Şehirler büyüdükçe ihtiyaçlar da büyümüştür. Bunların başında gelen ise araba parkıdır. Maalesef yasalara yazılsa da insanların vasıtalarını park edecekleri yerlerin imkânsızlığından dolayı, toplumda çeşitli olumsuzluklar yaşanmaktadır. Trafik cezaları, komşular arası ihtilaf, tartışma, gereksiz yakıt tüketimi, ölüm ve yaralamalar gibi bir çok şey saymak mümkündür. 
    İyi bir Müslüman olmak için belediyelere düşen görevlerin ihmal ve ertelenmesi büyük sıkıntılara sebep olmaktadır. Halk olarak da bedelini belediyeler değil, biz ödediğimizden sorumluluk bize daha çok düşmektedir. 
Yol hakkı en önemli kul haklarındandır. Yol, medeniyetin sudan sonra en önemli nimetidir. Aşağıda yazacağımız hadisi şerifler iman sahiplerine sorumluluklarını haber vermektedir. 
              Rabbimiz buyuruyor ki "Öyle ise, dedi (Şeytan), beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar (saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım" (A'raf, 7/16);
               "Muaviye b. Kurra anlatıyor: Ma'kıl el-Müzenî ile beraberdim. Yolda yürürken eziyet verici bir şey görse kaldırıp atıyordu. Artık ben de bir şey gördüm mü, onu atmak için Ma'kıl'dan evvel davranmaya başladım. Bana; "Aferin sana yeğenim. Çünkü ben, Rasûlüllah'ın: "Kim Müslümanların yolundan eziyet veren bir Şeyi kaldırırsa, kendisine bir sevap yazılır. İyiliği makbul olan kimse Cennet'e girer" buyurduğunu işittim, dedi" 
    Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki:
               "İman altmış yahut yetmiş küsur şu'bedir. Bunun en üstünü "Lâ ilahe illallah" sözüdür, en aşağı derecede olanı ise yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Utanma da imandan bir şu'bedir" 
"Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hakk bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti".
"Hiçbir hayır yapmamış olan bir adam, yoldan bir diken dalını kaldırdı. Bu ya (yola uzanmış) bir ağaç dalıydı kesip attı ya da yola bırakılmış bir şeyi kaldırıp attı..." 
"Bana ümmetimin, hayır ve şer, bütün amelleri arzedildi. İyi amelleri arasında, rahatsızlık veren bir şeyin yoldan atılması da vardı. Kötü amelleri arasında yere gömülmeden mescide bırakılmış tükrük de vardı."
"Ey Allah'ın Resûlü, bana faydalı olacak birşey öğret", dedim de şu tavsiyede bulundu: "Müslümanların yolundan rahatsızlık veren şeyleri kaldır"
             "Hiçbir hayır ameli olmayan bir adam, yoldan geçenleri rahatsız eden bir ağaç dalını oradan kaldırıp attı. Allâh bu amelinden memnun kalarak onu cennetine koydu."
                "İman yetmiş küsur bölümdür; en üstte 'Allah'tan başka ilâh yoktur' sözünü kabul etmek ve en altta 'insanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan çekmek/kaldırmak' bulunmaktadır, hayâ da imanın bir parçasıdır." 
    Zikrolunan hadisi şerifleri uyguladığımız takdirde şehir ve insan olarak huzurlu bir hayat yaşarız. İyi Müslüman olmak yürüyüşü mutedil olduktan sonra, namaza müdavim olmaktır. Unutmayalım ki trafik ve yürüyüş medeniyeti olmadan diğer ibadetlerden lezzet alamayız vesselam.