Yerel seçimlere artık bir ay gibi bir zaman kaldı…

En başından beri ülkede bir seçim havası olmadığını söylüyoruz…

Belki son bir iki hafta kala ortam biraz hareketlenebilir…

Sokak ve caddelerin bayraklarla donatılmaması ve de seçim arabalarının birbiri ardına bangır bangır dolaşmamaları değil bizi bu düşünceye iten…

Söylemek ve vurgulamak istediğimiz şey belediye başkan adaylarının ve şehrin problemlerinin çok fazla gündeme gelmemesi…

Genel olarak baktığımızda bir seçim havası var ama bu hava yerel seçim havası değil…

Ülkede yaşanan ekonomik krizin ve iktidarın “Beka meselesi” çıkışının yerel seçimleri genel seçim havasına soktuğunu görüyoruz…

İktidarın ısrarla “Ülkenin bekası tehlikede” diyerek, muhalefet partilerinin de “Ülkede çok ciddi bir ekonomik kriz var” vurgusu yaparak bu seçimleri genel seçim havasına soktuğunu söyleyebiliriz…

Peki, vatandaşlar bu tartışmalara nasıl bakıyor derseniz burada da çeşitli yaklaşımlar söz konusu…

Cumhur İttifakı’nı destekleyenler “Ülkemizin bekası tehlikeye girmesin diye AK Parti ve MHP’yi desteklemeyi sürdüreceğiz” görüşünde…

Bir kısım AK Partili ve MHP’liler ise, “Bu seçim, bir yerel seçim. O yüzden en iyi aday kimse onu destekleriz” düşüncesini benimsiyor ama bu kişiler azınlıkta…

Millet İttifakı’nın destekçileri ise, “Beka tehlikesi varsa da bunun müsebbibi bu iktidardır. Asıl tehlike ekonomik gidişat” diyerek CHP ve İYİ Parti adaylarına yöneliyor…

Seçimi yerel seçim çizgisinde yaşayan ve algılayan partiler ise en azından şehrimiz ölçeğinde değerlendirirsek Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi…

Her iki ittifaka da dahil olmayan bu partiler tamamen belediye başkanlığı kazanmaya endeksli bir şekilde mücadelelerini sürdürüyor…

Benim çarşıda pazarda gezinirken gözlemlediğim ve insanlarla konuşurken edindiğim izlenim ise vatandaşın daha çok kendi bekasını düşündüğü yönünde…

Bilhassa ekonomik krizin belini büktüğü vatandaşlar, “Bu düzen böyle devam ederse bizim bekamız ciddi olarak tehlikeye girer. Dükkanlar kapanır, aileler dağılır, Allah korusun bir sosyal patlamanın önü alınamaz” görüşünde…

Yani ülkenin bekasında bir problem görmüyor vatandaş ama kendi ekonomik bekasında ciddi tehlike sinyalleri alıyor…

Bakalım ülkenin bekası mı belirleyecek oy tercihini yoksa herkesin kendi kişisel bekası mı?

 

İttifakların bekası

AK Parti ile MHP son kertede meclis listelerinde de ittifak yaptı…

MHP’li meclis üyesi adayları da AK Parti listelerinden aday gösterildi…

Bu durum genel anlamda AK Partililerde bir hayal kırıklığı yaratırken, MHP kanadında ise sevinçle karşılandı diyebiliriz…

Zira MHP’nin belediye başkan adaylarının olmadığı bir ortamda meclislere üye sokması pek mümkün gözükmüyordu…

En başka MHP’de yaşanan kırılma ile meclis listelerinin belli olmasından sonra AK Parti’de yaşanan kırılma seçime bir ay kala çok fazla sıkıntı çıkaracak gibi değil…

AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakı’nın temelini sağlam atıp çatısını da çok iyi kurduğunu söyleyebiliriz…

AK Parti’nin MHP olmadan, MHP’nin de AK Parti olmadan yol alamayacağı artık aşikâr…

Aynı şeyi Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti için söylemek ise şu ortamda çok zor…

Zoraki kurulmuş olan bu ittifakın seçim sonrasında dağılması kaçınılmaz…

Öyle bir görüntü veriyorlar ki iktidarla değil de sanki birbirleriyle mücadele ediyorlar…

Daha şimdiden Adapazarı’nda iki adayla, Serdivan’da da iki listeyle seçime giren Millet İttifakı, sandıkta da birbirinin adayını çok fazla destekleyecek gibi durmuyor…

Herkes kendi havasında seçimi götürüyor…

Sözün özü Cumhur İttifakı’nda bir beka problemi yok ama Millet İttifakı’nda fazlasıyla var…

 

Belediyelerin bekası

Seçimlerin yerel olmaktan çıkarılıp genel seçim havasına sokulması en çok da belediyelerin bekasını tehdit eder nitelikte…

Zira baktığımızda birkaç istisnayı saymaz isek kimsenin proje açıkladığı yok…

Adayların kahir ekseriyeti ülkenin bekası ve ekonominin gidişatı noktasında işi götürüyor…

Açıklanan projeler de şehir insanını heyecanlandırmaktan hayli uzak…

Belki de tüm adaylar ülkede yaşanan ekonomik krizin fazlasıyla farkında ve bu yüzden uçuk kaçık projeler açıklamaktan imtina ediyorlar…

Büyükşehir’de genel olarak Ekrem Yüce ile Cihan Kolip arasında geçen mücadelede Saadet Partisi Adayı Fahrettin Bay’a da hatırı sayılır bir oranda oy çıkabilir…

Her iki ittifakın küskünleri Saadet Partisi’ne yönelebilir…

Adapazarı’nda AK Parti Adayı Mutlu Işıksu’nun en büyük avantajı en yakın rakibinin belli olmaması…

Zira Adapazarı’nda iktidardan memnun olmayan veya iktidara ders vermek isteyen seçmen kime gideceğini bilmiyor…

Erenler ve Arifiye’de AK Parti açısından bir sıkıntı gözlenmiyor…

İYİ Parti adayları Ferizli, Kocaali, Taraklı ve Geyve’de iyi bir hava yakalamış durumda…

CHP’nin en fazla iddialı gözüktüğü yerler ise Serdivan ve Karasu…

Saadet Partisi özellikle Pamukova ve Kaynarca’dan hayli ümitli…

Büyük Birlik Partisi de Karasu’da Mehmet İspiroğlu ve Hendek’te Turgut Babaoğlu ile hayli avantajlı konumda…

BBP’nin iddialı olduğu diğer ilçeler ise Karapürçek ile Kaynarca…

Bağımsız adaylara baktığımızda ise en iddialı isim şüphesiz Sapanca Belediye başkan adayı Oya Arapoğlu…

Son bir aya girilirken AK Parti’nin gücünü kısmen muhafaza ettiği, muhalefetin de baskısını artırdığını görüyoruz…

Cumhur İttifakı’nın 17-0 yapması da mümkün, 5-6 belediyeyi kaybetmesi de….

Son iki haftaya girildiğinde tablo biraz daha netleşir…

 

Milletvekillerinin bekası

Sakarya milletvekilleri seçimleri uzaktan izliyor…

Çok fazla sahaya indiklerini söyleyemeyiz…

Bunda şüphesiz TBMM çalışmalarının devam ediyor oluşu büyük etken…

AK Parti’de Ali İhsan Yavuz, MHP’de Levent Bülbül, CHP’de de Engin Özkoç Ankara’daki görevleri gereği Sakarya’ya gelmeye çok fazla fırsat bulamıyor…

Engin Özkoç’un limitleri biraz daha zorladığını ve fırsat buldukça soluğu şehrimizde aldığını söyleyebiliriz…

MHP Milletvekili Levent Bülbül de şehre geldiğinde herhalde en çok Taraklı’ya gidiyordur veya gidecektir…

Ali İhsan Yavuz ise gerek belediye başkan, gerekse belediye meclis üyelerinin belirlenmesinden sonra epey bir rahatlamıştır ve “Artık gerisini adaylar halletsin” diye düşünüyordur…

AK Parti’nin diğer vekillerinden Çiğdem Atabek, Recep Uncuoğlu ve Kenan Sofuoğlu’ndan da pek ses çıkmıyor…

Bir iki ziyaret yapıyorlar ama fazla ortada görünmüyorlar…

Zira başta Tank Palet’in özelleştirilme kararı, sağlık alanında yaşanan sıkıntılar ve ekonomik gidişatın pek parlak olmayışı, kimi adaylara ve de listelere olan tepkiler nedeniyle bazı sorular ve tepkilere muhatap olmak istemeyebilirler…

İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır ise fırsatını buldukça sahaya iniyor ama daha çok meclis kürsüsünden muhalefet yapmayı tercih ediyor diyebiliriz…

Peki dört sene sonraki genel seçimlerde mevcut 7 Sakarya milletvekilinin kaçı görevine devam eder diye sorarsanız, en fazla ikisi cevabını verebilirim…

 

Cadde 54’ün bekası

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) bilindiği gibi Serdivan’da aday çıkartmadı…

Dolayısıyla seçimlerde mevcut belediye başkanı ve AK Parti Adayı Yusuf Alemdar’ı destekleyecekler…

Geçenlerde MHP İl Başkanı Ahmet Ziya Akar bizzat makamında Yusuf Alemdar’ı ziyaret ederek bu desteğini yineledi…

Hatta üstüne basa basa “Yusuf Alemdar’ın sonuna kadar arkasındayız” diyerek bu desteği ısrarla vurgulamaktan da geri durmadı…

Ben önümüzdeki günlerde Alemdar ve Akar’ın birlikte Cadde 54 projesi inşaatını da gezmelerini öneriyorum…

Hangi Cadde 54 projesi mi?

Hani şu MHP Milletvekili Levent Bülbül ile İl Başkanı Ahmet Ziya Akar’ın her fırsatta basının karşısına çıkıp, “Burada büyük bir kamu zararı var. Burada kanuna aykırı işler var. Burada zikredilen miktardan daha büyük bir yatırım söz konusu” dedikleri ve olayı yargıya kadar taşıdıkları Cadde 54 projesi…

Herhalde ülkenin ve ittifakın bekası kadar Cadde 54 projesinin bekasını da düşünüyorlardır…

Proje tamamlandığında da kurdeleyi birlikte keserler artık…

Cadde 54 inşaatından sonra da Serdivan’ı şöyle bir dolaşsınlar derim ben…

Hangi Serdivan’ı mı?

Hani Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın, “Benim artık verebileceğim hiçbir şey kalmadı” dediği Serdivan’ı…

Belki gezerken MHP İl Başkanı Akar, “Sayın Başkan Serdivan’a şunları şunları da verebilirsiniz” diye tavsiyelerde bulunur kendisine…

Öyle ya; madem destekliyorsunuz sözde değil özde destekleyin…