Yazısında Serdar-ı Ekrem Sokağı’nın Galata’nın ruhunu en iyi yansıtan rotaların başında geldiğini vurgulayan Demirok, sokağın fotoğraf tutkunlarının da vazgeçilmez adreslerinden biri olduğunu ifade etti. Galata Kulesi’nin hemen gölgesinde uzanan bu özel sokağın, geçmişin aristokratik havası ile modern İstanbul’un bohem enerjisini bir arada sunduğunu belirtti.

“Zamanın yavaşladığını hissediyorsunuz”
Galata Kulesi’nden Kuledibi yönünden Karaköy’e doğru uzanan Arnavut kaldırımlı yolda yürürken adeta boyutlar arası bir yolculuğa çıkmış hissi yaşandığını dile getiren Demirok, Serdar-ı Ekrem’in bir zamanlar İstanbul’un Levanten ve gayrimüslim nüfusunun kalbi olduğunu, bugün ise tasarım atölyeleri, butikler ve sanat galerileriyle yaşayan bir açık hava müzesine dönüştüğünü aktardı.

Doğan Apartmanı ve tarihi yapılar dikkat çekiyor
Sokağın en görkemli yapılarından biri olan Doğan Apartmanı’na da yazısında geniş yer ayıran Demirok, 1890’larda inşa edilen bu yapının sarı cephesi ve büyük avlusuyla sokağın karakterini belirlediğini ifade etti. Doğan Apartmanı’nın yanı sıra Kamondo, Aseo Han, İzzettinpaşa, Ipera ve Amanchiç apartmanlarının da Serdar-ı Ekrem Caddesi’ne mimari anlamda büyük bir görkem kattığını belirtti.

Tasarım, sanat ve gastronomi bir arada
Demirok, Serdar-ı Ekrem’in sıradan bir alışveriş caddesi olmadığını vurgulayarak, burada seri üretimden çok “ruh” bulunduğunu ifade etti. Özgün butiklerin, konsept mağazaların ve sanat galerilerinin sokağın kimliğini oluşturduğunu yazdı. Taze kahve kokularının eşlik ettiği küçük ve şık kafelerin, özellikle Tarihi Perla Apartmanı’nın altındaki mekanların ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunduğunu dile getirdi. Akşam saatlerinde ise sokağın loş ışıklar altında butik restoranlar ve şarap evleriyle bambaşka bir atmosfere büründüğünü aktardı.

Film, dizi ve reklam dünyasının gözdesi
Son yıllarda Serdar-ı Ekrem Sokağı’nın film, dizi ve reklam çekimleri için doğal bir plato haline geldiğini belirten Demirok, bu tarihi dokunun TV, sinema ve medya dünyasına önemli katkı sunduğunu kaydetti.
Yazısını okuyucularına keyifli bir gezi dileğiyle tamamlayan Demirok, Serdar-ı Ekrem’i tam anlamıyla hissetmek isteyenlere Galata Kulesi tarafından başlayarak yavaş adımlarla yürümeleri ve binaların ince işçilikli detaylarına mutlaka dikkat etmeleri tavsiyesinde bulundu.
KÖŞE YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!
FOTOĞRAFLAR: Mete Yasin Demirok





