Op. Dr. Avcı, bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız yöntemlerin özellikle kuvvet kaybı veya idrar-dışkı kontrol kaybı gibi acil durumlar yoksa tercih edildiğini vurguladı. “Amaç, ağrıyı azaltmak, fonksiyon kaybını önlemek ve yaşam kalitesini artırmaktır” dedi.

Ameliyatsız tedaviler arasında ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve gerektiğinde antiinflamatuvar ilaçların yanı sıra fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarının yer aldığını belirten Avcı, manuel terapi, sıcak-soğuk uygulamalar, elektrik stimülasyonu, traksiyon ve egzersiz programlarının sıkça kullanıldığını söyledi. Ayrıca uygun hastalarda epidural steroid enjeksiyonları ve sinir kökü blokajlarının da ağrıyı azaltabileceğini ifade etti.

Yaşam tarzı değişikliklerinin ve destekleyici tedavilerin de önemine dikkat çeken Avcı, kilo kontrolü, doğru oturma ve çalışma pozisyonu, düzenli egzersiz gibi önlemlerin tedavi başarısını artırdığını belirtti. Bazı hastalarda kuru iğne, akupunktur veya ozon tedavisinin destekleyici olarak kullanılabileceğini söyledi.

Ameliyatsız tedavilerin kimler için uygun olduğunu da açıklayan Op. Dr. Avcı, “Hafif veya orta derecede bel fıtığı olan, acil cerrahi gerektiren bulguları bulunmayan ve yaşam tarzı değişikliklerini uygulayabilecek motivasyona sahip hastalar bu yöntemlerden fayda görebilir. Ancak Kauda ekuina sendromu, şiddetli güç kaybı veya ilerleyici felç gibi durumlarda ameliyatsız yöntemler uygun değildir” dedi.

Avcı, küçük ve orta boy fıtıklarda ameliyatsız yöntemlerle şikayetlerin büyük ölçüde kaybolabileceğini, zamanla diskin büzüşmesi ve sinir basısının azalmasıyla hastaların iyileşebileceğini belirtti.

Ancak tedavi sonrasında tekrarlama riskine de dikkat çeken Avcı, “Yanlış hareketler, ağır kaldırma, uzun süreli oturma veya obezite tekrarlama riskini artırır. Tekrarlama oranı yaklaşık yüzde 10–15 civarındadır. Düzenli egzersiz, bel ve karın kaslarını güçlendirme, doğru duruş alışkanlığı kazanma ve kilo kontrolü ile bu risk belirgin şekilde azaltılabilir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İGF