AK Parti’de milletvekili sayısı zamanla 6’dan 4’e düştü…

Bilhassa 6 milletvekilinin olduğu dönemlerde “Vekillerin 6’sı bir türlü bir araya gelemiyor” diye yazıyorduk…

Hakikaten 6 vekili bir arada görmek deveye hendek atlatmakla eş değerdi o günlerde…

Vekil sayısı 5’e düşünce bu sefer de “5 vekili bir arada görmek neredeyse imkânsız” diye yazmaya başladık…

Ki öyleydi de…

Bir vekil tamamen kendi dünyasında yaşıyordu…

Kalan 4 vekilin bir tanesi hiç topa girmiyor, sürekli ortada duruyordu…

Gel zaman git zaman şu anda AK Parti’nin 4 milletvekili var…

Baktığımızda Ali İhsan Yavuz, Recep Uncuoğlu ve Çiğdem Atabek aynı dönemlerde siyaset yapmış, birlikte uyum içinde çalışmış isimler…

Hatta Ali İhsan Yavuz’u Uncuoğlu ve Atabek’i siyasete kazandıran isim olarak da lanse edebiliriz…

Bu üç milletvekili şüphesiz uyum içerisinde çalışacaktır bu dönem…

4. milletvekili Kenan Sofuoğlu’nun da bu üç isimle ters düşeceğini sanmıyorum…

Velhasılı kelam bu dönem müthiş bir uyum içinde çalışacak AK Parti milletvekilleri…

Bu durum şehir açısından da son derece olumlu sonuçlar doğuracak…

Ayrıca parti içindeki dengeleri de yakından etkileyecek…

Örneğin önümüzdeki mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde başkan adayları üzerinde tam bir mutabakat sağlanacak diye düşünüyorum…

Bu dört milletvekiline İl Başkanı Fevzi Kılıç da ayak uydurursa başkan adaylarının belirlenmesinde teşkilat ve milletvekilleri büyük oranda söz sahibi olacak demektir…

Aksi durumda neler yaşanacağını biliyoruz…

Milletvekillerinin farklı farklı düşündüğü, teşkilatın karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğü durumlarda hiç kimsenin istediği olmuyor, Genel Merkez ağırlığını koyuyordu…

Bu dönemde milletvekilleri ve teşkilatın (Özellikle il başkanının) ortak bir noktada buluşmasıyla başkan adaylarının belirlenmesi çok daha kolay olacaktır…

İl başkanını bilmem ama bu dört milletvekilinin özellikle Büyükşehir Belediye başkan adayının belirlenmesinde tek bir isim üzerinde rahatlıkla uzlaşıya varacağını şimdiden çok net görebiliyorum…

 

Muhalefetin açmazı

 

Yerel seçimler yaklaşırken muhalefet partileri yine kendi iç meseleleri ile meşgul…

MHP’yi muhalefetten saymıyorum artık…

Saadet Partisi’nin de etkili olabileceğini düşünmüyorum…

Yine varsa yoksa CHP ve İYİ Parti’den medet umuyor muhalif seçmen…

Onların durumu da gerçekten çok vahim…

CHP’de bir kurultay tartışmasıdır gidiyor…

Yeterli imza toplanacak mı, kurultay yapılacak mı, başkan değişecek mi; vesaire…

CHP öyle bir noktaya geldi ki artık hiç kimse için bir umut vaat etmiyor…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu partiyi iktidara taşımasının ve yerel seçimlerde başarılı olmasının imkânsız olduğunu aklı başındaki herkes tahmin edebiliyor…

Ama kendi koltuğunu korumak adına milletvekilleri de, il başkanları da genel başkandan yana pozisyon alıyor…

Kaldı ki Kılıçdaroğlu’nun yapamadığını Muharrem İnce’nin yapacağına dair de pek iyimser değil insanlar…

Ne Kılıçdaroğlu, ne de İnce; bir üçüncü yol bulunmalı diyenlerin sayısı bir hayli fazla…

Muhalefette kalmanın ve birkaç belediye başkanlığına tav olmanın adı artık Cumhuriyet Halk Partisi…

“Küçük olsun benim olsun” anlayışına sahip bir siyasi hareket…

Hele ki Sakarya’da esamisi bile okunmayan bir parti…

CHP’de durum böyleyken İYİ Parti’de farklı mı?

Orada da kurultay toplanacak…

Akşener devam edecek mi, etmeyecek mi belli değil…

Partisinden az oy almış, yarattığı siyasi havanın kat be kat altında bir başarı elde etmiş Meral Akşener hala kurtarıcı gibi görünüyor partide…

Yıllardır siyasetin içinde bulunan ve son seçimde yüzde 7 oy alabilen bir insan ne olacak da 5 yıl sonra Cumhurbaşkanı seçilecek doğrusu çok merak ediyorum…

İYİ Parti’de herkes Akşener’in ağzına bakıyor…

Parti adeta tek kişinin hâkimiyeti altında…

Sakarya’da da durum farklı değil…

Tek bir kişi ne isterse o oluyor…

Teşkilat başkanları, milletvekili adayları hep bir kişinin isteği ve arzusu üzerine şekilleniyor…

Yerel seçimlerde de böyle olacak…

Hiçbir şey değişmeyecek…

O tek kişi oturacak ve “Belediye başkan adayları şunlar şunlar olacak” diyecek…

Partide de kimse sesini çıkarmayacak/çıkaramayacak bu duruma…

Yazık…

Gerçekten çok yazık…

Bu kadar etkisiz, basiretsiz ve çapsız ve de bu kadar küçük düşünen bir muhalefetle bu şehir ve bu ülke ne kadar ileri gidebilir ki!

 

Siyasetin dışından

adaylar olur mu?

Yeni hükümet sistemine geçilmesi ile birlikte bakanlar artık parlamento dışından da atanabiliyor…

Bakan olmak için milletvekili ya da parti üyesi olma şartı aranmıyor…

Bilhassa AK Parti’de yerel seçimlerde başkan adayları da benzer şekilde belirlenebilir mi diye sormadan edemiyor insan…

Bir bürokratın veya başarılı bir işadamının, bir CEO’nun başkan adayı olması mümkün müdür?

Bence değildir…

Ülke çapında bakanların siyasetin dışındaki isimlerden seçilmesi AK Parti içinde çok fazla dillendirilmese de bir rahatsızlığa neden oldu…

Aynı şekilde başkan adayları da AK Parti dışından belirlenirse burada teşkilatı çalıştırmak pek mümkün olmaz…

Birçok AK Partili gidip başka bir adaya verir oyunu…

Bu nedenle AK Parti’de başkan adayları mevcut başkanlar veya teşkilat başkanları arasından ya da partiye emeği geçmiş, tanınan ve bilinen isimler arasından seçilir diye düşünüyorum…

Ama ben olsam AK Parti’yi değil de ülkeyi düşünür başkan adaylarının büyük bölümünü alanında uzmanlaşmış ve partili olmayan kişilerden seçerdim…

Hatta mümkünse şehri ve şehirliyi hiç bilmeyen ve tanımayan insanları getirir oturturdum o koltuklara…