—Neresi olursa olsun, bir başka yerde daha iyi olacağını düşünenler ve bunun gereğini yapanlar, yolların sâdık dost ve arkadaşlarıdır.

—Sadece güneşli ve güzel günlerde yürüyüp, diğer günlerde yollara demir atanlar, hedeflerine çok zor varırlar; belki de hiç ulaşamazlar.

— Yollar, sesli olarak konuşmazlar, ama dünyadaki tüm insan ve hayvan dilerini çok iyi bilirler. ‘Hâl Dili’ni onlardan daha iyi bilen yoktur.

— Yollar, günde beş vakit minarelerden okunan ezanlar gibidirler. İkisi de çağırır, biri O’na ibadete; diğeri, iki günü bir olmayan yolculuğa…

— Bazı seyyahlar, yolculuklarına, sadece düşünmek ve nefis muhasebesi yapmak için başlarlarmış. En iyi muhasebe, yollarda yapılırmış.

— Sevdası olmayan kul ve bülbülü olmayan gül gibi, yolcuları olmayan yollar ile yolları olmayan yolcular, tek başlarına bir anlam ifade etmezler!

— Yollarda seyr ü sefer edenlerin içinde alçaklar da vardır. Ama ‘alçaklığın en büyüğü, zalimleri övmektir’ demiş, bir zamanlar bir Büyük Önder!

— Herkesi ve her şeyi, her insanı veya her varlığı, hep yanınıza alıp götüremez ve yollara düşüremezsiniz; bazılarının dünde kalması gerekir.

— Bazen öyle olurmuş ki, birilerinin gitmesiyle açılan boşluklar, bir başkasının oraya gelmesiyle dolmazmış... Bunu ancak ve ancak tecrübe edenler bilirmiş.

— Şu garip âlemin garip yollarında, tesadüflerin ve tevafukların yolcuları da vardır. ‘Tesadüfî’ yolculara bir şey denemez ama ‘tevafukî’ yolcular ne güzel yolculardır.

— Bir şâir bir mısrasında şöyle demiş: "Kalbi yorgun olanın, dili keskin olurmuş". Öyleyse dinlenmek ve dili, keskinlikten kurtarmak için yollara düşmek gerek…

— Yollar, her tür hastalıkların tedavi mekânlarıdır. Onlardın tedavi edemedikleri tek hastalık, ar damarı çatlamış olan iki ayaklı mahlûkatın hastalığıdır. Onları hiçbir zaman tedavi edemez!

— O yollar var ya o yollar, parayı, makamı, mevkii, itibarı ve unvanı taşıyamayanların test pistleri ve imtihan alanlarıdır. İnsanların hangilerinin ‘adam’, hangilerinin ‘adam görüntüsünde adam’ oldukları buralarda ayırt edilir.


— Yollar o kadar değişik tür insanlarla yolculuk ve yoldaşlık yaparlar ki, bunların bir kısmı mal-mülk peşinde, kimisi mevki – makam, kimisi şöhret ve kimisi de kadın- erkek peşinde koşarlar. Garipler bilmezler ki, Azrail hepsinin peşindedir ve her mola yerinde, yorulmuşların bir kısmı ile selamlaşır!

—Yollar, kendisiyle beraber yola çıkıp, ayaklarını başkalarının omuzlarına, midesini başkalarının ekmeğine, sırtını başkalarının elbiselerine, araçlarını başkalarının araçlarına, yakıtlarını başkalarının petrol istasyonlarına ve ceplerini de başkalarının paralarına alıştıran zevatı hiç sevmezler; ama gelin görün ki, edeplerinden seslerini hiç çıkarmazlar.

— Şayet sıkıntılarınız varsa ve bir araca da sahipseniz, uzunca bir yolculuk yapın. Yolculuğu yalnız gerçekleştirin. Normal süratte yol boyunca ilerlerken, iç dünyanıza da bir sefer başlatın. Saatlerce nefis mahasebesi yapın. Sık sık mola verin. Güzel manzaralı yerlerde mola sürelerini artırın. İmkânınız varsa bile lüks aramayın. Ucuz pansiyonlarda konaklayın ve aynı şekilde geri dönün. Göreceksiniz ki çok rahatlamış olacaksınız. Bir defa denemekle bir şey kaybetmezsiniz.

Âhh yolları ah…
Yorgunlukları sizinle birlikte bir yolcu edebilsek…