14. Olağan Genel Kurulu, üst düzey protokol, üyesi bulunduğumuz ITUC ve ETUC temsilcileri başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası sendika temsilcileri, delegelerimiz ve binlerce Hak-İşli emekçinin katılımıyla 10 Temmuz 2019 tarihinde ATO Congresium’da başladı.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan selamlama konuşmasında şunları kaydetti. Arslan, Hak-İş’in yerli, milli ve aynı zamanda küresel bir emek hareketi olarak emekçilerin gücü ve umudu olmaya devam ettiğini söyledi.
“Taşıdığımız yük, emekçilerin üzerimizdeki vebali, onların gözyaşı ve alınterinin manası ve ağırlığı altında bir vicdan ve merhamet çeşmesi olduğumuzu asla unutmadık” diyen Arslan, emek mücadelemizin vicdan ve merhamet üzerine oturtulduğunu kaydetti.
Arslan, “Ruhu inşa edilmemiş bir sendikal anlayış, dünyayı inşa edemez. HAK-İŞ’in emek mücadelesi; medeniyet inşasına yüzyılımıza özgü bir alınteri katkısı, fedakârlığı ve sorumluluğudur” dedi.

 “HAK-İŞ, TAŞERONA ÇÖZÜMÜN EN ÖNEMLİ AKTÖRÜDÜR”
Bir milyona yakın taşeron işçisinin kadroya alınarak, çalışma hayatımızın en büyük reformunun gerçekleştirildiğini vurgulayan Arslan, “Bu tarihi reformun en önemli aktörü HAK-İŞ’tir. Bu reformun mimarı başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, dönemin Başbakanına, Bakanlarına, bürokratlarına ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz. HAK-İŞ olarak bu sorunun çözülmesi için büyük bir mücadele verdik ve çok şükür başarıya ulaştık. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Bize inanan, güvenen, bizimle yol yürüyen yüzbinlerce emekçinin başarısıdır” diye konuştu.

“KADRO KAPSAMI DIŞINDA KALAN TAŞERON EMEKÇİLERİ İÇİN MÜCADELEMİZİ
SÜRDÜRÜYORUZ”

“KİT’lerde çalışan taşeron işçileri başta olmak üzere, kadro kapsamı dışında kalan bütün taşeron emekçilerin kadroya geçebilmeleri için de mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Arslan, şöyle devam etti: “HAK-İŞ olarak 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin sorunlarının çözümü için mücadeleye devam ediyoruz.  Kadroya yeni geçen ve KİT’lerde kadro kapsamı dışında kalan işçilerin ücret artışları yüzde 4 artı 4’te kaldı. Bu arkadaşlarımızın ücretleri enflasyon karşısında eridi.  Bu arkadaşlarımız için enflasyon zammı talebimizi her platformda dile getirdik. Getirmeye de devam ediyoruz. Uluslararası kuruluşların, emperyalizmin kullandığı küresel sermayenin, Dünya Bankası, IMF gibi benzeri kuruluşların ülkemize dayattıkları devleti küçültün, kamuyu küçültün anlayışına karşı 1 milyona yakın taşeron işçinin kadroya alınması bu küresel güçlere meydan okumadır. Buradan bu reformu gerçekleştirenlere bir kez daha teşekkür ediyorum.”

“ENFLASYON FARKININ ÖDENMESİ İÇİN 400 BİNE YAKIN İMZA TOPLADIK”
Taşerondan kadroya geçen emekçiler için HAK-İŞ’in enflasyon farkı talebinde bulunduğunu hatırlatan Arslan, bu talebe ilişkin 400 bine yakın imza toplandığını ve bunun Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanına teslim edileceğini söyledi.
Arslan, “Kadroya yeni geçen ve KİT’lerde kadro kapsamı dışında kalan işçilerin ücret artışları yüzde 4 artı 4’te kaldı. Bu bizim kabul etmediğimiz bir durumdur. Emekliler, işçi emeklileri, Bağ-Kur emeklileri, bütün emeklilere ve tüm kamu çalışanlarına uyguladığı sistemle enflasyon + ücret zamları devam etmiştir. Sayın Bakanımıza da arz ettik. Bu farkı istiyoruz” dedi.
HAK-İŞ olarak, 2019 yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi teklifini de geçtiğimiz hafta Bakanlığa sunduğumuzu belirten Arslan, “Bu bağlamda, kadroya geçen işçiler ile kapsam dışında bırakılan taşeron işçilerin de çerçeve protokole dahil edilmesini ve artışlardan yararlanmasını istiyoruz” dedi.

HAK-İŞ olarak sonuna kadar masada kalmaya, müzakere etmeye devam edeceğimizi belirten Arslan, şunları kaydetti: “Bu yolun barış ile sonuçlanacağına inanıyorum. Sayın bakanın başta asgari ücret olmak üzere, bu toplu iş sözleşmelerinin de masada biteceğini umut ediyorum. İnşallah bunu da başaracağız.”

“GEÇİCİ İŞÇİLERİN ÇALIŞMA SÜRELERİ 9 AY 29 GÜNE ÇIKARILMALI”
Arslan, Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi teklifi ve görüşmelerinde, 696 sayılı KHK ile çalışma süreleri 9 ay 29 güne kadar çıkartılan mevsimlik ve geçici işçilerin, çalışma sürelerinin 9 ay 29 gün üzerinden devamlı hale getirilmesini de talep ettiklerini aktardı.

 “EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİLMELİDİR”
Son günlerde Türkiye ekonomisi üzerine bazı oyunlar oynandığına dikkat çeken Arslan, “Bu oyunları Türkiye’yi yeniden IMF kapılarına götürme çabası olarak görüyoruz. IMF’nin yeniden Türkiye’ye gelmesini asla kabul etmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin IMF ile çalışmama konusundaki kararlılığını buradan bir kez daha tebrik ediyor ve destekliyoruz. IMF politikalarının ortaya çıkardığı Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusu bugün çalışma hayatının önemli sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. HAK-İŞ olarak, prim ödeme gün sayısını doldurmuş, ancak yaş nedeniyle emekli olamayanlardan, özellikle işten çıkarılan, çalışma gücünü kaybetmiş ya da sektörde iş bulamayanlar için çözüm üretilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. 

 “BÜTÜN ÇALIŞANLARIN KIDEM TAZMİNATINA KAVUŞACAĞI GÜÇLÜ BİR MODEL İSTİYORUZ”
Arslan, kıdem tazminatı tartışmalarına değinerek, “Kıdem tazminatının kaldırılması, yok edilmesi, düşürülmesi gibi bir yaklaşımı asla kabul edemeyiz. Kıdem tazminatında kazanılmış haklardan geriye gidişe neden olmayacak ve istisnasız bütün çalışanların kıdem tazminatına kavuşacağı güçlü bir model istiyoruz. Yüzbinlerce özel sektör işçisi kıdem tazminatı alamıyor. Bu konudaki sorunlar giderilsin, bütün çalışanlar kıdem tazminatı alabilsin. Kazanılmış haklardan geriye gitmeyen yeni bir model istiyoruz. Bunlara artı bir model getiremeyenler şunu diyorlar: Kıdem tazminatı modeline dokunmayın. Mazlumların, mağdurların en kötü şartlarda çalışıp, üç kuruş ekmek parası için alın teri akıtanların haklarını savunmayacak mıyız? Dolayısıyla siz eskimiş, işe yaramayan sadece kamu işçilerinin kıdem tazminatı sistemine karşı sessiz kalırsanız, vebal altında kalırsınız. Herkesin bu konuyu anlamasını istiyoruz” dedi.

“HAK-İŞ ASGARİ ÜCRET MASASINDA OLMAK ZORUNDADIR”
Asgari ücret ve tespit komisyonu hakkında açıklamada bulunan Arslan, şunları kaydetti: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı, demokratik katılım ve temsile uygun hale getirilmelidir. Asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte geçimini sağlayacak şekilde belirlenmelidir. Bütün ücretlilerin, ocak ayında almış olduğu maaş yüzde 15’lik vergi dilimine tabii iken, önce yüzde 20’ye, sonra yüzde 27 ve yüzde 36’ya kadar çıkmaktadır. Bu oranların indirilmesini talep ediyoruz. Türkiye’de asgari ücret belirlenirken, çalışanların yüzde 50’sinden fazlasını ilgilendiriyor. Masada hükümet var, işçileri temsil eden DİSK var, işçi kesiminde masa eksik, sandalye eksik. Türkiye’nin en büyük toplu sözleşmesinde HAK-İŞ yok. Bunu demokrasi diye bize kimse anlatamaz. Biz masada olacağız, HAK-İŞ asgari ücret masasında olacak, olmak zorunda. En büyük toplu iş sözleşmesi yapılıyor ve hakiş o masada yok. Benim anlamadığım TC’nin tarihinde en büyük reformcu AK Parti hükümetinin asgari ücret komisyonunun arkasında olmasını anlamıyoruz. Meydan birilerine kalınca, asgari ücrette kendilerini karar sahibi görenler, Türkiye’de nelerin konuşulduğunu, tartışıldığını gördük. HAK-İŞ’in ve DİSK’in orada olması son derece doğaldır. Sadece HAK-İŞ’in olmasını istemiyoruz. Üyelerimiz oranında temsil edilelim. Asgari ücret kişinin kendisi değil, ailesinin de geçimini sağlayacağı bir ücret olarak kabul edilir ve bu doğrultuda hareket edilmesini istiyoruz.”

Diğer yandan iş kazaları, sosyal ve ekonomik bir yara olarak, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarından biri olmaya devam etmektedir. İnsana saygı temelinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz. Başta iş kazaları ve kayıtdışı istihdamın önlenmesi olmak üzere, çalışma hayatında yaşanan her türlü sorunun çözümü için sendikal örgütlenmenin önemine inanıyoruz.” dedi.

Editör: Haber Merkezi