1 ) Cemaat düzgün siralar halinde imamin arkasinda yeralir ve ''Niyet ettim Allah rizasi için Ramazan Bayrami namazini kilmaya, uydum imama" diye niyet eder.

2) imam ''Allahü Ekber'' deyip ellerini yukariya kaldirinca. cemaat de ''Allahü Ekber'' diyerek ellerini yukariya kaldirip göbegi altina baglar.

3) Hem imam, hem de cemaat gizlice ''Sübhaneke''yi okur .Bundan sonra üç kere tekbir alinir. Tekbirlerin alinisi söyledir:

Birinci Tekbir: imam yüksek sesle, cemaat da onun pesinden gizlice ''Allahü Ekber'' diyerek (iftitah tekbirinde oldugu gibi) ellerini yukariya kaldirip sonra asagiya saliverirler. Burada kisa bir süre durulur.

ikinci Tekbir: ikinci defa ''Allahü Ekber'' denilerek eller yukariya kaldirilip yine asagiya saliverilir ve burada da birincide oldugu kadar durulur.

Üçüncü Tekbir: Sonra yine ''Allahü Ekber'' denilerek eller yukariya kaldirilir ve asagiya saliverilmeden baglanir.

4) Bundan sonra imam, gizlice ''Euzü Besmele'', açiktan fatiha ve bir sure okur .(Cemaat bir sey okumaz, imami dinler)

5 ) Rüku ve secdeler yapilarak ayaga (ikinci rek'ata) kalkilir ve eller baglanir .

ikinci Rek'at:

6) imam gizlice Besmele, açiktan da fatiha ve bir sure okur. Sure bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden

(birinci rek'atta oldugu gibi) üç kere daha tekbir alir , üçüncü tekbirden sonra eller baglanmadan, dördüncü tekbir ile rükua varilir,.sonra da secdeler yapilarak oturulur.

7) Oturusta. imam ve cemaat, Ettehiyyatü. Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena atina... duasini okuyarak önce saga, sonra sola selam verip namazi bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur. Kurban bayrami namazinin kilinisi da bunun gibidir. Sadece niyeti degisiktir.

 

DUA
“İki dua reddedilmez veya reddedilmesi çok nadir olur: (Bunlar) ezan okunduğu esnada ve sıkıntı zamanlarında yapılan duadır” (Ebû Davûd, Edeb, 41) buyurmuştur.
“Sıkıntılı ve musibete uğradığı zamanlarda Allah’ın duasını kabul etmesini isteyen kimse, rahat zamanlarında çok dua etsin.” (Tirmizî, De’avât, 9)
“İnsana bir zarar dokundu mu, hemen içtenlikle Rabbine yönelerek O’na dua eder. Sonra (Rabbi) ona kendisinden bir nimet verdi mi; önceden O’na yaptığı duayı unutur da, O’nun yolundan saptırmak için Allah’a eşler koşmaya başlar…” (Zümer, 39/8)
“Ey yaşayan, diri, canlı, ölümsüz, ezelî, ebedî ve zatı ile kaim olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan ve ihtiyaçlarını üstlenen Allah’ım! Rahmetin sebebiyle senden yardım istiyorum. İşlerimin hepsini ıslah eyle, göz açıp kapayıncaya kadar beni nefsime bırakma.” (Ebû Ya’lâ, Zikir ve Dua, No: 914)
--------------------------------------------------------------------------------------
BİR HADİS;
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni İsrail'de birbirine zıt maksat
güden iki kişi vardı: Biri günahkârdı diğeri de ibadette gayret
gösteriyordu.
Abid olan diğerine günah işlerken rastlardı da: "Vazgeç!" derdi. Bir
gün, yine onu günah üzerinde yakaladı. Yine, "vazgeç" dedi. Öbürü:
"Beni Allah'la baş başa bırak. Sen benim başıma müfettiş misin?" dedi.
Öbürü: "Vallahi Allah seni mağfiret etmez. Veya: "Allah seni cennetine
koymaz!" dedi. Bunun üzerine Allah ikisinin de ruhlarını kabzetti.
Bunlar Rabbülaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala
Hazretleri ibadette gayret edene: "Sen benim elimdekine kadir misin?"
dedi. Günahkâra da dönerek: "Git, rahmetimle cennete gir!" buyurdu.
Diğeri için de: "Bunu ateşe götürün" emretti.
Ebu Hüreyre (ra) der ki: "(Adamcağız Allah'ın gazabına dokunan
münasebetsiz) bir kelime konuştu, bu kelime dünyasını da, ahiretini de
heba etti."
-------------------------------------------------------------------------------
ALLAH VE İNSAN
Seni aramam için beni uzağa attın!
Âlemi benim, beni kendin için yarattın!

N. Fazıl Kısakürek
---------------------------------------------------------
ALLAHIN EMANETİ
Hz. Ümmi Süleym, gayet temiz ahlak sahibi bir hatun idi. Çocuğu vefat
ettiği zaman, sabır ve metanetle bizzat kendisi yıkadı ve kendisi
kefenledi ve bir tarafa bırakıp, komşularına dönerek:
-- Babasına haber vermeyin.

Hz. Ebu Talha orada bulunmamaktaydı. Akşam eve döndüğünde, çocuğu
sordu, hanımı:
-- Gördüğünden şimdi çok iyidir, der.

Sonra yemek yediler, oturdular, birlikte oldular. Bir müddet sonra Hz.
Ümmi-i Süleym, beyine gayet metanetle şöyle der:

-- Ebu Talha, ödünç alınmış bir şeyi geri vermek icap eder mi etmez mi?

-- Söylediğin bu söz nasıl bir söz, elbette ki ödünç alınan şey geri verilmeli.

-- O halde, Hak Teala da sana emanetten vermiş bulunduğu çocuğu aldı.

Ebu Talha bu sözü duyunca:
-- Biz Allah için halk edilmiş bulunuyoruz ve hep onun tarafına
döneceğiz, der ve şükreder.

Sabah olunca gidip Resulullah a (s.a.v.) anlatır.

Resulullah (s.a.v.):
-- Ya Rabbi bunun daha iyi bir karşılığını Ebu Talha ya ver, diye dua eder.
-- ------------------------------------------------------------------
"Bize ücret versinler diye insanları İslam'a davet etmiyoruz.
Yeryüzünde ulvi mertebeler edinmek, fesat çıkarmak ta istemeyiz. Biz
insanları İslam'a davet ediyoruz; çünkü onları gerçekten seviyoruz ve
onlar için en hayırlı olanı istiyoruz". Seyid Kutub
------------------------------------------------------------------------
"Ölüm haberi gelmeden,

Ecel yakamız almadan,

Azrail hamle kılmadan,

Gel gidelim Dosta gönül."
---------------------------------------------------------------------------
KUR’ANI OKUMAK
-"Kur'an'ı tertîl ile (ağır ağır, tane tane, düşünerek) oku" (Müzzemmil 73/4)

-Ümmü Seleme ve Enes b. Malik'den gelen bilgilere göre Peygamberimiz
Kur'an'ı tane tane okur, durulacak yerlerde durur, uzatılacak yerleri
uzatırdı. (Buhari, fedailü'l-Kur'an 29)

-Bera b. Azib şöyle demiştir: "Resulullah'ı yatsı namazında Tûr
suresini okurken işittim. Ondan daha güzel sesli, yahut okuyuşu ondan
daha güzel hiç kimseyi işitmedim." (Buhari, Ezan 102)