Türkiye, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi ile büyük bir felaketle karşılaşmıştı. O günden bugüne kadar, farklı büyüklüklerdeki depremler, ülkenin farklı bölgelerinde büyük kayıplara yol açtı. 26 yıl boyunca, başta Kahramanmaraş merkezli depremler olmak üzere, çok sayıda yıkıcı sarsıntı yaşandı. Bu depremler, Zorunlu Deprem Sigortası’nın (DASK) önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak, sigortalılık oranlarının henüz istenilen seviyeye ulaşmaması, Türkiye genelinde sigorta bilincinin artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.
SAKARYA YÜZDE 83’TE
28 yıldır Sakarya’da sigortacılık yapan Özgür Kaya, DASK ile ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Sakarya genelinde 240 bin konutun olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Kaya, “Sakarya’da 200 bin 689 konut sigorta yaptırdı. Bunu ortalamaya vurunca yüzde 83.60’a tekabül ediyor. Türkiye ortalaması ise yüzde 57.40. Sakarya diğer illere göre sigorta konusunda daha duyarlı.” dedi.
DASK’IN FAYDASI VAR
DASK’ın önemine değinen Sigortacı Özgür Kaya, “Birinci derecede deprem bölgesinde yer aldığımız için DASK çok önemli. Böyle bir ortamda edindiklerimizin elinizden bir seferde gitmemesi için, Allah göstermesin yeni bir deprem olduğunda canımızı kurtarabilirsek bir süre sonra mallarımız aklımıza geliyor. Onları en azından bir nebze olsun kurtarabilmek adına DASK yapmakta fayda var. Çünkü burası birinci derecede deprem bölgesi. O konuda ben yapılması gerektiğini düşünenlerdenim. Depremi de DASK’ı da unutmamalıyız.” diye konuştu.
RAKAMLAR DÜŞÜK KALIYOR
Deprem sigortasında belirlenen rakamların çok düşük kaldığını söyleyen Kaya, “Şu an bir evin maliyeti bir daire için baktığımızda metrekarede 25 bin lira civarındayken, deprem sigortası 8 bin TL civarında bedel biçiyor. Öyle olunca zorunlu deprem sigortası zaten standart devletin belirlemiş olduğu bedel üzerinden yapmak zorundasınız ama reel olarak zararınızı kurtarmak istediğinizde de ek poliçeler dediğimiz konut poliçeleri ve yangın poliçeleri devreye giriyor.”
BİRDEN FAZLA TEMİNAT
“Konut sigortası aldığınızda onun içinde yangın, yıldırım, inflak depremin artan kısmı, sel, su, terör örgütü, kötü niyetli hareketler dahil fırtına, araç çarpması, uçak düşmesi gibi bir sürü teminat da almış oluyorsunuz. Aslında şu anki ekonomik şartlarda ulaşmanın zor olduğu bir varlığınızı teminat altına alıyorsunuz. Kendi canınızı kurtardıktan sonra gerisi zaten sigorta kanalıyla tahsil edilmiş oluyor. Hasarınız tazmin edilmiş oluyor. Biz genel olarak herkesi sigorta yaptırmaya teşvik etmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.