Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Rüstem Keleş, “Sakarya her sokağını hissettiğimiz bir şehir. Bizim aldığımız terbiye, aldığımız eğitim, örnek aldığımız büyükler insana hizmeti en büyük sevap olarak kabul etmişler” dedi

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Rüstem Keleş, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Engin Arapoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ve TV 264’te yayınlanan “Kitabın Ortasından” programına konuk oldu. Keleş’in çocukluk ve gençlik yıllarından eğitim hayatı ve entelektüel uğraşlarına kadar pek çok konunun gündeme geldiği programda 2005 – 2019 yılları arasında Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü görevinde sürdürdüğü çalışmalara da değinildi. Üniversite eğitim için geldiği Sakarya yıllarından bahseden Rüstem Keleş, “1980 yılında Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne kaydoldum. Milli Türk Talebe Birliği’nin öğrenci evinde kalmaya başladık. Tabi siyasi yasaklar söz konusuydu. Milli Selamet Partisi kapatılmıştı. Ardından Refah Partisi kuruldu. Milli görüş çizgisinde şekillenen bir düşünce hayatımız oldu. Üniversitedeki öğrenci faaliyetlerinde aktif olarak bulundum. 84 – 85 yıllarında üniversitede öğrenci başkanlığı yaptım. 1980 öncesi ve sonrası siyasi ve düşünce aktörleriyle tanışma imkanımız oldu. Hakyol Vakfı’nın ilk kurucu müdürlüğünü yaptım. Ağırlıklı olarak eğitim ve sosyal faaliyetlere önem veriyorduk” diye konuştu.

KUNDAKÇIOĞLU PASAJI’NDAKİ FAALİYETLER

Dönemin entelektüellerini Sakarya’da ağırladıklarını belirten Keleş, “Çark Caddesi’nin başında, Kundakçıoğlu Pasajı’nda bir yer kiralamıştık. 1985 yılında ilk defa Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve 1986 yılında ilk defa İsmet Özel’i Sakarya’ya getirmiştik. 1985 yılında Petek Çarşısı’nda Seher Kitabevi’ni kurmuştuk. İhvan ve Seher Kitabevi’nde imza günleri düzenliyorduk. 1993 yılında kadar öğrenci ve sosyal faaliyetlerin içerisinde yer aldım. O dönem ülkemizdeki birçok entelektüelin Sakarya’ya gelip konferans verdiği bir dönemdi. Ertuğrul Düzdağ’dan İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’den İhsan Süreyya Sırma’ya kadar birçok entelektüeli şehrimize davet ettik. 1993 yılında Sakarya Üniversitesi’ne öğretim elemanı olarak girdim. Master ve doktora, ardından 2005 yılında rahmetli Aziz başkanın daveti ile o zaman ADASU olan SASKİ Genel Müdürlüğü’ne geldim. 2008 – 2009 yıllarında hem genel müdürlük hem de genel sekreterlik görevini birlikte yürüttüm. 2019 yılında da Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanımız Hayrettin Güngör’ün davetiyle de Kahramanmaraş Genel Sekreteri göreviyle devam ediyorum” dedi.

DURAN VE TOÇOĞLU İLE ÇALIŞMAKTAN ONUR DUYUYORUM

Engin Arapoğlu’nun; “ADASU’yla çalışma hayatına başladınız. Daha sonra adı SASKİ oldu. SASKİ çatısı altında çok büyük hizmetler yaptınız başta Akçay Barajı olmak üzere. Bu süreçle ilgili ne söylemek istersiniz?” sorusunu da yanıtlayan Keleş şu ifadeleri kullandı: “Aziz bey Allah rahmet eylesin. Çok sevdiğimiz, saygı duyduğumuz bir büyüğümüzdü. Gerçekten Aziz beyin projelerimizle ilgili, bu şehir ile ilgili nasıl heyecan duyduğunu bugün gibi hatırlarım. Allah rahmet eylesin. Hem Aziz Duran’la hem de Zeki Toçoğlu ile beraber çalışmış olmaktan onur duyuyorum.”

SU YÖNETİMİNDE 100 YILLIK PERSPEKTİF

SASKİ’de ilk etapta kurumsallaşma yönünde bir irade ortaya koyduklarını ifade eden Rüstem Keleş, “Öncelikle kurumsallaşma yolunda önemli adımlar attık. Yoğun bir emek sarf ettik. Kurumu Sakarya ölçeğinde su yönetimini çağdaş bir şekilde yönetebilecek bir organizasyon yapısına kavuşturduk ilk olarak. Ardından Stratejik plan çalışmalarına başladık. Türkiye ve yurt dışında muhtelif su yönetimi çalışmalarına katıldım. Su yönetiminin en temel unsuru su arz güvenliğidir. Yani o şehrin nüfus dinamiğini hesap edeceksiniz, içme kullanma suyunu hesap edeceksiniz, endüstriyel gelişimini hesap edeceksiniz ve onu 100 yıllık bir perspektifle ortaya koyacaksınız. Ve bu 100 yıl içerisinde sorun olmayacak şekilde bir su arz güvenliği oluşturacaksınız” diye konuştu.

AKÇAY BARAJI ÖLÇÜMLERİ 2005’TE BAŞLADI

Şehrin su arz güvenliğini sağlama hedefiyle çok önemli yatırımların hayata geçirildiğini belirten Keleş, “Sakarya’da su arz güvenliğini sağlayacak projeler geliştirdik. Sapanca Gölü’müzdeki tahsisimizi netleştirdik. Akçay Barajı’nın projelendirilmesi tamamen SASKİ’deki arkadaşlarımızla ekip olarak ortaya koyduğumuz bir çalışmadır. Akçay Deresi ile ilgili olarak su ölçümlerine başlamamız 2005 yılıdır. Ballıkaya Barajı’nın hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf ettik. Sakarya’da bugün ve gelecekte yaşayacak nesiller adına şehrimizin su kaynaklarına sahip çıkılmış ve planlamaları yapılmıştır. 11 içmesuyu arıtma tesisi yaptık. Bu tesislerin sürekli kontrol edilmesi, takip edilmesi ve korunması gerekiyor. Bu tesisler Türkiye’ye örnek oldu. Şebekenin verimli yönetilmesi konusu var. Merkezde kayıp kaçak yüzde 40-45 civarındaydı. Bakanlığa her yıl su kayıp kaçak oranları ile ilgili rakamlar verilir. Biz merkezde yüzde 36 olarak bırakmıştık bu oranı. Serdivan’da yenileme yaptığımız alanlarda su kayıp kaçaklarında yüzde 1’in altına inen bölgeler vardı. Türkiye’de 30 Büyükşehir var. SASKİ bu yatırımları yaptı. Su ücretlerinde en ucuz 8. şehirdik. Hem bu yatırımları yaptık hem de suyu makul bir fiyatta hemşehrilerimize verdik” dedi.

ALLAH’IN TAKDİRİ NEYSE O OLUR

Arapoğlu’nun “Sakarya’ya ne zaman döneceksiniz?” sorusu üzerine Keleş, “Kahramanmaraş’ta çok güzel işler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bu dönemi Kahramanmaraş’ta tamamlayacağız. En güzel şekilde süreçleri Kahramanmaraş’ta geçireceğiz. Ardından eşimizle, dostumuzla istişare edeceğiz. Niyetimiz bu dönemi Kahramanmaraş’ta tamamlayıp ardından Sakarya’ya dönmek. Bizim aldığımız terbiye, aldığımız eğitim, örnek aldığımız büyükler insana hizmeti en büyük sevap olarak kabul etmişler. Bu nedenle içerisinde yaşadığımız topluma eğer bir şey verebileceksek, a görevi olur b görevi olur, elimizden gelen gayreti gösteririz. Sakarya bizim hücrelerimize işlemiş bir şehir. Severek yaşadığımız, her sokağını hissettiğimiz bir şehir. Yani düşünün Sakarya’ya geldiğimde sadece Uzunçarşı vardı. Çark Caddesi’nin oluşumundan Sakarya’nın büyümesine, bu günlere gelmesine kadar her şeyine tanıklık ettik. Şehrin sosyal hayatının tüm zerreleriyle içerisinde bulunduk. İnşallah Allah nasip eder, kaderimizde varsa tekrar bu topluma hizmet ederiz. Allah’ın takdiri neyse o olur” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi