Aralık ayında gazetemiz aracılığı ile “depreme hazırlık için binalar kadar psikolojik hazırlık da önemli” konulu bir uyarıda bulunan Anadolu Psikologlar Derneği Başkan Uzm. Klinik Psikolog İlhan Bozkurt, geçen hafta yaşanan büyük deprem felaketinin ardından gazetemize yeniden değerlendirmelerde bulundu.

Bozkurt, depremin hem depremi yaşayan yetişkin ve çocuklar için hem de uzakta da olsa buna şahit olanlar için önemli travmatik etkileri olabileceğini ve çeşitli psikolojik sorunların gelişme riskini artırdığını belirtti.

İLK GÜNLERDE DUYGULAR
Bozkurt, “Depremden sonraki ilk günlerde birçok kişide; şok, dehşet, kaygı ve korku, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri, sık sık olayı düşünme, donukluk, hissizlik, uyuşukluk, uyku sorunları, olayı rüyada görme, üzüntü ve öfke gibi duygular sık görülür ve bu sorunların çoğu kişide zamanla azalarak ortadan kalkması beklenir. Depremden etkilenen kişilere maddi ve manevi vereceğimiz her türlü toplumsal destekle onların yanlarında olduğumuzu, acılarını paylaştığımızı hissettirmemiz bu sorunlarla baş etmeleri için çok önemlidir.” dedi.

BAZI KİŞİLERDE UZUN SÜREBİLİR
İnsanların bazılarında depremin geçici etkilerinin daha uzun süren psikolojik sorunlara dönüşebildiğini vurgulayan Bozkurt, “Kişilerin depremden etkilenme düzeyini ve psikiyatrik bozukluk geliştirip geliştirmeyeceğini; depremin şiddetinin yanı sıra, kişinin depreme karşı psikolojik olarak hazırlı olup olmadığı, daha önceki deneyimleri, kişilik özellikleri, baş etme yöntemleri, yaşanılan kayıpların kişi için anlamı, psikiyatrik bozukluk öyküsü ve sosyal destek gibi unsurlar önemli ölçüde belirlemektedir. Depremden sonra en sık rastlanan psikolojik sorunlardan biri travma sonrası stres bozukluğudur. 1999 Marmara depremi sonrası yapılan araştırmalar bu depreme maruz kalanların yüzde 20 ile yüzde 40’ında travma sonrası stres bozukluğu geliştiğini bildirmektedir.” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARDA TRAVMATİK ETKİ
Bozkurt, “Deprem yetişkinler olduğu kadar çocuklar için de travmatik etkilere neden olabilmektedir. Çocuklar yaşananları anlamakta ve duygularını ifade etmekte zorlanır. Bu nedenle anne ve babalara deprem sonrasında çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamalıdır. Deprem hakkında konuşulup yapılabilecek şeyler anlatılabilir; ancak çocuklar depremle ilgili trajik konuşmalara ve ekran görüntülerine maruz kalmamalıdır. Deprem sonrası başlayan dikkat ve konsantrasyon sorunları, okul başarısında düşüş, öfke nöbetleri veya hırçınlık, korkunç rüyalar görme, yaşına uygun olmayan bebeksi davranışlar, ayrılma korkusu, alt ıslatma sorunları en sık görülen sorunlardır. Deprem anı ve sonrasında anne babalar ne kadar soğukkanlı ve kontrollü olursa çocukların depremden psikolojik olarak etkilenme oranı da o kadar azalır.” ifadelerini kullandı.Serkan OK