Zaman hiç çaktırmadan hayatı tüketen en önemli etken olsa gerek…

Bakarsınız nasıl ve neyle geçti demeden gelip gidiverir de haberi olmaz insanın…

Zamanı tüketme konusunda son derece duyarlı olmak gerekir ki kaçan, geçen, göçen zamanın insan hayatı üzerinde yaptığı olumlu olumsuz izleri değerlendirmede isabet kaydedilebilsin…

Bu doğrultuda enfes bir yorum takıldı gözüme…

İstedim ki onu Bizim Bahçe’nin okuyucularıyla paylaşıp zamanın ne olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olalım…

Önce okuyalım…

Sonra diyelim son sözümüzü…

“Zaman hepimizden güçlüdür.
Kuş yaşarken karıncaları yer ama kuş ölünce onu yiyen karıncalardır.

Zaman ve koşullar her an değişebilir.

Bu nedenle, etrafınızdaki hiçbir şeyi değersizleştirmeyin.

Bugün gücünüz olabilir ama unutmayın zaman hepimizden çok daha güçlü!

Bilin ki bir ağaç bir milyon kibrit yapar ama bir kibrit milyonlarca ağacı yakmaya yeter.

Öyleyse iyi ol!

İyi yap!

Zaman bir nehir gibidir.

Aynı suya asla iki kez dokunamazsınız, çünkü geçen su bir daha asla geçmeyecektir.

Hayatınızın her dakikasının tadını çıkarın ve şunu unutmayın:

Asla güzel görünüm aramayın çünkü zamanla değişirler.

Mükemmel insanları aramayın çünkü onlar yok.

Ama her şeyden önce gerçek değerinizi bilen birini arayın.

4 aşkın olsun:

Tanrı;

Hayat;

Aile;

Ve arkadaşlar.

Allah, hayatın sahibi olduğu için;

Hayat kısa olduğu için;

Aile benzersiz olduğu için;

Ve arkadaşlar nadir oldukları için!

Çok değerli ve kıymetlidir!

Onları sevmeyi zamana bırakmayın.”

Bilmem ne dersiniz!

Karar sizin…

İşte zaman, işte hayat…

Tercih de sizin…

Her şeye rağmen herkesin hayatı üzüntülerden uzak, hastalıklardan ırak ve huzurlu geçsin isterim…

Bu doğrultuda “Sabır çiçekleri” gönderelim istedik, zamanla yarışmak adına tüm okuyucularımıza…