Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezince Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin yıl dönümüne ilişkin yapılan açıklamada; “87 yıla bir kadın cumhurbaşkanı, bir kadın meclis başkanı dahi sığdırabilmiş değiliz. Kendimize yer bulamadık.” denildi

Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Açıklamada özetle şu bilgi ve ifadelere yer verildi; “Türkiye Cumhuriyeti'nin, kadınların siyasi hak elde etmeleri noktasında diğer birçok batılı ülkeye öncülük ettiği bilinen bir gerçek. Bu durum dillere pelesenk olsa da 87 yıllık süreç göz önüne alındığında Türkiye'de kadın hakları meselesi gelişmek ve değişmek yerine geriletilmiş vaziyette. Genç Cumhuriyetin kadın hakları konusundaki kararlı ve cesur atılımları asırlık cumhuriyette istikrarını kaybederek mevcut yasal düzenlemelerin dahi uygulanmadığı bir konuma evrilmiş bulunmakta.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ

5 Aralık 1934'te oldukça çağdaş bir yaklaşımla kadınların seçme ve seçilme hakkını elde ettikleri bu elzem gün, kadınların bu haklarını günümüzde ne kadar kullanabildiklerini ve hakların kullanılması noktasında önlerine çıkan en büyük engellerden biri olan toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliği bir kez daha gözler önüne sermektedir. Zira Türkiye Cumhuriyetinde kadınlar 1934'ten beri seçme ve seçilme hakkına sahip olmalarına rağmen 87 yıllık ömre bir tane kadın cumhurbaşkanı, bir tane kadın meclis başkanı dahi sığdırabilmiş değiliz. Kendimize yer bulamadık. Tek kadın başbakan Tansu Çiller'in 1993'te başlayan başbakanlık süresi yalnızca 3 yıl.

ÇÖZÜM BULUNMASI GEREKEN NOKTA

Mevcut kabinede görev yapan yalnızca bir kadın bakan var. Kadın milletvekili sayıları da övünmekten oldukça uzak. %17,4le Türkiye, kadın milletvekili oranında dünyadaki 192 ülke içinde 117'nci, Avrupa’da 37 ülke içinde ise sondan üçüncü sırada. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yıl önce kadın hakları konusunda batılı ülkelere öncülük etmesinin ardından 2021 yılında Afrika ve Orta Doğu ülkelerinin bile gerisinde kalması şüphesiz ki düşünülmesi, kabul edilmemesi ve çözüm bulunması gereken bir başka nokta.

BUZ DAĞININ GÖRÜNEN KISMI

Sayısal veriler buz dağının görünen kısmı. Kadınların sosyal, siyasi, hukuki haklarını alabildikleri 1934 yılından, yaşam hakkı için mücadele verdiğimiz ve yıl başından bu yana kayıtlara göre 355 kadınımızı kadın cinayetiyle yitirmenin önüne geçemediğimiz, sayısız şiddet, istismar, hak ihlali yaşadığımız 2021 yılına...
Kadınlar hak ettikleri temsil yetkisini almadıkça kadın haklarıyla ilgili meselelerin önüne geçilemez, çözüm bulunamaz, kadın söz konusu olduğunda tüm sorunlar ikincil planda bırakılmaya devam eder; Anayasa'da yer bulan insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletinden hiçbir şekilde bahsedilemez.

TAVİZ VERMEDEN

Genç Cumhuriyet'te atılan kadın hakları adımları göz önüne alındığında 100.yılını kutlayacak olan Cumhuriyetten beklentimiz çok daha fazla. Kadınların seçme ve seçilme haklarının 87.yılını kutladığımız bugün kadına şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelemiz başta olmak üzere kadın haklarıyla ilgili her konuda devam ettirdiğimiz mücadelemizi insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletinin gerektirdiği şekilde hiçbir taviz vermeden her kadın özgür, her kadın eşit, her kadın refah içinde olana kadar devam ettireceğimizin altını bir kez daha çizmek isteriz.”

Editör: Haber Merkezi