Akademisyenler çalışmalarının ardından kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, yönetmeliklere uygun yapılmayan, yeterli mühendislik hizmeti alınmamış binaların hasar gördüğü, buna karşın iyi mühendislik hizmeti görmüş yapıların depremden etkilenmediği vurgulandı. Yapılarda kullanılan betonun şantiyede elle karıldığı ifade edilen raporda, "Yapılarda kullanan betonun herhangi bir eleme ve yıkama işleminden geçirilmeyen dere malzemesi kullandığı bilgisine ulaşılmıştır" denildi.
Bölgede yıkılan yapıların yanı sıra ağır hasarlı olup ayakta kalmayı başarabilen birçok binada bulunduğu hatırlatılan raporda, "Bu yapılar ayakta kalsalar bile yıkılmaya adaydırlar. Bölgedeki yapılarda ağır hasarın nedenlerinden biri de zemin katların ticari amaçla kullanılması sonucu oluşan zayıf ve yumuşak kattır" denildi.
HASAR KERPİÇ BİNADA
Kırsal kesimdeki yapıların yaygın olarak yörede kolaylıkla bulunan taş, briket ve kerpiç malzemeler kullanılarak inşa edildiği kaydedilen raporda, bu tür malzemeler ile inşa edilen yapılar arasında en çok kerpiç binaların hasar gördüğü vurgulandı. Raporda, hasara yol açan bu durumun sonucunda köylerde ciddi can kayıpları yaşanmıştır. Bölgede betonarme ve taş malzeme ile inşa edilmiş cami minarelerinde hasarlar ve yıkılmalar gözlemlenmiştir. Hasarların daha çok şerefe bölgesinde kesitin zayıfladığı düzlemlerde meydana geldiği görülmektedir. Bunun yanında iyi mühendislik hizmeti görmüş cami ve minare yapılarının depremden etkilenmediği görülmektedir." denildi.
Raporun sonunda Erçiş depreminde yıkılan ve ağır hasar alan binaların yanı sıra depremi başarıyla atlatmış betonarme binaların bulunduğu, deprem yönetmeliğine uygun inşa edilen bu binalarda hasarın sınırlı kaldığı veya hiç gözlenmediği bildirildi.