“İLK MÜSLÜMAN” isimli kitabın yazarı, Musevi geleneklerine göre yetişmiş bir agnostik olarak tanımlanmaktadır. 1945 doğumlu bayan yazarın çeşitli kitapları ve video konuşmaları vardır. “https://www.youtube.com/watch?v=nPvOV8U-G5Y” Adresini verdiğimiz linkte Peygamberimizle ilgili calibi dikkat bir konuşması vardır. Hz. Muhammedin as biyografisini yazmış ve bu kitap Türkçeye tercüme edilmiştir.

 Şöyle anlatıyor; “Tüm zamanların en etkili kişilerinden birinden bahsediyoruz. Nasıl olurda yazmam. Dünyasını köklü bir şekilde değiştiren ve bizim dünyamızı değiştirmeye hala devam eden bir adam. Nasıl olurda onun hakkında bu kadar az şey biliyoruz. İlk vahiy geldiğinde orada neler olduğu değil, nelerin olmadığıydı. Ne olmadı, Hz Muhammed dağdan sevinçten havalara uçarak inmedi. Yaşasın Allaha sonsuz şükürler olsun diye bağırarak dağdan aşağı koşmadı. Coşkuyla, melekler korosuyla inmedi. Gelen Kur’an’ın hepsi de değildi sadece birkaç ayetti gelen. Eleştirilecek hiçbir şey yapmadı. Başına gelene ikna olmamıştı. Gördüğüne anlam veremedi, kendini dağlardan atmak istedi. Bu tecrübeye son vermek istedi. Yaşanan ve yaşanmayan olaylar Onu bir insan olarak görmemi sağladı.” Konuşma metnini verdiğim linkten izleyip dinleyebilirsiniz. Malumunuz Buhari hadis kitabında “vahyin başlangıcı” başlığında bu olayın önemli bir kısmı anlatılmaktadır.

Yaşadığı tecrübeyi Peygamberimiz eşine anlatınca; Hz. Hatice onu şu vasıflarla nitelemiştir.: "Hayır! Sen asla hasta değilsin ve seni şeytan da çarpmadı. Müjdeler olsun! Yemin ederim ki Allah seni asla rezil etmez. Çünkü sen akrabanla ilişkilerini sürdürürsün, yalan konuşmazsın, kimsesizi korur, yoksulu giydirir, misafire ikram eder, hakkı savunanlara yardımda bulunursun"

Hâkka Suresinde ki şua ayetler bize vahiy konusunda güvence vermektedir.

﴾44﴿ Eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,

﴾45﴿ Elbette onu kıskıvrak yakalardık.

﴾46﴿ Sonra onun can damarını koparırdık.

﴾47﴿ Hiçbiriniz buna mâni olamazdınız.

Peygamberimizin elinde olsa vahyin bazı ayetlerini gizlerdi. Mesela ailesiyle ve evlenmeleriyle ilgili ayetleri gizleyebilirdi. Hz. Aişe (r.anha), bu hususa dikkat çekmiş ve “Eğer Resulullah Kur’an’dan bir şey gizleseydi bu ayeti (33/37) gizlerdi.” Demiştir.

Peygamberimiz kendisinin söylemediği söz için söyledi diye isnat edene cehennem azabı vardır derken, hiç Allah’a iftira ederek onun adına söz söyleyebilir mi?

“Sen bundan evvel hiçbir kitâb okur değildin. Elinle de onu yazmadın. Böyle olsaydı baatıl söyleyenler elbet şüphelenir (ler) di.” 29/48 ayeti kerimesi bizlere vahyin kaynağıyla  ilgili bilgi vermektedir.

Peygamberimizin vahyi değiştirme, ilave etme veya silme yetkisi yoktur. İşte bu konuda bir ayeti kerime; ”Kendilerine âyetlerimiz açıkça okunup anlatılınca bize geleceklerine inanmayanlar, "Bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir" dediler. Onlara şöyle de: "Onu kendiliğimden değiştirmeye hak ve yetkim yoktur, ben ancak bana vahyedilene uyuyorum. Eğer rabbime itaatsizlik edersem şüphesiz dehşetli bir günün azabından korkarım. Yine de ki: "Allah (öyle) dileseydi ne ben onu size okuyabilirdim ne de siz onu anlayabilirdiniz; o gelmeden aranızda uzun bir süre yaşadım, siz aklınızı kullanıp düşünmez misiniz?" 10/15,16