"Depreme Dirençli Şehirler Artık Bir Zorunluluk"

Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle doğal afetlere açık bir ülke olduğunu belirten Bülbül, özellikle Marmara Bölgesi’nin yaşadığı büyük depremleri hatırlattı. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve Düzce depremlerinde yaşanan kayıpların hafızalardaki yerini koruduğunu belirten Bülbül, depreme dirençli şehirler inşa etmenin hayati önem taşıdığını vurguladı.

“Sakarya’da En Ağır Kayıplar Adapazarı’nda Yaşandı”

Bülbül, 1999 depreminde Sakarya’nın büyük yara aldığını hatırlatarak, “Depremde hayatını kaybeden 17 binden fazla vatandaşımızın yaklaşık yüzde 22’si Sakarya’da vefat etti. En fazla can ve mal kaybı Adapazarı ilçemizde meydana geldi” dedi.

Bu acı tecrübenin ardından geçen 26 yılın hızla geçtiğini vurgulayan Bülbül, yeni bir büyük depremin artık uzak bir ihtimal olmadığını söyledi.

"Dirençli Konutlar Üretmek Zorundayız"

Bülbül, eski ve deprem geçirmiş yapıların acilen kentsel dönüşüme tabi tutulması gerektiğini ifade ederek, “Depremi engelleyemeyiz, ama etkilerini azaltmak elimizde. Güvenli yapılar üretmek, geleceğimiz için zorunluluktur. Kentsel dönüşüm süreci, ranta değil, insan hayatına odaklanmalıdır” dedi.

“Kentsel Dönüşüm Herkesin Sorumluluğu”

Bülbül, bu sürecin sadece devletin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu belirtti. Bakanlıklar, valilik, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının koordinasyon içinde çalışması gerektiğini söyledi. Sakarya’da başlatılan Ada Hayat ve Tığcılar Mahallesi dönüşüm projelerini olumlu bulduğunu ifade eden Bülbül, bu adımların tüm riskli mahallelere yayılması gerektiğini belirtti.

“Siyaset Üstü Bir Anlayışla Hareket Edilmeli”

Konuşmasının sonunda kentsel dönüşümün siyaset üstü bir mesele olduğunun altını çizen Bülbül, “Bu süreç rant ve çıkar gözetilmeden, yalnızca milletimizin güvenliği ve refahı için yürütülmelidir. Sakarya’da ve Türkiye genelinde afetlere dirençli kentler inşa etmek artık bir tercih değil, zorunluluktur” diye konuştu.

Fotoğraf: AA Arşiv

Muhabir: Soner Kiraz