İSTANBUL (AA) - MÜCAHİT TÜRETKEN - Kültür ve Turizm Bakanlığı keçe sanatçısı Ferya Gül Alioğlu'nun, göçebe kültürünün ayrılmaz parçası olan keçeyi, Kasımpaşa Mevlevihanesi'ndeki atölyesinde geleneksel yöntemlerle işleyerek yaptığı ürünleri yurt dışında da ilgi görüyor.
Tarihi Orta Asya'ya dayanan keçe, göçebe topluluklarda, dayanıklı, su geçirmez ve ısı yalıtımı sağlayan yapısıyla çadırlardan kıyafetlere, yer döşemelerinden süslemelere kadar pek çok alanda kullanıldı.
Türk kültürünün de ayrılmaz bir parçası olan keçeyle 18 yıldır ilgilenen Ferya Gül Alioğlu, el emeğiyle takke, şal, çanta, tablo, hediyelik eşya ve dekoratif ürünler yaparak, bu kadim sanatı hem yaşatıyor hem de yeni nesillere tanıtıyor.
Ürünleri, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışında da ilgi gören Alioğlu'nun keçeden yaptığı takke, arakıye ve sarık gibi başlıkları, özellikle tasavvuf temalı Türk dizilerinin yayınlandığı ülkelerde tercih ediliyor.
Alioğlu ürünlerini, Keçeferya markası altında Kasımpaşa Mevlevihanesi'ndeki atölyesinde ve sosyal medya üzerinden insanlara ulaştırıyor.
AA muhabirine yaptığı açıklamada Alioğlu, keçenin, koyun, deve, keçi, özellikle tiftik keçisinin yünlerinin üzerine su, basınç ve nemle baskı uygulanarak bir bütün haline getirilmesiyle oluştuğunu söyledi.
Konya'da üniversite okuduğu dönemlerde yarı zamanlı olarak okul harçlığını çıkarmak için bir keçe atölyesinde çalışmaya başladığını anlatan Alioğlu, 18 yıldır ilgilendiği keçede usta sertifikası olmasına rağmen kendisini hala yolun başında olarak gördüğünü dile getirdi.
Alioğlu, "Çünkü her defasında yeni bir şey, yeni bir ürün, yeni bir bilgi, yeni bir değer, yeni bir ruh kazanıyor yaptığım iş. Birbirini tekrarlıyor gibi ama her seferinde el ürünü olduğu için bambaşka bir şey ortaya çıkarıyor. Yünün keçeleşme serüvenini maddeden manaya dönüş gibi düşünmemiz gerekiyor. Aynı tekniği bilen, aynı malzemeyi kullanılan, aynı işi yapan iki usta aynı ürünü çıkartamaz. Çünkü keçeye yapan kişi ruhundan bir şeyler kattığı için aynı ürün ikinci defa çıkmıyor. Aynı ürünü ben yapmış olsam da." ifadelerini kullandı.
Keçenin az malzemeyle yapıldığı için basit gibi göründüğünü anlatan Alioğlu, ancak malzemeyi tanımanın, aidiyetin, tecrübenin, o anki ruh halinin ve sabrın bu işte çok önemli olduğunu vurguladı.
Keçenin en eski tekstil ürünlerinden biri olduğunu belirten Alioğlu, "Diğer tekstil ürünlerinden ayıran özelliği iplik ya da dokuma haline getirmeden direkt tek parça olarak üretilmesidir. Tamamen insan gücüne dayalıdır. Makineleşme var ama yüzde 40'a kadar keçe yapar. İlla ki insan elinin sıcaklığını, baskısını ister keçe." diye konuştu.
Keçe deyince insanların aklına kepenek ya da köylerde kullanılan sergilerin geldiğini aktaran Alioğlu, "Keçe son birkaç senedir kendi özüne ve değerine kavuşmuş oldu ülkemizde. Bugün keçenin işlenebilirliği sayesinde geliştirerek günlük kullanıma uygun şapkalar, çantalar, arakıyeler, ipekle harmanlanmış şallar yapıyoruz." şeklinde konuştu.
- Doğala dönme sürecinde keçeye ilgi arttı
Alioğlu, insanların artık polyesterden ve seri üretimden sıkıldığını, doğala dönme sürecine girdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Keçeyi yalıtım malzemesi olarak düşünebiliriz. Sıcaksa serin tutar, serinse sıcak tutar. O yüzden toprak evler ya da yurtlar keçeden yapılmıştır. Aynı şekilde günümüzde insanlar bunu başlık olarak almaktalar. Manyetik yalıtım özelliği olduğu için benden ürün alanlar genellikle şu şekilde dönüş yapıyorlar, Sanki bir bulanıklık vardı zihnimizde onu temizledi. Ya da migrenimiz vardı biraz azalttı."
Tasavvuf temalı Türk dizilerinin dünyaya açılması üzerine, oyuncuların kullandığı keçeden yapılan takke, arakıye ve sarık gibi ürünlerin ilgi gördüğünü aktaran Alioğlu, şöyle devam etti:
"İngiltere, Fransa, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere Avrupa'daki birçok ülke ile Katar, Meksika ve Fas'a keçeden yaptığım başlıkları satıyorum. Yunus Emre, Hacı Bayram Veli ve Vefa Sultan gibi dizilerin dünyadaki hayranları burada gördükleri başlıklara ilgi gösteriyor. Fesin çıkış ülkesi olan Fas'a fes bile sattım. El sanatlarına bir ilgi var. Bugün ben 45 ülkeye ürünlerimi gönderiyorum. İnsanlar artık keçenin şifa yönünü araştırıyor. Keçenin, yünün insan sağlığı açısından çok faydalı olduğunu bilen herkes ürünleri alıyor."
- "Eyüp Sultan Hazretleri'nin türbesindeki sarığını sarmak nasip oldu"
Ferya Gül Alioğlu, en fazla şapkaların, başlıkların, dizi çekimlerinde kullanılan sarıklı olan ürünlerin rağbet gördüğünü, dizi ve filmler için de üretim yaptığını dile getirdi.
Birçok ürünü özel ölçüye göre yaptığını anlatan Alioğlu, "Ekstra özel siparişler oluyor. Türbelere, sandukalara taçlar yapıyorum. Mevlevi sikkeleri ya da sarıklarını müsaade ile sarıyorum. Aslında en güzel işlerim onlar oluyor. En son Eyüp Sultan Hazretleri'nin türbesindeki sarığını sarmak nasip oldu." diye konuştu.