Kökü asırlar öncesine dayanan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük medeniyetlerinden biri olan, o koca ve dev Osmanlı’yı yıkan zihniyetin, bugün de bütün şiddetiyle devam ettiğini görmek, ülkemiz adına büyük talihsizlik olsa gerek…

Hani bir söz vardır;

“Beni düşmanın attığı top-tüfek değil; dostun attığı gül yaralar.”

Böyle olduğunu gösterir muhalif bir anlayış var bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde…

Bir zamanlar 70 sente muhtaç hale gelip, ülke ülke yardım dilenen devlet anlayışını yıkıp, özellikle savunma sanayiine yaptığı yatırımlarla dünyanın gündemine oturan bir ülke haline gelmek, insanın göğsünü kabartmaz mı!

Sevindirmez mi o şanlı bayrağın gölgesinde yaşayan bu milleti!

Her gün başka bir atışmayla, milletin sorunlarının çözüleceği Meclis’i farklı bir yöne kanalize etme uğraşı içerisinde olan muhalif anlayış, bu ülkedeki sağduyu sahibi herkesi üzüyor ve de düşünceye sevk ediyor olmalı…

Özellikle son çeyrek asırda her alanda başlatılan hizmet ve yatırımlar, sadece ülkemize iyi gözle bakmayan dış güçlerin değil, içerdeki muhalefetin de gündeminden düşmüyor…

Bol gürültülü ve karşılıklı atışmalarla geçen bütçe görüşmelerinin sonuna gelindi…

İktidarın her yatırımını doğru bulmak ve alkışlamak, elbette mümkün değil…

Yanlışları, eksikleri olacaktır hiç kuşkusuz…

Bunu TBMM seviyesine yakışır bir olgunluk içerisinde hatırlatmak ve olaya analitik düşünceyle yaklaşıp çözüm önerileri sunmak, seçip meclise gönderilen milletvekillerinin başta gelen görevi olmalıdır…

Bu anlayıştan yoksun şekilde, dünyanın gıpta ile izlediği savunma projeleri başta olmak üzere, her alanda ve Akdeniz’de yapılan hak arayışına ters gelecek söylemlerle iktidarı yıpratmak, neyin nesidir…

Yakışır mı bu muhalif zihniyete!

Böyle yapmakla prim kazanacağını sananların, bakıp Meclis’teki tavırlarına, çeyrek asırdır her seçimi kaybedişinin altında yatan sırrı çözmek, hiç de zor olmayacaktır…

Hükümet; eksiği, noksanıyla zorlu bir bütçe maratonunu geride bıraktı…

Şimdi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulları düzeltmek görevi düşüyor omuzlarına…

Zira sıkıntı, daha da büyüyecek özellikler gösteriyor…

Muhalefetin bu doğrultudaki tavrı, acımasız ve çok yıpratıcı olacak…

Böyle olduğunu gösterir bir hazırlık içerisindeler zira…

O halde ne yapıp edip piyasaların istikrara kavuşması, halkımızın rahatlaması, toplumun huzur bulması adına, ekonomiyi behemehâl düzeltmek ve rayına koymak kaçınılmazdır…

Hükümetin bu anlayış içerisinde geleceği planlaması ve ona uygun önlemlerle piyasaları yoluna koyması gerekir…

Bilinir ki her iktidarı yıpratan en önemli ölçü, ekonomik parametrelerdir…

Uzun vadeli yatırımlar ve buna bağlı başarılar, iktidarı muhtemel kayıplara karşı korumada yetersiz olabilir…

Onun için bugün ülkemizde ivedilikle düzeltilmesi istenen sıkıntı ekonomiktir ve bu iktidarın yumuşak karnıdır…

Muhalefet de buradan vurmaya hazırlanıyor, hem de bütün şiddetiyle…

İsteriz ki çeyrek asırdır kazanılmış bu muhteşem çıkış, kısır çekişmeler yanında, geçici de olsa ekonomik sıkıntılara kurban edilmesin…

Bu duygularla milleti, memleketi ve ülkesi adına taşın altına elini koyacak başta iktidar partisi olmak üzere, “yapıcı muhalefet” anlayışı içerisinde olması beklenilen tüm partilere “Zeytin çiçekleri” gönderelim istedik…