Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, Karadeniz’de deniz seviyesinin okyanuslarla eşdeğer hızda yükseldiğini belirterek, önümüzdeki yıllarda kıyı erozyonu, su baskınları ve yerleşim alanları için ciddi risklerin oluşabileceği uyarısında bulundu.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin Karadeniz kıyıları üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kutoğlu, uydu altimetresi verileriyle yürütülen bilimsel çalışmada Karadeniz’de deniz seviyesinin düzenli ve sürekli biçimde yükseldiğinin tespit edildiğini söyledi. Çalışmada 1993 yılına kadar uzanan verilerin zaman serisi analizlerinin yapıldığını aktaran Kutoğlu, Karadeniz’in yükselme hızının okyanuslarla benzer olduğunu vurguladı.
“Yılda 3 milimetre, toplamda 10 santimetre yükseldi”
Prof. Dr. Kutoğlu, küresel ölçekte deniz seviyelerinin yılda ortalama 3 milimetre yükseldiğini belirterek, bu artışın 2100 yılına kadar devam edeceğine dikkat çekti. Karadeniz için elde edilen bulguların da bu tabloyla örtüştüğünü ifade eden Kutoğlu, 1993-2020 yılları arasında Karadeniz’de deniz seviyesinin yılda ortalama 3 milimetre, toplamda ise yaklaşık 10 santimetre yükseldiğini söyledi.
Bu artışın küçük gibi görünebileceğini ancak etkilerinin son derece büyük olduğunu belirten Kutoğlu, “Denizin 1 birim yükselmesi, kıyı topoğrafyasına bağlı olarak 50 ila 100 kat daha içeriye ilerlemesi anlamına gelir. Bu da her geçen yıl kıyı erozyonunun daha geniş alanları etkilemesi demektir” dedi.
“2 metrelik yükselme denizi yüzlerce metre içeri taşıyabilir”
Küresel ısınmanın artmasıyla birlikte buzulların daha hızlı eridiğini hatırlatan Kutoğlu, bazı senaryolara göre dünya deniz seviyesinin 2 metreye kadar yükselebileceğini ifade etti. Bu durumda denizin 200 ila 500 metre, düşük kotlu alanlarda ise kilometrelerce içeriye ilerleyebileceğini söyleyen Kutoğlu, fırtınalı dönemlerde dalga yüksekliğinin de etkisiyle yerleşim alanlarının su baskını tehdidiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti.
“160 milyon insan risk altında”
Karadeniz Havzası’ndaki nüfus yoğunluğuna dikkat çeken Kutoğlu, kıyı bölgelerinde yaklaşık 160 milyon insanın yaşadığını vurguladı. Özellikle Ukrayna ve Rusya kıyılarında kotların daha düşük olması nedeniyle kıyı erozyonunun daha şiddetli yaşanabileceğini belirten Kutoğlu, Türkiye kıyılarının görece daha yüksek olmasına rağmen bazı bölgelerde ciddi risklerin bulunduğunu söyledi.
“Şehirlerin büyük bölümü kıyılarda kurulu. Önümüzdeki 50 ila 100 yıl içinde bu nüfusun önemli bir kısmı kıyı erozyonu ve su baskınlarından etkilenebilir. Bu nedenle şimdiden farkındalık oluşturulmalı ve önleyici tedbirler alınmalı” diyen Kutoğlu, planlama ve yatırımların bu gerçekler ışığında yapılması gerektiğini ifade etti.
“Yatırımlar daha yüksek ve güvenli alanlara yönlendirilmeli”
Mevcut kıyı yerleşimleri için kıyı tahkimatlarının önemine değinen Kutoğlu, Türkiye’de özellikle Karasu gibi bölgelerde geçmişte yaşanan erozyon sorunlarına karşı yapılan tahkimat çalışmalarının artırılması gerektiğini söyledi. Ancak bu önlemlerin ciddi bakım ve onarım maliyetleri doğurduğunu da hatırlatan Kutoğlu, gelecekte yapılacak yatırımların daha yüksek kotlu ve kıyıdan uzak alanlarda planlanmasının ülke ekonomileri açısından daha sürdürülebilir olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Hakan Kutoğlu’nun Karadeniz’de deniz seviyesi yükselmesi ve kıyı erozyonuna ilişkin hazırladığı bilimsel çalışma, 16. Uluslararası Çevre Bilimi ve Teknoloji Konferansı’nda sunularak bilim dünyasıyla paylaşıldı.





