Olağan üstü toplanan İlçe örgütü adına açıklama yapan CHP Kocaali ilçe başkanı Mithat Sarı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Bugün burada toplanmamızın amacı dünkü yaşanan İstanbul Büyükşehir belediye başkanımızın tamamen yapmacık, tamamen senaryo davasından dolayı İki yıl yedi ay hapis cezasına çaptırıldıması ve siyasi yasak konumuna getirilmesidir.

Saray rejimi kendi varlığını sürdürebilmesi için kendi etrafının kalıcı olması için elinden geleni yapıyor.

Biz kocaali ilçe örgütü olarak sadece belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu değil konusu İçin toplanmadık.

Konu Türkiye

Bu alınan karar Türkiye’yi dünya kamuoyunda zor durumda bırakacağı, geri adım attıracak bir karardır.

Yapmacık bir davayla yapmacık bir mahkemeyle bu konuyu ülke gündemine taşımışlardır.

Ülke gündemi çok yoğun ekonomik sorun, işsizlik, çocukların sorunu, gençlerin sorunu, kadınların sorunu bu sorunları geriye atmak için hedeflerine ulaşmak için yaptıkları bir algıdır.

Bu mahkemenin vermiş olduğu kararı hukukçuların anayasa profesörlerinin söylediği gibi tanımak mümkün değildir.

Konuyu soğutmak için üs mahkemeleri var diye konuşuluyor.

Fakat biz Kocaali ilçe örgütü olarak demokrasiye ve seçilmiş başkanımıza sahip çıkmak İçin saraçhaneye gitmeye karar verdik.

Ekrem başkanın yanında partimizin yanında İttifakın, altılı masanın bütün bireyleri ve bileşenleri olarak orada, şaraçhanede olacağız.

Oraya haksızlığa karşı gelerek seçilmiş başkanımıza destek vereceğiz.

Şimdilik benim söyleyeceklerim bu kadar.

İstanbul dönüşü bu karar hakkında ne yapacağımızı nasıl yapacağımızı hakkında partimizin aldığı karar doğrultusunda hareket edeceğiz. Bu verilirmiş olan mahkeme kararını tanımadığımızı buna karşı nasıl tepki göstereceğimize demokrasiye inanmış insanlar olarak karar vereceğiz.

Tüm seçilmiş insanların üzerinde demokrasinin kılıcı gibi kafasında sallayıp İstediğini görevden alma istediğini göreve getirme İstediğini tahliye etme, bu keyfi uygulamalarına aslında siyasetin dışında toplumun tüm kesimlerinin tepki göstermesi gerekir.

Bu konu hakkında bütün seçilmiş insanların, bütün seçenlerin sessiz kalmaması gerekir.

16 milyon İstanbullu için çalışan bir belediye başkanını bu şekilde cezalandırmak aslında 16 milyon insanı cezalandırmaktır.

Bu ceza aynı zamanda aslında Türk demokrasisine yapılmış en büyük darbedir.

28 şubatlar, 12 martlar, 12 Eylüller döneminde dahil bu dönemdeki gibi ağır bir yaptırım yaşanmamıştır.

Bu nedenle biz bu olaya sessiz kalmayacağız demokrasiye inanan kimseninde sessiz kalmasının da mümkün olmadığını ifade etmek isterim."dedi.

Editör: Haber Merkezi