İki şey çok önemlidir yeryüzünde. Bu iki temel direk üzerine kuruludur dünya. Bu iki denge unsuru olmazsa ne evde huzur vardır, ne işte; ne sokakta huzur vardır, ne mahallede; ne kasabada huzur vardır ne şehirde; ne ülkede huzur vardır ne dünyada, dünyamızda: Dünyayı atakta tutan, kurumları sürekli kılan da bu iki unsurdur işte; adalet ve merhamet.

Birbirinden uzak gibi görünen bu iki kavram, aslında - biraz dikkat edilecek olursa - birbirinin yakın akrabası, hatta ikiz kardeşi, biri diğerinin olmazsa olmazıdır.

Kurumlar da bu iki kavram üzerinde ayakta kalırlar, ülkeler de.

İşte Hasan Uyar, hayatını adalet ve merhamet üzerine bina etmiş örnek bir iş insanı, onurlu bir gazete patronuydu. Ve 68 yıllık eseri olan Yeni Sakarya'yı da bu iki kavram; 'adalet' ve 'merhamet' üzerine kurmuş, onlarca yıl bu kavramlar üzerinde yaşatmıştı.

Adam kayırmanın, taraf tutmanın, ahbabı gözetmenin, suçluyu görmezden gelmenin, güçlüyle iş tutmanın, haramzadeyle bölüşmenin, yandaşının bin bir yanlışını örtmenin, muhalif olduğuna kan kusturmanın bolca rastlandığı; adalet ve merhametin sıkça askıya alındığı bir dünyadır basın dünyası. Satışla ve özsermaye ile ayakta kalabilmenin pek de kolay olmadığı bir dünyadır da. Sırtını 'sağlam dayılar'a dayayanların pek eksik olmadığı bir meslektir de.

İşte Hasan Uyar ve eseri Yeni Sakarya, bu tür olumsuzlardan 68 yıl uzak kalabilmeyi başarabilmiş bir kişi ve matbuat ürünüdür.

Hasan Uyar tek tekzip yememiş bir gazete patronuydu. Neden mi? Sansasyon ve ajitasyondan uzak, sütunlarında sevdiklerine de kızdıklarına da aynı mesafede durmayı başarabilmiş; haklının doğrunun ve sağduyunun sözcüsü olmayı her şeyin üzerinde görebilmiş bir gazete patronuydu da.

Yerelde gazete çıkartmak, iğneyle kuyu kazmaya benzer aslında; sabır kadar adalet, titizlik kadar da merhamet ister, günbegün, aybeay, yılbeyıl; insan insan, olay olay, manşet manşet, kantarın topuzunu adil tutabilmenin en zor olduğu alandır basın sektörü. Zira gazete yazılanların önemli kısmı tanıdığınızdır. Akrabanızdır, komşunuzdur, iş arkadaşınızdır; kolay mıdır bir ömür hem kimseyi incitmeden hem de haklı ve doğrudan ödün vermeden yapabilmek bunu.

Şahidiz; gördük bildik yaşadık; Hasan Uyar başardı bunu; Yeni Sakarya okurları ve yazarları, gördü bildi yaşadı bunu.

Hasan Uyar bir ekoldür. Yeni Sakarya bir okuldur.

Kâğıda dökülmemiş ama bihakkın yürürlükteki anayasalar gibi, Hasan Uyar'ın da - değiştirilemez ve değiştirilmesi asla teklif edilemez- Yeni Sakarya yasaları vardır.

Vefatından sonra da basta damadı şehriyari Koyunluluzade Mehmet Zeki Paşamız, şehzadelerimiz Sinan, Kemal ve Arda efendiler, gazetemizi omuzlayıp götüren yazı işleri kadrosu ve biz köşe yazarları olmak üzere; Yeni Sakarya, kurucusu, banisi, yaşatıcısı Hasan Uyar'ın bıraktığı çizgide yol almaya devam ediyor.

Yeni Sakarya, bu şehrin nabzının attığı, nabzının tutulduğu gazetenin adıdır; dükkân dükkân, çarşı çarşı, pasaj pasaj; bu şehirde yasayan sesiz çoğunluğun, dengenin, adaletin ve merhametin sesidir.

Çünkü Yeni Sakarya bu şehrin ruhudur.

Tıpkı Yeni Sakarya'nın da Hasan Uyar'ın ruhu olduğu gibi.