Kendiyle mutlu olmayı başaramamış insanlar karşısındaki insanla da pek mutlu olamazlar. Kendini sevmeyen, önemsemeyen, kendine ait bir fikri olmayan, görüş belirtemeyen, kalabalıkta mutlu olup yalnızken buhrana giren, başkası olmadan bir faaliyet yapmaktan çekinen, tek başına sosyal olamayan insanlar genelde kendiyle mutluluğu yakalayamamış insanlardır. Böyle kişiler karşısındaki insanın ruh haline göre biçim alan kişilerdir ve siz farkında olmadan hayatınızın enerjisini tüketirler. Uyum yetileri fazla gelişmiştir. Bundan dolayı insanların yanlarında kolay yer edinirler. Fakat sizi geliştirmezler.

Bir birliktelikte partneriniz şayet kendiyle mutlu değilse, sadece karşısındaki insanı mutlu etmeye kendini adamışsa veya kendi mutlu olmak için sizi araç olarak görüyorsa ilişkideki çekim zamanla biter yerini mecburiyete bırakır. Bir birlikteliğin yürümesi için iki gönüllü birey gereklidir ki iletişim, paylaşım olabilsin. Kimi ilişkide erkek kaybetme korkusuyla kadının her dediğine teslim olurken, kimi ilişkide de kadın erkeği kaybetmeme, elinde tutma arzusuyla erkeğinin her dediğine her hareketine teslim olur. Bu yanlış bir özümsemedir, karşı tarafın size yönelimini gün geçtikçe bitirir. Aslına bakılırsa kadınlarında erkeklerinde ilişkide aradığı özelliklerden biridir bu; benim her dediğim olsun, bensiz yapamasın, dünyasını benim üzerime kursun… Benim için ölsün, bitsin, bağımlı olsun. Bu tarz insanların küçüklükten kalma travmaları vardır. Birçok travma kişiyi karşısındaki insana mecbur kılar.

Sağlıklı bir birey kendisine bağımlı olunan ilişkiden genelde uzaklaşır ve karşısındaki kişiye de kolay kolay bağımlılık geliştirmez.

Bir insan sadece sizinle faaliyet gösteriyor, sizin dediklerinizi özümsüyor, siz ne derseniz yapıyor, siz varsanız var oluyor yoksanız kahroluyorsa işiniz oldukça zordur. Mutsuzluğunuzu anlamlandıramadığınızdan dolayı o kişiden uzaklaşmanız da fazlasıyla zordur. Çünkü böyle insanlar karşısındaki insanın en can alıcı yerini vicdanını kullanırlar. Her dediklerini yaparlar ve karşısındaki insana ayrılmak için bir sebep yaratmazlar. Fakat ilişkilerine bir anlam, bir güzellik, bir arzu, bir heyecan da katmazlar. Yani anlayacağınız karşısındaki insanı kendilerine mahkum bırakırlar bir nevi… Kimse kendisine muhtaç olan bir insana kolay kolay arkasını dönemez.

tam aksi, benden başkasıyla görüşmesin, benim dediğim olsun, ben ne dersem olsun, ben varsam var olsun ben yoksam hiçbir yerde olmasın diyen insanlarda tehlikelidir. Böyleleri de size esir hayatı yaşatıp ruhunuzu daraltmaktan, kavga gürültü çıkarmaktan başka bir işe yaramazlar. Ve yetmezmiş gibi kendilerinden kopmamanız için her yolu kendilerine de mübah kılarlar.

Seçimlerinizi yaparken, kararlarınızı verirken vicdanınıza ve duygularınıza aşırı derecede kulak verirseniz kendinizi bir hapishanede yaşamaya mahkum kılarsınız. İşin içinden de bir türlü çıkamayacağınız için hayatınızı karartırsınız.

Önceliğiniz kendi mutluluğunuz olsun.

Sevgilerimle…