Moderatörlüğünü SAÜ Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Turan Çakır’ın yaptığı panele, Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, SAÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Dilcan Kotan Dündar ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Zafer İçer katıldı. Açılış konuşmasını yapan Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, adalet duygusunun insanlığın var olmasıyla beraber ortaya çıktığını söyledi. Adalet duygusunun kutsal bir duygu olduğunu belirten Av. Burak, “Hukuk içerisinde adalete ulaşmak için çaba gösterirken, birçok alanla ciddi yardımlaşmalar içerisine gireriz. Bu alanların en başında tıp, bilimsel verileri temel alarak adil kararlar ortaya koymak için hukukun iç içe çalıştığı kurumdur. Tıp bu kadar bilimsel veriler ortaya koymasaydı, bizler avukat olarak adaletli karar veremezdik” dedi.

ADALET
Nörolojinin sinir sisteminin araştırılmasına dayalı bir bilim dalı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Dilcan Kotan Dündar, “Nöroloji (sinir bilimi), nörolojik hastalıkların sinirsel, genetik kökenlerinin anlaşılması ve etkin tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi konusunda araştırmalar yürütür. Beynin normal çalışması dışında, stres altında verdiği tepkileri de araştırır” diye konuştu. Adaletin bağımsızlıkla mümkün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Dündar, “Beyin, kendi düşüncesini üretir. Bir anlamda tam bağımsızdır ve kimseye itaat etmez. Beyinde özgürlük, adalet, eşitlik gibi yüksek kortikal fonksiyonlar süper ego kontrolünde şekillenir. Bir anlamda beyin, doğru düşünce ve eylemleri üretse bile son sözü üst kimlik kontrol edecektir” dedi.

SORUMLULUK
Nörohukukun beyin ile insan davranışları arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Zafer İçer, nörobilim ve hukuk arasındaki ortak noktanın insan ve insan davranışları olduğunun altını çizdi. Nörohukuk biliminin temelinde nörolojik bozukluklar ile suçlu davranış arasında bağlantı olup olmadığı sorusunun yattığını belirten Dr. Öğr. Üyesi İçer, ‘nörohukuk’ kavramının ilk kez 1991 yılında kullanıldığını söyledi. Hukuk sistemlerinin bireylere haklar tanıdığını ve bunun karşılığı olarak bazı yükümlülükler yüklediğini işaret eden Dr. Öğr. Üyesi İçer, şunları söyledi: “Hukukun öznesi insan olduğundan ve bireyin kurallara uygun davranması beklendiğinden, hukuka aykırı davranışlar sorumluluk kavramını beraberinde getirir. Hukuk, hak, yükümlülük ve sorumluluk olmak üzere üç temel sütun üzerine inşa edilmiştir. Kamu hukukunun alt dalı olan ceza hukukunda ise kusursuz sorumluluk geçerli değildir. Ceza sorumluluğunun temelini oluşturan hukuk sistemleri, bireyin iradi davranışlarına sonuç bağlar. Özel hukuk alanında yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, kısıtlılık gibi haller dolayısıyla ayırt etme gücünden yoksunluk belirli hukuki eylem ve işlemlerin geçersizliği sonucunu doğurur. İnsan iradesini tamamen etkisiz kılan, doğal olmayan mutlak bir kuvvetin etkisiyle gerçekleştirilen icrai ve ihmali davranışlar suç olarak kabul edilemez.”

Editör: Haber Merkezi