız Numanbeyleri?

Osmanlı döneminde biliyorsunuz soyadı yok. Aile lakapları var. Bizim ailemizin lakabı da Numanbeyzadeler. Bizim büyüklerimizden bildiğimiz en eski aile büyüğümüz Numanbeyzade Tahir Efendi. Tüccar aynı zamanda. Rumi takvimle 1290-93 yılları, bugünkü takvimle 1874-77 yılları arasında Adapazarı Belediye Başkanlığı yapmış, büyük dedemiz. Erenler Mezarlığı’nın yerinin 12 dönümü devletinken, bugün kaç dönümse artık, kalanını Tahir Efendi bağışlamış. Mezarlığa su sarnıcını yaptırmış hayrına. Aynı şekilde Karaman Köyünde- şimdi mahalle oldu- bir su sarnıcı daha yaptırmış, avcılar iyi biliyorlar.

Tahir Efendi dışında ailenizden başka belediye başkanı var mı?

Hacınumanbeyler ailesinden, yani ailemizden ikinci belediye başkanı Salih Yöntem’dir. Tam emin değilim, çok büyük ihtimalle Tahir Efendi’nin torunu Salih Yöntem. Benim de annemin babası. İlki 1914-15, ikincisi 1920-26 yılları arasında iki dönem Adapazarı Belediye Başkanlığı yapmış. Salih dedem Hendek’te, Karasu’da, Geyve’de nahiye müdürlüğü de yapmış. Evleri, Küçükhamam caddesinde Tozlu Camiinden Çeşmemeydanı’na giderken elli metre sonraydı. 1943’te yıkıldı. Şimdi yerinde bisikletçi var. Kışla gibi büyük bir konaktı. Yarısı Hayri ve Agah Yöntemlerin konağıydı, yarısı Salih dedemlerindi. 

BANKA KURUCUSU NUMAN YÖNTEM DE,

AKTÖR SELÇUK YÖNTEM DE AİLEMİZDENDİR

Türk Ticaret Bankası kurucularından Hacı Numan Bey (Yöntem) kimdir? O aileden bugün kimler var?

Tahir Efendinin çocuklarından birisi de Hacı Numan Bey. Tüccar. Ben kendisine yetiştim. Tozlu Camiinin kuzey karşısında gıda maddeleri toptancısıydı. Yazıhanesinde 20-25 tane madalya, takdir belgesi asılıydı. Türk Ticaret Bankası kurucularındandır. Satso’yu da kuranlardandır. Hacı Numan’ın hiç çocuğu olmadı. Hacı Numan’ın iki kardeşi vardı, birisi Hayri Yöntem, diğeri komiser Agah. Hayri amcamın oğlu Albay Sabahattin. Onun da oğlu televizyon dizilerinde bolca gördüğünüz tiyatro sanatçısı Selçuk Yöntem. Ablası da Sabiha Yöntem. O aile İstanbul’da. Donatımdan emekli Rıza’nın babası Faytoncu Yakup amca da bizim Yöntem’lerdendi.

Soyadı Kanunu 1934’te yürürlüğe girmiş. Yöntem’i niçin almış, kim almış aileden?

Büyüklerimizden dinlediğimiz soyadı kanunu çıkınca herkes soyadı seçmeye başlamış. Hacı Numan Bey de, ailemizin büyüğü olarak Yöntem’i seçmiş. Dedemler de kabul etmişler. Hacı Numan Bey çok otoriter bir adamdı, kimseyi takmazdı, dinlemezdi. Çok sertti. Çok da zengindi. Ama 1943 depreminden yıkılan Tozlu Camii yeniden yapılırken hiç yardım etmediği söylenirdi. Vefat ettiğinde hanımına on iki milyon lira miras kalınca, (aynı zamanda annemin halası olan) hanımı da mirasın çok büyük bölümünü Kırmızı Camiye yani İhsaniye Camiine bağışlamıştı.

BAYRAMLARDA TEL CAMBAZI ABDULLAH’I SEYREDER,

KETEN HELVA ALIR YERDİK

Siz 1926 doğumlusunuz. Diyelim ki on yaşındasınız, 1935-36 yıllarının Adapazarı’nı anlatabilir misiniz?

O yıllarda bayram yeri Kanlı Mezarlık denilen Ortaokulun (şimdi Büyükşehir Belediye Binası) ve Orduevinin olduğu (şimdi Deprem Müzesi) yerdeydi. Orada büyük bir top sahası vardı. 1930’larda Yunanlılar gelip İdmanyurdu ile futbol maçı yapmışlardı. 1-0 İdmanyurdu kazandı gibi geliyor bana. O tarihte mezarlık yoktu. Mezarlık Erenler’di. Çark sokağında oturan Tel Cambazı Abdullah amca bayram yerinde tel üzerinde yürürdü. Mahalledeki çocuklarla giderdik. Bayram harçlığı olarak Salih Yöntem’in annesi (annemin babaannesi) Saniye Ninem 25 kuruş verirdi, koşa koşa ona giderdik el öpmeye bayram sabahında, çok iyi paraydı. 30 paraya yarım kilo ekmek, içine de beş tane köfte alırdık o zamanlar. 40 para bir kuruş, yani ninem bize el öptüğümüzde bugünkü 30 köfte ekmek parası veriyordu. Harçlıklarımızla keten helva alırdık en çok. Cevizli lokum alırdık.

HACINUMANLAR, HAMİTBEYLER, YAKUPBEYLER, SADIKBEYLER,

ARAPZADELER, KEREMZADELER, ABASIYANIKZADELER, KANGALZADELER, KÖKÇÜLER

O günlerin Adapazarı ileri gelenleri, eşrafı kimlerdi Mehmet bey?

Hacınumanbeyler (Yöntem), Hamitbeyler (Karaağaçdibi’nde Maraşoğlu Yağ Fabrikasının olduğu yer onundu, orada ipek fabrikası vardı, daha sonra 1970’lerde oğlu Şark Sigorta Genel Müdürlüğü yaptı), Yakupbeyler (Soyadları Özçiftçi, Ağa Camiinin az ilerisinde Bilge Hastanesi yanındaydı evleri), Sadıkbeyler (Kömürpazarı’ndaki havuzun karşısındaydı evleri, soyadları Ulusoy olabilir), Keremzadeler (Reşat Kürem ailesi), Arapzadeler (Cevat Adapazarlı ailesi), Abasıyanıkzadeler (Sait Faik, Mustafa Raşit, Oğuz Abasıyanık ailesi, ki 1935’lerde babaları Veteriner Ahmet Faik amca belediye başkanıydı), Kangallar (İbrahim Kangal belediye başkanlığı da yapmıştı, çiftlikleri vardı), Kökçüler (Mustafa, Samim, Lebip Kökçü), Cevdetbeyler (Yeni Sinemanın sahipleri, yeğeni Adnan Turgut, Emirdağı arkasında dört bin dönüm çiftliği mevcuttu) vardı. İlk aklıma gelenler bu aileler.

Adapazarı’nın yerli ve köklü aileleri ne iş yapardı o yıllarda, çiftlik mi işletirlerdi?

Çoğu çiftçilikle uğraşırdı. Çarşıda dükkânı da olsa en az beş on dönüm tarla işletirdi herkes. O zamanın meşhur çiftlikleri Emirdağı’nın arkasında Cevdet Bey Çiftliğiydi, dört bin dönümdü. Vurun Kahpeye filmini Hürrem Erman orada çekmişti. Aziz Ağa Çiftliği bitişiğindeydi. Cevdet Bey Manavdı, yerliydi, Aziz Ağa Arnavut’tu. İsmail Ağa Çiftliği, ki babamın adıyla anılırdı, şimdi eski Karasu yolunda, Göktepe’ye bakan taraftaydı, bin dönümdü. Bizim aile de Manavdır. Kulaksız’da şimdi adı Evrenköy oldu, Kangal Çiftliği vardı, Babaları Hüsnü Kangal’dı, Boşnak’tırlar. Kazım Bey Çiftliği vardı, Berköz’lerin, Boşnak’tırlar, Aralık’taydı. Yünüak’ların vardı Yazlık’ta. Genellikle eski zenginler çiftçilikle zengindiler, ama hepsinin Uzunçarşı’da dükkânları da vardı.

1930’LARDA 40’LARDA ADAPAZARI,

CEVAT ADAPAZARLI İLE KEREMZADE REŞAT BEYDEN SORULURDU

CHP döneminde Adapazarı siyasetine kimler hâkimdi?    

Zaten tek parti dönemiydi. Cevat Adapazarlı ile Keremzade Reşat Beyin (Kürem) sözü geçerdi. Nihat Erim’le çok ahbaptılar. Her şey, Adapazarı onlardan sorulurdu. Cevat Bey hürmet görürdü ama fazla da sevilmezdi. Kendi avenesi vardı, üç beş kişi, Gençlik Parkında, yani Şemsiyeli Parkta, onlarla oturur kalkardı. Cenazesinde 50-60 kişi var yoktu dediler. Ben gitmedim. 1946 sonrası çok partiye geçildi. Bizim Orta Mahallenin sandıklarından hep Halk Partisi çıkardı, bir tek 5-6 oy Demokrat Partiye çıkardı. Herkes bilirdi ki, o oylar Yöntemlerin, yani bizim hanenin oylarıdır.

Siyasetle ilginiz oldu mu Mehmet bey?

Rahmetli babam yedi yaşımdan itibaren beni bir gün boş bırakmadı. Pazar günleri bile beni çiftliğe gönderirdi ama gitmezdim, Gençlerbirliği’nde top oynardım. Önceleri siyasetle pek ilgilenemedim. Ama 1950’lerde Demokrat Parti Ocakta yönetim kurulu üyesiydim. 1960 İhtilalı sonrası Adalet Partisini burada on üç kişi biz kurduk; Selahattin Gürdrama, Behçet Deryaoğlu, Tenekeci Celil, Kooperatifçi Latif Ağbi, Avukat Hüsnü Dardağan, Mehmet Gürdrama, ben filan… Kız kardeşim Saide’nin eşi Baha Hun, ki aynı zamanda kayınbiraderimdir, 1957-60 arası DP Sakarya milletvekilliği yapmıştı; o Yassıada’da yargılanıyordu o günlerde, sonra da yasaklıydı. 1970’de Demokratik Pati İl Başkanlığı yaptım. Bir tarafıyla siyasetle iç içeydim. 1980 sonrası ise hiç ilgilenmedim.

ÖNCELERİ HAMDİ BAŞAK, BAHA HUN, EKREM ALİCAN,

SONRALARI DR. NURİ BAYAR, GÜRDRAMA, UYSAL

Çok partili dönemde siyasetin aktörleri nasıl değişti?

Adapazarı’nda 1950’de Cevat Bey (Adapazarlı) - Reşat Bey (Kürem) devri sona erdi. Menderes döneminde Adapazarı’nda öne çıkan siyasetçiler; Hamdi Başak, Baha Hun ve Ekrem Alican’dır… 1960 sonrasında öne çıkan isimler ise Dr. Nuri Bayar, Vedat Önsal, Güngör Hun, Selahattin Gürdrama, Necdet Birgen filandı. CHP’de Burhan Akdağ, Hayrettin Uysal, Hasan Fehmi Güneş ön plandaydı.

Ne yer içerdiniz o zamanlar? Tatil filan yapar mıydınız?

Hiçbir şey… boyuna çalışırdım. Sabah erkenden işe, karanlıkta eve; doğru dürüst çocuklarımı bile sevemedim. 1960’dan sonra bayramlarda bile çalıştık. İlk gün hariç. İstanbul’un, bütün Türkiye’nin mobilya tüccarları tatilden istifade bize alışverişe gelirlerdi, biz de ticaretten başımızı kaldıramazdık. Tek eğlencem Gençlerbirliği’nde futbol oynamaktı. Sağ haf oynardım, şimdi orta sağanın sağı oldu. 1948-49-50-51 filan… Hamamcı Mustafa (Yaman) orta haf oynardı, 20 gün önce vefat etti. Cezmi vardı, Bakkal Ziya vardı, Kaleci Ziya vardı. O zamanlar bende bir Şavrele vardı; seyrek de olsa Bodrum, Silivri, Kuşadası, Alanya, Antalya’ya giderdik.

MEŞHUR HACIBABA LOKANTASI,

AHMET BEYİN VE ERMANLARIN SİNEMALARI

Lokantalar, sinemalar; halk ne yer içer eğlenirdi?

O zamanlar Adapazarı’nda en meşhur yer Hacıbaba Lokantası’ydı. Bugün Ankara Caddesinde İşbankası’nın olduğu yerdeydi. Türkiye çapında meşhurdu. Ecnebiler, turistler de gelir yerlerdi. Ankara - İstanbul yolu da oradan geçiyordu o zamanlar. Taksiler, zenginler hep orada durur, yemek yerlerdi. Arkadaşlarla haftada bir, biz de giderdik Hacıbaba’ya… Başka bir masada Avukat Salih Sipahier, Halil Özdilek, Manifaturacı Mustafa Aldinç, Ahmet Aslan, Sinemacı Adnan Turgut, bazen de Sinemacı Hasan Erman; onlar da bir gruptular… Halkevinin arkasında Halkevi Sineması vardı, ona giderdik. King Kong filmini hiç unutmam mesela. ‘Gündüz İnsan Gece Kurt’ filmi vardı bir de, çok meşhurdu. 1943 depreminde yıkılan Erman Sineması’na, Kömürpazarı’ndaki havuzun karşısındaydı, ona giderdik ara sıra film seyretmeye. Daha da eski Cumhuriyet Kıraathanesi’nin arkasında Ahmet Beyin Sineması vardı. Adı yoktu; Ahmet Beyin Sinemasına giderdik: o zaman tek sinemaydı. Erman sineması ondan sonra kuruldu. Ahmet Bey daha sonra Halkevi Sinemasını işletti.

KARA HELVA, ÇEŞİT ÇEŞİT KABAK TATLILARI, BOZA, KABAK ÇEKİRDEĞİ

Akşamları ne yer içerdiniz? Evde hangi yemekler pişerdi?

En çok tarhana çorbası, kuru fasulye, nohut, ıspanak. Bizim Manavlar öyleydi. Kabak tatlısını çok severdim. Babamın üvey annesi Ayşe Haminnem çok güzel kabak tatlısı yapardı, çeşit çeşit. Kara kabak aklıma geldi şimdi, fırında pişirir kaşık kaşık yerdik. Kabağın kıvırmasını hatırlarım, çok güzel olurdu. Bir de evde keşkek pişerdi, seyrek de olsa. Kuskus, erişte makarna pişerdi, ev makarnası. Kara helva dediğimiz un helvası çok güzel olurdu. Baklavadan da kabaktan da evvel, Adapazarlılar için en önce kara helva gelirdi. .  Sütlaçı saymıyorum, o her zaman yapılırdı. Bozaaaaaa diye bağıran bozacılar geçerdi akşamları sokaktan, boza alır içerdik ailece. Biz Yenicaminin dibindeki Ali Kokadan alır içerdik. Bir de Adapazarı’nın çekirdeği meşhurdu. Adapazarı’nın kabak çekirdeği buradan İstanbul’a gönderilirdi. Ben hâlâ yanımdan eksik etmem kabak çekirdeğini. İlkokuldan beri kabak çekirdeği cebimden eksik olmaz.

ESKİDEN TADINA DOYULMAZ YEMYEŞİL BİR ADAPAZARI VARDI

Eski Adapazarı’nı özlüyor musunuz?

Şimdi bir şey mi var; hiçbir şey yok. Şimdiki Adapazarılılar çok şanssız. Her şey eskiden güzeldi. Çark’ta kayıklar vardı. Tahsin’in Bahçesi vardı, Zirai Donatımın orda Tabahna Gazinosu vardı, Çark Suyu önünden geçerdi. Çark’a kadar faytonlarla gidilirdi. Tabahna’ya kadar ise kayıklarla gidilirdi. Adapazarı o zaman iki katlı evlerden kuruluydu; her taraf yemyeşildi. Bahçelerde her türlü meyvemiz vardı. Herkes herkesi tanırdı. Nüfus yirmi beş bin, otuz bin… Tadına doyulmaz bir Adapazarı vardı.

Son sorum: 2011 itibarıyla Adapazarı eşrafı nerede?

Bilhassa 1943 Depreminden sonra hepsi İstanbul’a göç etti. Tek tük kalanlar da 1957 Zelzelesinden sonra göç etti. Onlar da İstanbul’a. Bugün o ailelerden benim gibi kalanlar parmakla gösterilemeyecek kadar az. Abasıyanıklarda Oğuz sağ. Yöntemlerden ben kaldım. Saysam saysam on kişiyi geçmeyiz. Adapazarı’na iyice yabancılaştık. Adapazarı tam anlamıyla kozmopolit oldu. Gerçek Adapazarlı şehirde az kaldığından da Adapazarı sevgisi ve kültürü zayıfladı. Biraz Manav köyleri kaldı, Dernekkırı’nda, biraz Kaynarca, biraz da Geyve, Taraklı. Allah sonumuzu hayretsin.

                                                                   

Numanbeyzade Numan Yöntem        Numanbeyzade Salih Yöntem      Numanbeyzade İsmail Ağa

Tüccar - SATSO ve                            Adapazarı Belediye Başkanı         Tüccar

Ticaret Bankası Kurucusu                   Nahiye Müdürü                             Çiftlik işleticisi

Adapazarı eşrafından Yöntem Ailesi – 1948 (Mehmet Yöntem Arşivi)

(Soldan:) Baba İsmail Ağa, anne Muhsine, çocuklar Mehmet, Süeda, Saide.

Yöntem’lerin damadı 1957-60 DP Sakarya Milletvekili Baha Hun (mikrofonun üzerindeki)

1941 Yılı Adapazarı Eşrafından bir bölüm. (Mehmet Yöntem Arşivi)

(Soldan:) Ayakkabıcı Faik Usta, İsmail Altınkundura, Halit Şekercioğlu, İsmail Yöntem, İsmail Kökçü.

Editör: Haber Merkezi