Ne zaman ve nasıl sona ereceği belli olmayan ölümcül bir virüs alıp başını giderken doludizgin, sıkıntı yokmuşçasına olayları farklı yöne çekerek illaki birbirlerine sataşacak bir şeyler bulmaları, doğrusu şu kritik süreçte siyasetçiler başta olmak üzere, hiç kimseye yakışmadığı gibi yararı da olmayan bir sürtüşme ve atışma ortamı var son günlerde…
Neymiş efendim!
“Seksen kuruşluk maskeyi temin etmekten yoksun bir hükümet varmış.”
Son derece ucuz ve bir siyasetçiye yakışmayan suçlamalarla ortalığı geren milletvekili sıfatını taşıyan birine olduğu kadar, hiçbir siyasetçiye yakışmayacak bir tatsız ortama yönelik gündem var medyada, karşılıklı atışmalarla sürüp giden…
İyi Parti’nin “iyi adayı” olduğuna inandığımız Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile başlayan AK Parti’nin sakinliği ve efendiliğiyle tanınan İl Başkanı Yunus Tever ile sürüp giden tartışmanın başlangıcı ve sonu, bence topluma bir şeyler vermekten çok uzak…
Ve de şu kritik süreçte hiç de hoş karşılanmayacak bir atışma olsa gerek…
Bırakın ülkemizi, ilimizde istisnasız hemen her belediye yanında sivil toplum örgütleri, meslek liseleri ve dahi bazı farklı kurum ve kuruluşlar, hızlı bir üretim atağıyla, şu anda toplumun ihtiyaç duyduğu maske yapımına yönelirken; ev ev, eczane eczane dağıtılan maskeler konusunda sıkıntı yaşandığını söylemek ve bundan kaynaklanan ucuz bir siyasi polemiğe girmek ister iyi ister kötü olsun, hiç kimseye faydası olmayan tartışmadan öte bir şey değildir…
İç piyasalara yeterli oranda sunulurken, Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya da koli koli maske gönderilmesi, neyi ifade ediyor siyasetçilere acaba…
Hal böyle iken daha ciddi konular üzerinde durmalarını beklediğimiz politikacılardan gelen muhalif ataklara sırtını döneceği yerde cevap vermek, iktidar partisine de yakışacak bir tutum olmamalı…
Halk yapılan iyi-kötü ne varsa onu son derece dikkatli bir şekilde gözlemliyor ve değerlendiriyor...
İçinde bulunduğumuz son derece kritik süreçte, gönül ister ki iktidarı muhalefetiyle tüm siyasetçiler halkı motive edecek konularda fikir birliği içerisinde hareket etsin…
Artık bunu özlüyor toplum, birbirini suçlayan ifadelerden uzak…
Böyle bir iklimin oluşmasının, toplum adına şifa olacağı beklentisi var insanlarımızda…
Bilmem zor mudur böylesi bir ortamın oluşması…
Samimi, içten ve ülke yararına davranışlarda bulunacak siyasetçilere açıktır toplumun yüreği…
Denilir ya “Ya hayır söyle ya da sus.” 
Gelin, atalım basit ve çıkar anlayışına dayalı siyasi söylemleri bir tarafa…
Hiç olmazsa şu kritik süreçte kol kola girilsin…
Ve söylensin “Biz bu sıkıntıyı birlikte ve kısa sürede halledeceğiz.” şeklinde güzel sözler…
Zira buna ihtiyaç var, şiddetli bir şekilde…
Bu duygularla,barış ve sevgi çağrıştıran “Zeytin çiçekleri” gidiyor herkese ve her kesime…