Sevgili okurlar,
Bu hafta sonu Belçika Beşiktaşlılar Derneği’nin bir anma gecesi vardı. Geceye hem basın mensubu, hem de bir sporsever olarak davetli idim.
Otomobilim ile evimden çıktığımda, şöyle Belçika haberlerine kulak vermek istedim. BEL-RTL Radyosu, Belçika Kraliçesi Fabiola’nın 86 yaşında vefatını dinleyicilerine duyuruyordu.
Benim Belçika’ya geldiğim yıllarda(1985) ülkenin en etkili isimlerinden biriydi Kraliçe Fabiola!
Eşi Kral Baudouin ile gittiği İspanya tatilinde büyük acı yaşamıştı. Tatilde eşi Kral Baudouin’i kaybetmişti. İspanya’daki yazlık saraylarına acı düşmüştü. Bu acı, dalga, dalga yayıldı ve Belçika’ya ulaştığında herkes yıkıldı, şok geçirdi, gözyaşlarına boğuldu.
Bir Kralın bu kadar sevildiğine şahit olan bir gazeteci olarak, Kral Baudouin’ın hayatını inceledim. O’nu yabancıların ne çok sevdiğine o zaman karar verdim.
İşine metro ile giden, eşi ile bisiklete binen, sokakta vatandaş çocukları ile sohbet eden ve mütevazi bir yaşamı ile Kral Baudouin, hala Belçika’da çok seviliyor, saygı ile anılıyor..
Radyodan Kraliçe Fabiola’nın vefatı anons edildi. Bir İspanyol kızı olduğu,86 yaşına geldiği ve ölümünde bile yüzünün güldüğü dinleyicilere aktırıldı.
Mikrofona bağlanarak görüşlerini açıklayanlara kulak kesildim. Herkesin hemfikir olduğu Kraliçe’nin sevilirliği, saygınlığı ve ülkesi için titrediği idi.
İnsanın ölümünde güzel anılması, arkasından hoş sözler edilmesi ne güzel!

* * *
Sevgili okurlar,
Brüksel’in görkemli mekanlarından ve iyi bir Fenerbahçeli olan Mahmut Korkmazer ve oğlu Kazım Korkmazer tarafından işletilen Birmingham PalaceEvent Center’deki, Beşiktaşlılar Gecesi’ne gittim.
Brüksel’de kış yavaş, yavaş kendini gösteriyor, soğukları iliklerinizde hissediyorsunuz.
Bu soğuk havada sıcak bir ortama adım attım.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de Beşiktaşlılar gibi Fenerbahçeliler,Galatasaraylılar,Trabzon ve diğer futbol takımlarını sevenlerin birliktelikleri, bazen balolar, şölenler, anmalar ile öne çıkıyor.
Geceye bir döneme adını yazdıran Beşiktaş’ın ünlü futbolcusu Ali Gültekin’de davetli! Gelişinde çiçeklerle karşılandı, Ali’nin gollerinden bir demet sunuldu.
Salon siyah-beyaz renklerle süslenmiş. Beşiktaş’ın efsane Başkanı Sakaryalı Süleyman Seba’nın resmi ise başköşede..
Dernek Başkan Robert Büyüker, Ali Gültekin ve sonra Belçika’dan Türk kökenli siyasetçiler Süleyman Seba için konuştular.  Bir Sakaryalı olarak gurur duydum. Beşiktaş’ı yoksulluk içinden alıp, bugünlere taşıyan felsefenin, o ruhun, o disiplinin, o aşkın, o sevginin, o arkadaşlığın timsaliydi Süleyman Seba!
Sakarya İli, Hendek İlçesi Soğuksu Köyü’nden zirveye!
Yanımda oturan Kayserili Bilal Çakır,’ Ölümsüzlük, güzellik bu’ dedi!
Sonra Beşiktaş’ta görev yapan hemşerim Fahrettin Curoğlu, futbolcu Mustafa Pektemek ve bir süre Beşiktaş altyapısında görev yapan Cengiz Aydın ve diğerlerini düşündüm..
Ve futbolcu, teknik adam Tayfur..
Belçika’da adından söz ettiren ve vefatı ile herkesi üzen Kraliçe Fabiola için söylenenler, futbolun efsanesi Süleyman Seba için de söyleniyordu.
Bu bir ayrıcalık olsa gerek,
Bu bir güzellik olsa gerek,
Bu bir yaratılış, yaşam biçimi olsa gerek..
Giderken, yanlarında hiçbir şey götüremeyenler, arkalarında böyle güzel söylemler, anlayışlar bırakabilmelidir..
Çok unutkan bir toplumuz! Sakarya’nın ebediyete intikal eden böyle değerleri var. Keşke onları da yılda bir kere olsa anabilsek?
Bir Ekrem Karaberber, bir Naci Fazlıoğlu, bir Nejat Tayman, futbolcu arkadaşım  İhsan Necati Sarı(Paşa) ve diğerleri..
Onları anılarda yaşatabilsek!?
İnsanlar ölür, ama eserleri asla ölmez..
O eser bazen güzel bir söz, bir dokunuş, bir bakış, bir duruş olabilir..
İşte Süleyman Seba  bir duruşun spor adamıydı..
Allah rahmet eylesin, tüm kaybettiklerimizin mekanı cennet olsun..
Saygılarımla..